Doğru Bilinen Yanlışlar
Hikmetin yerine kuru bilgi, marifetin yerine genel kültür konusunda kendimizi geliştirdiğimiz için daha doğrusu çağlar boyunca insanlar kolaycılığı daha çok tercih ettiği ve kalabalıkların ve gücün peşinden gitmeyi önemsedikleri için doğru bilinen yanlışlar ile uğraşmak her zamanın, her çağın sorunu olmuştur.
Olayları değerlendirme; büyük kafalar fikirleri, orta kafalar olayın gerçekleşme şeklini, küçük kafalar ise kişileri konuşur şeklindedir.
Fitne metodunun; kavramları bozma, fikri kirletme ve işbirlikçi zihniyet ile yol aldığını bildiğimize göre her şeyden önce kavramlarımıza sahip çıkmalı, fikirleri kendi kavramlarımız üzerine inşa etmeli, işbirlikçi, kolay pes eden kişi ve yapılardan uzak durmalıyız.
Doğru bilinen yanlışlar en çok kavram ve fikir karmaşasından çıkmakta, bilgi sanılan bilgiye çok kolay ulaşılması nedeni ile çoğalmaktadır!
Kavram; nesne, duygu, düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarım, anlamı olduğu gibi nesnelerin ve olayların ortak özelliklerini içine alan onları ortak bir ad altında toplayan genel tasarım demektir.
Kavramlar bozulduğu içindir ki Hz. Ali çocuklarına Ebu Bekir, Ömer ve Osman adını vermiş iken onu sevdiğini ve takip ettiğini söyleyenler zamanımızda çocuklarına bu isimleri vermemeyi marifet saymaktadır!
Kavramlar bozulduğu için şehir ve kent ayırımı yapılamamakta, kentlerimizi bu hale getiren sanayi anlayışı ne olmalıdır sorusu cevaplanmadan kentsel dönüşüm naraları atılmaktadır.
Kavramlar bozulduğu için kötüye giden ekonomi övülmekte işbirlikçi hortumcular ve pipetçiler eli ile kötü ekonomi iyi diye sunulabilmektedir.
Kavramlar bozulduğu için ülkemize has Türk tipi demokrasi, Türk tipi laiklik, Türk tipi başkanlık ifadeleri toplumda bile kabul görebilme noktasına gelmiştir.
Kavramlar bozulduğu için kavramın vücut bulmuş hali fikir abuk sabuk bir hal almış, kifayetsiz muhterisler fikir adamı sayılmaya başlanmıştır.
Kavram bozulup fikir ishal halini alınca, işbirlikçilik vatanseverlik diye sunulabilmekte, vatan kavramı toprak parçasına indirgenmekte, ben nerede isem vatan orası denilecek kıvama gelinebilmektedir.
Kavramlar bozulup fikir güdükleşince, hak ve batıl birbirine daha çok sirayet eder, haksızlık, hak namına yapılıyormuş edası ile yapılır. Düşünmek ve ibret almak, yerini kuru bir teslimiyetçiliği ve sevgi sapıklığına bırakır. Yükseldikçe alçalmak marifet sayılır!
Zamanımızda en çok bilgi bulunan bilgisayar ve onun süslü veledi internet üzerinden doğru bilinen yanlışlara bakınca insanların doğru sandıkları yanlışları daha çok kanıksadıkları ve karine haline getirdikleri anlaşılmaktadır.
Peygamber Efendimizin: “Fayda vermeyen ilimden Allah’a sığınırım…” öğretisi doğru bilinen yanlışların en büyük panzehri olarak karşımızda çağlar boyu durmaktadır!