Bilmek Yaşamak ve Olmak
Kadim kültürümüzde ve imani esaslarımızda “nefs” kavramı külliyatlı bir yer tutmaktadır.
Düşünce adına söz söyleyenler, toplum adına düşünenler, bir adım öteye gitmeyi düşünenler, nefs demeseler de, nefs kavramının yerini tutan; alışkanlıklar, tutkular, bağlılıklar için çok sözler söylemişlerdir. Mesela Diyojen: Köleler efendilerine, değersiz insanlar da tutkularına köledir demiş!
“Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O’ndan hoşnut, O da senden razı olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!” Fecr Suresi 27-30 Ayetler.
Allah rızasını kazanmak; bilmek, yaşamak ve olmak demektir. Merhum Yunus bunu: hamdım, piştim, yandım olarak tarif etmiş.
Hayatta olmayı olmak olarak kabul edere isek, iman bilmek, cihat ise yaşamaktır. Olmuş olanlar için hayat, iman ve cihattır!
Bilme süreci aslında hamlık sürecidir. Bu süreçte insan; ilmi, ibadeti, sadakati, ahde vefayı, vakarı, haysiyeti öğrenir.
Yaşama ve yanma süreci; aklı ve imanı keşfetmek, sürekli öğrenme, sorgulama ve insan onurunu korumaktır.
Olma ve yanma süreci; beşeriyete hizmet ve beşeriyetin ezasına katlanmakla olur.
İnsan bilmek, yaşamak ve olmak sürecinde meleklerden üstün olmaya veya hayvanlardan daha aşağı olmaya adaydır. Bu adaylıklardan birine, bilme sürecindeki ihlası karar verecektir!
İhlas olmadan yapılan tüm eylemler aslında nefs adına atılan prangalardır. Bu prangalar ile kimi zaman makama, kimi zaman paraya, kimi zaman kadına bağlanır insan. Bağlanılan dünyadır, aslında dünya da değil, insanın kendine olan aşkıdır, kibridir bağlanılan.
Esaretin çoğu görünmeyen prangalardır. Ayaktaki pranga halhal mesabesindedir özgürlük savaşçısına, nefsini yenebilene.
“Ey Rabbimiz bize taşıyamayacağımız ağır yükler yükleme” duası. Olma ve yanma sürecinin farkında olmaktır!
Bu farkındalığın farkına varamayanlar yanmadan, kul olmadan, yok olanlardır! Bunlar olma adına, ilk önce nefsine sonra da dava adına, hizmet adına heva ve heveslerine gereksiz yere itaat ederler.
Gereksiz itaat önce bağlılık, sonra bağımlılık, daha sonra kadavra yapar.
Gereksizlik bilgi aşamasında olur ise aşağıdaki ayetlerin tanımı ile en basitinden kalpteki hastalık sebebi iledir. İhlas ve niyet sorgulanmalıdır.
“Orada on dokuz görevli vardır. Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkâr edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü’minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, “Allah, örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi” desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır” Müddesir Suresi 30-31. Ayetler.
Dönmenin bu kadar yaygın olduğu bir toplumda rızaya uygun bir dönüş oldukça zor. Rabbim rızasına uygun hayat sürenlerden ve rızasına uygun dönenlerden eylesin.