Muhsin Ertuğrul
Muhsin Ertuğrul Tiyatro sahnesi tam 16 ayda tamamlandı ve16 Ocak 2010 tarihinde ise açıldı. Tiyatro ve sanat sevenlerine hayırlı olsun.
Sanatçıların, iş adamlarının, siyasetçilerin ve akademisyenlerin bir araya geldiği Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun bugünkü görünümü gerçekten muhteşem.
5 katlı ve 600 koltuk kapasiteli, 476 metrekarelik yatay ve dikey hareket edebilen sahneye sahip. Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun medyada açılışı kadar kapanışına da tepki gösterenlerin çeşitli yazıları oldu.
Tiyatro’nun yeniden yapılacağına inananlar, köşelerinde böbürlenerek yazılarken, tepki gösterenler de kınandılar.
1892’de doğan ve 1979’da 87 yaşında İstanbul’da ölen Muhsin Ertuğrul, çağdaş batı tiyatrosunu Türkiye’de kurumsallaştıran 60 yıllık sanat yaşamı boyunca çağdaş tiyatro kültürünü tüm kurumlarıyla getiren, uygulayan bir insan olarak anılır.
Muhsin Ertuğrul, 1947’de Ankara’da Küçük Tiyatro, 1948’de Büyük Tiyatro, 1955’de Oda Tiyatrosu açmış ve daha nice tiyatro salonlarının açılmasına öncülük etmiştir.
Bu usta oyuncu Türkiye’de ilk kez Bercht’in bir oyununu ve Shakespeare’in 400. doğum yıl dönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmasından dolayı bazı eleştirilere hedef oldu. 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla başrejisörlük kadrosu kaldırıldı.
O zamanda kamuoyunda, mecliste ve medyada büyük tepkilere yol açan Muhsin Ertuğrul olayı, Türk tiyatrosuna indirilen bir darbe olarak yorumlandı. Yeniden çağırılmasına rağmen şehir tiyatrosunda görev almadı. Ancak 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya verilen Devlet Kültür armağanına layık görülmüştü. Türk tiyatrosunun gelişmesinde önemli ölçüde katkıları olan bu insan için ölümünden sonra İstanbul büyük şehir harbiye sahnesi Muhsin Ertuğrul adını almıştı.
Bu gün açılmasında nasıl büyük sevinç yaşandıysa, yıkılmasında da, o kadar büyük üzüntü duyulması kanımca normal. Çünkü o zaman gösterilen kaygılar, insanın son derece verimsiz ve güçsüzleştirici duygusal durumda olmasındandı. Hayatlarını sanatına adamış yorgun bedenli, soluk benizli sanatçıların korkulu, kaygılı ve yıkıcı düşüncelerle dolu oluşu, o gün kötü senaryoya odaklanmalarındandır.
Ne diyebilirim ki; bazen yüksek sesle gösterilen tepkiler bir kaos oluştursa da, bazı güzellikler bu kaosun oluşturduğu kargaşa içinden çıkar.
Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun açılışında bir saat kalanlar da var, altmış yıl ve bir saat kalanlar da.
Altına sormuşlar, “neden rengin sarı?” “Kıskananlarım çoktur” demiş.
Utancından yüzü kızarana da Diyojen demiş ki, “ Aferin işte faziletin rengi budur.”