Bu kuruma sahip çıkılmalı

Gazetemizin yeni sayısında yayınlanan “Acı Ama Gerçek” başlıklı haberi okuduğumda gerçekten için sızladı.
Habere göre Esenler Verem Savaş Derneği ve Dispanseri büyük bir mali sıkıntı içinde olduğu ve bu mali sıkıntısını giderebilmek veya en azından hafifletebilmek için elinde bulunan en önemli ve tek aracı olan içinde röntgen tarama cihazı da bulunan gezici verem tarama aracını satmak istiyordu.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun ilk yıllarında en büyük problemlerden biri sağlık alanındaki yaygın ve ölümcül hastalıklarla mücadele idi. Bu hastalıklar tifo, veba,verem ve sıtma gibi hastalıklardı.
Zorlu ve başarılı mücadelede , etkin tedbirler alarak bu hastalıların bir çoğu ile mücadelede başarıya ulaşıldı. Ancak verem ile mücadele oldukça uzun sürdü ve ta ki 1970 li yıllara kadar bu hastalığın kökü kazınamadı.
Ancak bu yıllarda bu hastalık ile mücadelede başarılı olunabildi. Ve şüphesiz bu mücadelede Veremle Savaş Derneklerinin, Verem Savaş Dispanserlerinin büyük katkısı vardır. Tabii bu katkının temelinde de halkımızın bu kuruluşlara karşı olan duyarlığı ve ilgisi yatıyordu.
Hastalığın Türkiye gündemindeki öneminin azalması sonucu bu kuruluşlara karşı olan duyarlılıkta azaldı.
Ancak gerek hızlı iç göç nedeni ile başta İstanbul olmak üzere büyük illerimize aşırı nüfus akımının oluşu, işsizliğin artması bu ve buna benzer bir çok nedenle geçim sıkıntısının artması sağlıklı beslenmeyi engellemiştir. Durum böyle olunca da sağlıksız beslenme imkanı bulamayan ve hijyenik olmayan, rutubetli yerlerde yaşama zorunda kalan dar gelirli vatandaşlarımız arasında ne yazık ki, son yıllarda verem hastalığının hızla arttığını görmekteyiz.
2008 yılı içinde Esenler Verem Savaş Derneği ve Dispanserinde 321 kişinin verem hastalığı teşhisi ile tedavi altçına alınması bunun en önemli göstergesidir.
Belki okurlarımız beş yüz bin nüfuslu bir ilçede bu rakamın ne önemi var diye düşünebilirler. Ama bu rakam hiçte küçümsenemeyecek bir rakamdır.
Kaldı ki, veremin solunum yolu ile hızla yayılan bir hastalık olduğu ve bu kişilerin diğer aile fertlerinin de risk altında bulunduğu dikkate alınır ise bu rakam hiçte küçümsenecek bir rakam değildir.
Tüm kısıtlı imkanlarına rağmen Esenler Verem Savaş Derneği ve Dispanserinin bu 321 kişinin 220 sini tedavi ettiğini ve geri kalanları da tedavi etmeye devam ettiklerini dikkate alırsak bu kurumumuzun ilçemizde ne kadar başarılı hizmet verdiğini ve ne kadar gerekli, sahip çıkılması gereken bir kurum olduğunu daha iyi anlamış oluruz. Üstelik bu hastalığa yakalanan bir kişinin tedavisinin en az 6-9 ay sürdüğünü düşünürsek başarıları gözümüzde biraz daha büyüyecektir. Hele hele bu hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar ile tedavi için gerekli uygulamanın,röntgen-tahlil gibi tedavi yöntemlerinin oldukça pahalı olduğu ve bir çoğunun dernek tarafından ücretsiz karşılandığı dikkate alınırsa başta Dernek Başkanı Nevzat Yarar olmak üzere tüm gönüllü veya ücretli çalışanlarını kutlamamak mümkün değil.
Durumu biraz derinliğine düşündüğümüz ve incelediğimizde toplum olarak Verem Savaş Dernekleri ve Dispanserlerimize sahip çıkmak zorunda olduğumuzu daha iyi anlarız.
Özellikle ekonomik açıdan dar gelirli ailelerin yaşadığı ve Anadolu’dan en büyük göçü alan bir ilçe olan Esenler’de, eğer bu ölümcül hastalığın daha da vahim derecelere ulaşmasını istemiyor isek bu güzel kurumumuza hep birlikte destek olmak zorundayız. Unutmayalım bu gün bir başkasında olan bu hastalık yarın bizi veya sevdiklerimizi amansız pençesine alabilir.
Bu gün adam sende diyerek ileride eyvah- keşke demeyelim.
Umarım halkımız bu güzel kuruma sahip çıkar ve dernek mali sıkıntılarını atlatır. Böylece hastaların teşhis ve tedavilerinde kullanılacak olan bu aracını satmak zorunda kalmaz.
Tüm Esenlerli vatandaşlar ile Esenler yetkililerinin konuya duyarlık göstereceklerine inanıyorum.