Yeni Yetme Meselesi
Zamanın kavun ve karpuzu olgunlaştırdığı aşikâr iken zaman ile olgunlaşmayan insanların varlığı da bir o kadar aşikârdır! Birçok öğrenme yaşla değil yaşanma ile gerçekleşir.
Rabbimin ve Resulünün emrine, dünyada en kıymetli değerlerden biri olan zamanın hatırına, birilerine saygı ve sevgi duyulur! “Herhangi bir genç yaşlılığından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, Yüce Allah da yaşlandığında ona hürmet edecek kimseler halk eder.” (Tirmizî, Birr, 15; Ebu Davud, Edeb, 58) Saçı sakalı ağarmış yaşlı Müslüman’a saygı gösterip ikram etmek, Allah’a saygıdandır. (Ebu Davud, Edeb, 23)
Yeni yetme deyimi lügatte; işe henüz başlamamış, o güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, tanınmayan, bilinmeyen, daha öncekilerden farklı olan manalarında kullanılsa da ıstılahta daha çok görgüsüzlük ve nankörlük ifadesi olarak kullanılır.
Hatta Türkiye Türkçesi ağızları sözlüğünde hırsızlığa, haydutluğa yeni başlayan olarak ifade edilmektedir.
Her genci yeni yetme görmemek lazımdır. Her gence de yeni yetme denmez. Nice aklı başında genç ihtiyarlara nazaran daha makbuldür. Mealen bir hadis i şerifte “Cömert güzel ahlaklı bir genç; cimri, ibadet eden kötü ahlaklı bir yaşlıdan Allah’a daha sevimlidir.”
Toplumda iyi yönü ile bakılınca sonraki gelen bir öncekiler için yeni yetme sayılabilir! Özellikle çocuklar babaları için hep yeni yetmedir veya çömezdir! Bu latifedir, zamansal bir gerçeğin ifadesidir. Lakin yazımızın asıl konusu siyasette ve yönetimdeki yeni yetmelerdir.
Siyasi geleneğimizde İslami yorumlamanın eksiğinden veya daha emniyetli tarafta kalma adına ideoloji örgüsü kurulurken 40 yaş sınırı belirlenmiş ve gençler özellikle tabandan gelenler damdaki buzağıdan öküz olmaz hesabı ile göz ardı edilmişlerdir. Bu gözardı bir yere kadar gerekli ve makbuldür. Bunu karine haline getirmek haksızlıklara sebep olmaktadır.
Bu göz ardı ediş sistematik olduğu ve değişim adına sistemin köküne kibrit suyu dökmeye hazır kişiler için gençler bulunmaz hint kumaşı oldu! Gençlik te heves ve heyacan fazlalığı taşıdığı kullanılmaya hazır idi. Nitekim keçiyi canından eden bir tutam ottur. Art niyetli kişiler bunun için gençleri kullanmaya başladı ve ilk iş olarak onlara “yalakalık” görevi verdiler. Bu nedenle yeni yetmeliğin ilk umdesi yalakalıktır.
Beğenmedikleri sistemin işine gelen yanını iyi kullanan art niyetli kişiler görev istenmez verilir düsturunu keyfe keder kullanmış ve ekseriyetle gerçekten öküzlüğe meyyal olanları tercih etmişlerdir! Benim samimi sistem ve gelenek savunucularına söylediğim ne istemeyi öğrettiniz nede vermeyi bildiniz eleştirim art niyetli kişilere de fazlası ile söylenebilecek bir uyarıdır.
Birisi veren diğeri de alan olduğuna ve hakkaniyet kuralları işlemediğine göre körü körüne itaat ve gerçekleri görmemek ve gizleyerek yalana ortak olmuş olarak “yalancılık” yeni yetmeliğin diğer umdesidir.
Biri haksız yere bir yere geliyor ve yalancılığı meslek haline getiriyorsa onun sonradan görme olması da kaçınılmaz olur. Sonradan görmeliğin diğer umdesi de sonradan görme olmalarıdır. Sonradan görme gavurdan dönme deyimi de herhalde boşu boşuna söylenmemiş olsa gerek ki yeni yetmeler de nesebi gayri sahih olma hareketleri gözükür.
Millet yeni yetmelerden en çok yalaka, yalancı ve sonradan görme oldukları için hazzetmiyor.
Güncel olan yeni yetme tartışmaları; değiştik demelerine rağmen işin ucu kendilerine değince değişmeyenler ile yeni yetmeliğin umdelerini taşıyanlar arasında geçiyor! Gençlik diye fitne çıkartanlar da çıkardıkları fitneye kurban gitmeye başlamış oluyor.
Erbakan Hoca “çoluk çocuk” derken ne dediğini anlamayanlara anlatalım. Davası olmayan, istikameti olmayan insan çocuktur! Nasıl ki insanlar ihtiyarladıkça çocuklaşırsa davası ve istikameti olmayan zaman geçtikçe daha da çocuklaşır. Davası olan ihtiyarlasa da çocuklaşmaz! Hatırı daha çok sayılır.
Yeni yetmeliğin tohumlarını ekip; küfürbazdan danışman, fikir ishaline tutulandan yardımcı, dolandırıcıdan iş adamı, hırsızdan müdür, hainden bürokrat, din düşmanından akil adam, vandaldan müteahhit yapıp bir de haramzadeleri mantar gibi her yere serpip yeni yetmelikten bahsetmeyeceksin.
Yönetim ve idare işini salt olarak yaşa indirgersen yaş tahtaya basmış olursun! Er veya geç ettiğini bulursun. Unutmayacaksın ki rüzgar eken fırtına biçer. Bir bakmışsın ki yaş 63 oluvermiş !!!
Biz biliyoruz ki Allah Resulü 18 yaşındaki genci (Usame bin Zeyd r.a.) İslam ordusuna komutan yaptı. Biz biliyoruz ki Fatih yirmili yaşlarda İstanbul’u fethetti. Biz biliyoruz ki Hz. Halid Bin Zeyd Ebu Eyyub El-ensârî doksanlı yaşlarında hem de Yezidin komutasında İstanbul önlerine geldi.
İstikameti olmayanın, davasından utanıp yenilgiyi kabul edenin, dava adamlığı olmaz. Dava adamlığının yaşı da olmaz. Her dava adamı da her yere konmaz!
Derde derman arayanlar bilir… Yaşta değil başta imiş/Şimdi bildim sultan imiş/Haktan gayri bir nesne yok/Görenlere beyan imiş.