Sevilmeyen İnsanlar
Sevilmeyen insanlar ALLAH’ın da sevmediği, sevmediğini değişik ayetlerle tarif ettiği insanlardır. İnsan olarak sevilmeyenlerin en önemli özelliği gaddar ve insanlara tepeden bakmalarıdır. Makamları ve rütbeleri ne kadar büyük olursa olsun bu insanlar aslında insanlıktan nasibi olmayan makam ve koltukların adam ettiği insanlardır.
Bu insanlar her şeyden önce Allahın zatına ve kanunlarına inanmayan İslam’ın dışında batıl din ve ideolojileri meşru gören kâfirlerdir. Bilimsellik ya da çağdaşlık adı ile toplumu küçük görür kendilerini dev aynalarında görerek zorbalık yapmaktan çekinmezler. Bir illet gelse parmağını bile oynatmaktan aciz olduğunu unutup teknolojik imkânları kendi marifeti sayıp Rabbini unutur heva ve hevesini ilah edinir.
Allahın ilahi emir ve yasaklarına aykırı giderek nefsine uyarak haklara tecavüz ederek fertlere ve topluma zarar veren zalimleri Allah’ta sevmez kulları da sevmez. Şakşakçıları ve destekçileri olsa da zulümleri zamanlarında anlaşılmasında tarih önünde ve saltanatları yıkılınca zalimlikleri ortaya çıkar ve sevilmezler. Onları ilk taşlayan da en çok alkışlayanlar olur.
Allah, faiz, içki ve rüşvet gibi haramlarda ısrar eden, Rabbine karşı nankör günahkârları sevmez.
Bu günahları işleyenler zamanımızda epeyce çoğaldı. Faizin tozunun bulaşmadığı hemen hemen kimse kalmadı! İçki artık alkolsüz içecekler içine bile girmiş durumda. İlaçlarımız bile alkolsüz değil nerede ise! Hele hele tarım bakanlığının vurdum duymazlığı yüzünden domuz jelatini her alanda kullanılır hale gelmiş durumdadır. Rüşvet ise alenileşmiş sanki bir hak mertebesine gelmiştir. Makam sahipleri makamlara hak belirleyip, kedinin yavrusunu yerken fareye benzetmesi misali rüşveti hediye yada alınması gereken bir vecibe olarak değerlendirmeye başlamışlardır.Dikkat edin müdürlük makamına erenler kolay kolay aşağıya inmiyor!Kızağa çekiliyor makamdan alınıyor ama saltanatları ellerinden gitmiyor!
Allah israfçıları sevmez. Bizlerde sevmemeli ve israf ehlinden olmamalıyız. Hele hele makamlar dolayısı ile ulaşılan nimetlerde kamu mallarının kullanımı ve harcanmasında hepten hassas olmalıyız. Kalitesiz hizmetlerde israftır unutmayalım.
Allah mal, sır, görev gibi kendisine tevdi edilen emanetlere hainlik edenleri sevmez. Bir bölen olmayacağız deyip hainlik edenler, verilen görevi babalarının hakkı gibi görüp efendilerine baş kaldıran hainler işbirlikçiden başka bir şey olamaz. Ya uluslararası şebekeye yada iktidarlara yalakalık yaparak gerdan kırar dururlar.
Allah, kulluğunu unutarak helal ve haram tanımayan haddi aşan kullarını sevmez. Ömer Hayyam’ın dediği gibi “bir helaldir işimiz bir haram şu dünyada ne tam kafiriz ne tam Müslüman” rubaisi avamın genel hasleti olmuş havasta ise dalkavukluk ve suskunluk baş sıfat olmuştur.
Allah malı, çocukları güzelliği veya mevki ile kendini üstün görüp, insanları küçük gören gerçeği kabul etmeyen kendini beğenmiş insanları sevmez. Bir hadis i şerifte “Şeref edep iledir soy ile değil.” buyrulmaktadır. Zamanımızın en büyük hastalıklarından biri kara para sahibi olup söz sahibi olanların çoğalması ve para kazandıkları için her şeyi biliyoruz zanlarıdır.
Allak, şımarıkları ve bulunduğu toplumda bozgunculuk yapan, anarşi taraftarı fırsatçıları sevmez. “Ellerime uzanan dudakları tepeyim/Allah diyen gel seni ayağından öpeyim” NFK .