Yeniden soğuk savaşa doğru
İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesini takiben dünya iki kutba bölünmüştü. ABD ‘nin ve NATO Paktı’nın önderliğinde batı bloku, SSCB’nin ve Varşova paktının önderliğinde doğu bloku.
Ve bu iki blok arasında Soğuk Savaş olarak adlandırılan büyük bir siyasi çekişme başladı. Bu çekişme yıllarca devam etti. Ta ki SSCB’nin dağılmasına kadar.
SSCB’nin dağılmasından sonra bu soğuk savaş devri sona ermiş oldu. Ancak arkasından, dünyada tek güçlü devlet olarak kaldığına inanan ABD’nin desteklediği veya bizzat katıldığı sıcak savaşlar başladı. Irak’ın Kuveyt’i işgali, birinci Körfez Savaşı, ABD’nin Irak’ı işgali, bu arada Rusya’nın Afganistan’ı işgali gibi.
Rusya henüz toparlanma devresinde olduğundan ABD istediği gibi hareket ediyordu.
Ve nihayet ekonomik ve sosyal bakımdan toparlanan Rusya geçtiğimiz günlerde bir bahane ile Gürcistan’a saldırdı. Tabii tüm saldıran devletler gibi onun da kendini haklı gösteren veya göstermeye çalıştığı bir gerekçesi vardı. Bu gerekçe kabul edilebilir de olmayabilir. Ama uydurma da olsa bir gerekçesi vardı. Tıpkı ABD’nin Irak işgaline neden olarak gösterdiği uydurma gerekçe gibi.
Savaşların tarihine baktığımızda, savaşların yapılmasına karar verenler hep erkekler. Ancak savaş sırasında veya sonrasında en çok yüreği yananlar ise kadınlar. Çünkü savaşlarda ölenler o kadınların ya oğlu ya kocası ya babası veya kardeşi. Yani erkeklerin, özellikle zamanımızda, bir hiç uğruna çıkardıkları savaşların acısını çekenler kadınlar. Gerek savaş anında gerekse savaştan sonraki dönemde tüm sıkıntıların genelini yüklenenler de kadınlar.
Tabii savaşlara karar verenler ile cephede savaşanlar da farklı kişiler. Savaşta ölenler , yaralananlar veya sakatlananlar da tabii ki, savaşa karar verenler değil. Çoğu defa onların yakınları da değil. Savaşta ölenler, yaralananlar veya sakat kalanlar askerler.
Ve bu son gelişen dünya olayları gösteriyor ki, dünya yeniden eskiden olduğu gibi bir soğuk savaş dönemine giriyor. Belki bu eskiden olduğu gibi dünyanın bloklar halinde iki kutba ayrılmasına yol açmayabilir. Ama yine de belli oranlarda gruplaşmalar olacak ve dünya yeniden bir gerginlik ve tedirginlik ortamına girecektir.
Soğuk savaş döneminin en önemli sonucu ortaya çıkardığı karşılıklı güvensizlik ve tedirginlik, bunun ortaya koyduğu gerginliktir. Bu da devletlerin silahlanmaya büyük önem vermelerine yol açmaktadır.
Silahlanmaya önem verildiğinde de insanların geleceği ve mutluluğu için harcanması gereken paralar o insanları öldürmeye, yaralamaya veya sakatlamaya yönelik olan alanlara harcanmaktadır. Savaşlar yerine barışın hakim olduğu bir dünyada yaşamak ümidi ile saygılar sunuyorum.