PROBLEMLER VE DÜŞÜNCE TARZLARI
İnsan olsun, şirket olsun, devlet olsun, hayat buldukları sürece olumsuzluklar ile problemler ile karşı karşıya kalacakları kesindir.
Her şey istediğimiz gibi olmaz, planladığımız gibi gitmez, her problem zamanında çözülmez.
İbni Sina: Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir, demiştir.
Düşünce sistematiği olarak; batı dünyası düşünmeden öğrenme, doğu dünyası ise öğrenmeden düşünme hastalıklarına duçar olmuştur.
Batı sistematiği düşünmüyor ise, bu kadar düşünür nereden çıkarmış denecek olabilir!
Burada düşünme biçimlerini ve farklılıklarını bilmemiz lazım. Düşünme biçimleri; üretici düşünme, eleştirel düşünme ve problem çözme üzerine düşünme olarak ayrılır. Üçü bir arada olmayan her düşünce sistematiği eksik kalır.
Batı dünyası, ilk çağlardan beri var olan düşünceyi kopyalamış, aşırmış, düşünmeden hazıra konmuş, üretici ve eleştirel düşünce biçimini geliştirmiş olsalar da problem çözme biçimini geliştirememişlerdir.
Problem çözme gelişmediği için teknolojik olarak gelişmiş olsalar da insani gelişmişliklerini o seviyeye çıkaramamışlardır. O yüzden teknoloji ilerledikçe insanın buhranı da ilerlemiştir.
Problem çözme yetileri gelişmediği için geçen yüzyılda dünyayı iki büyük cihan savaşına gebe bırakmışlardır.
Doğu da ise öğrenmeden düşünür olanlar çoktur! Problem çözme biçiminde düşünme gelişmiştir! Bu düşünme sistematiği öğrenmeden yapıldığı ve pratik çözümler sunduğu için problem çözümü yapıyor gibi gözükse de başka problemlerin çıkmasına engel olamamaktadır. O yüzden çok çok problemler çıkmaktadır!
Öğrenme eylemi olmadan, bu kadar rahat düşünürü olan bir toplulukta düşünce farklılıklarının çok olması gayet normaldir! Normal olmayan, başka düşüncelere karşı insafsız olunmasıdır.
Problem çözme düşünce biçimi; beyin fırtınasını, alan analizlerini, sebep sonuç ilişkilerini, kontrol kıstaslarını ve stratejik düşünmeyi ister iken maalesef, pratik düşünme yaklaşımının kolaycılığına teslim olup günü kurtarma tarzına dönüş durumdadır.
Problem; üzerinde düşünülecek, hakkında araştırma yapılacak, çözülecek olgudur. Zamanında çözülmeyen problemler sorun olur. Amaçlarımızla aramızdaki engeldir.
Problem aslında değişimin temelini oluşturur. Problem çözümleri değişimi getirir. Değişim varsa problem vardır! Problem çözmek yöneticilerin asli görevidir. Problem çözemeyen yönetici olmamalıdır!
Problem çözümsüzlüğü, problemi çözen kişiden veya düşünce tarzından kaynaklanır.
Problem çözmede tek bir yol değil, en iyi bir yol vardır! Problem çözmede sorular cevap odaklı değil, soru sorma odaklı olmalıdır. Doğru sorular sorularak, doğru cevaplar alınmalıdır. Soru sorma veri toplama sürecidir. Bilgiye ulaşmada ve problemi anlamada doğru sorular sorularak teşhis konmalıdır.
Problem hattı zatında karışık bir süreçtir ve çözmekte bu yüzden karışık ve zaman alan bir süreçtir. Sabır bilgi ve erdem sahibi olmayan kişilerin problem çözümleri genelde başka problemler çıkartır.
Problemi çözülemez ve anlaşılamaz hale getiren şeyleri sıralayacak olur isek: Metodik çalışmamak, yeterli istek ve kararlılığa sahip olmamak, problemi yanlış tanımlamak, gerekli bilgi teknik ve yeteneklerden mahrum olmak diye sıralayabiliriz.
Bir duvar yazısında “Küçükkken düşünce acıyordu, büyüyünce düşününce acıyor” yazmışlar. Düşünmek çoğu zaman acıtsa da ilahi bir emirdir. “De ki: Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiçbir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?” Enam Suresi. 50 Ayet