Sorunumuz Sorun Çözemeyenler
Rahmetli Turgut Cansever beyefendi: “Her şey benimle başlıyor diyen kültürün bir tarih bilinci geliştirme şansı da yoktur. Tarih bilincinin olmadığı yerde bir gelecek tasavvuru da mümkün değildir. Her şey benimle başlıyor demek korkunç bir temel yokluğu demektir.” diye bir konu özeti yapmıştı.
Geldiğimiz bu günlerde tam olarak ta bu temelsizliği yaşamaktayız! Hafızasız fert olmadığı gibi hafızasız millet de olamaz! Ama özellikle son zamanlarda algı yönetimi adına akıl tutulması yaşayan güruh tarafından hafıza kaybı yaşayan bir toplum haline geldik.
Olayların zamanlaması ve kahramanları bilinçli olarak deforme ediliyor. Paralı kalemşörler yalanlar ile toplumda yeni algılar oluşturuyor. Sürekli yanılıp kandırılanlar özür dilemek yerine yeni yanlışlar ile eski yanlışları kapatmaya çalışıyor. Tek adamlığa karşı çıkanlar tek adamcı lığı kutsuyor, demokrasi deyip oligarşiye karşı çıkanlar oligarşi kaleleri kuruyor ise sorunlar çözülmüyor demektir.
Birileri, tek adamcılığı, fenomen olmayı, karizmatik olmayı liderlik olarak algıladığı için şunu hatırlatmakta fayda vardır. Lider, etrafındaki yönetici takımı ile liderdir! Lider ve yönetici takımı gerçekleri söylemeli, farklılıkların değerini kavramalı, dinlemeyi bilmeli…
Liderin kalitesini anlamanın en kısa yolu etrafındaki kişilere bakmaktır demiş batılı bir düşünür! Ülkemizdeki liderlere ve etrafındakilere bakar isek sorunları çözememe sebebimiz daha net anlaşılmaktadır!
Aynı suda iki kez yıkanılmaz kaidesi var iken sürekli kirli sularda dolaşıp temizlenmeye çalışmak sorun çözmeyeceği gibi sorunların ana kaynağı olmaktadır. Suyun suya benzediği kadar bir birine benzeyen çapsız, müptezel birileri liderin etrafında var ise ya o kişi lider değildir ya da etrafındaki yönetici kadrosu onu sürekli yanlış yönlendirip onu kutsayarak yanlışlarını bile doğru gösterip onu ulaşılmaz hale getirmişlerdir!
Bu ulaşılmazlık, lideri o hale getirir ki bir şey bilmediği halde her şeyi bildiğini zanneder, bilmediğini kendi bilirse etrafındakiler bu durumu anlamasın diye etrafına sürekli terör estirir. Bu terör sonucu, etrafında her şeye evet diyen, sen neymişsin abi modunda, bal mumundan heykelcik, durumunu muhafaza etmeye çalışan, hazırcı bir kitle birikir.
Yönetici kadrosunu düzgün seçebilmek için aşağıdaki şartlar asgari olarak sağlanmalı ve uyarılar dikkate alınmalıdır.
Hz. Ömer: “Biliniz ki aşırı ihtiras ve tamahkârlık münafıklığın bir dalıdır!” buyurmuştur. Bu tür adamlardan uzak durulmalıdır. Bunlar hallederiz hülya pozunda iş bitirici takımı olarak karşımıza çıkarlar.
Yönetici kadrosunda:
Herkes her şeyden sorumlu olmalı! Ama asıl konusunda uzman olup, yönetimin tüm işlevlerine katılmalıdır.
Kararlar gecikmeden alınmalı, kadroda herkes karar süreçlerinde bulunmalı ve intaç konusunda dirayetli olmalıdır.
Güven sarsılmamalı, yönetici kadrosu birbirine güvenmeli birileri hizmet için orada olduğunu unutup ihale takipçiliği, haber ispiyonculuğu yapmamalıdır.
Kişilere uygun görev verilmeli, ekip birbirinin huyunu suyunu bilmeli, zaaflarını bilmelidir! Bunu birbirini tehdit ve tahkir için değil o makamı korumak ve arkadaşının dünya ve ahiretini tehlikeye atmamak için bilmelidir.
Ekip içinde iletişim net ve seri olmalı ekip kendi içinde sinerji oluşturmalıdır.
Bu kadroda; adanmak, sadakat, güven, ilgi, bilgi, sevgi iletişim, sabır, sorumluluk, danışmak, paylaşmak, takdir, görüş birliği ve bütünlük olmalıdır. Yalakalığa, bayalığa her şeyden önce lider denilen kişi izin vermemelidir. Baştakilerin her yaptığını kerem zanneden insanları yönetmek kolaydır. Doğru adamları olmayan doğru yol alamaz.
Adam yerine koyduğun insanları yerinde bulamıyorsan, ahlaksız kişilerin korktuğu ahlaklı kişileri bulacaksın, insan, ilkeleri olana denir unutmayacaksın. Sürekli yanıltılıyor isen süs diye etrafında adam taşımayacaksın.
Nefret, öfke ve kuyruk acısı ile hareket edenin kararları ile sorun çözülmez, bu tür adamları yönetici kadrosunda bulundurmayacaksın.