Kobra Etkisi
Bu deyim, İngilizlerin Hindistan’ı işgalinden sonra ortaya çıkmıştır. İngilizlerin işgal sırasında yaşadıkları en büyük zorluklardan biri, bölgede çok sayıda zehirli kobra yılanının olması ve buna bağlı olarak sıkça zehirlenmeye bağlı zayiat verilmesi idi.
Buna çözüm olarak İngilizler, halkı da kullanmayı amaçlayarak bir kampanya başlattı bunun sonucunda kobra ölüsü getirenlere para vaat etti.
Amaç zehirli yılanların soyunu kurutmak ve kayıpları en azına indirmekti. Başlangıçta bu niyet amacına ulaşır gibi oldu!
Ama tek akıllılar İngilizler değildi. Şark kurnazlığının etkisi ile Hintlilerde bu durumu fırsata çevirip bahçelerinde kobra beslemeye başladılar. Kolay para kazanımı kısa süre içinde bu beslemeyi seri üretime çevirtti.
Kurnazlığın farkına varan İngilizler kampanyayı durdurdu. Para musluğu kapatılmış oldu!
Kampanyanın durdurulduğunu ve para musluğunun kapatıldığını öğrenen Hintliler ürettikleri zehirli kobraların hepsini doğaya salıverdiler. Bunun neticesinde eskisinden daha çok zehirli yılan doğada olduğu için zehirlenme ve kayıplar artmış oldu.
Kötü giden bir şeyin düzeltilmesi için yapılan müdahale sonunda durumun daha da kötüleşmesine “kobra etkisi” adı verilmiş oldu.
Kobra etkisini ülkemizde de sıklıkla görmeye başladık!
Uluslararası sermaye ve güçler ile anlaşarak günü kurtarma ve bu arada kendini kurtarma derdinde olanlar, gerekli yapısal değişiklikleri yapmadığı ve yapamadığı için ekonomide, dış politikada, eğitimde sosyal hayatta kobra etkisini görmeye başladık.
Bunların hepsini tek tek irdelesek her biri bir yazının konu başlığı olur ve kitaplar yazılır. Sosyal ve siyasal hayatımız çarklar ve kayıplar ile dolup taşıyor.
Bunun sebebi konuşmaktan başka vasfı olmayanların, dış güçler ile gereğinden fazla dost ve müttefik olanların, kandırılmaya müsait oldukları ortada iken hak ve hakikat peşinde değil dünyalık peşinde koşmalarıdır.
Bu koşuşturma sürecinde kendilerini yetiştirip geliştirmek yerine sürekli değişmeyi, mutasyona uğramayı ve mutasyondaki büyümeyi de sağlıklı bir büyüme zannetmeleridir.
Bu koşuşturma sürecinde dost ve düşman ayırımını bile karıştırma noktasına gelenlerin hangi yılanla ne zaman zehirleneceği de meçhuldür! Kendilerine hizmet edenleri, hak ve hakikati söyleyenleri, makuliyet çizgisine çekmeye çalışanları düşman görüp ötekileştirenlerin, fıtraten kendileri ile dost olamayacaklardan dost ve danışman üretmeleri de kobra yılanı üretip doğaya salıvermekten daha zararsız değildir.
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diye düşünenlerin sonucu hep hüsran olmuştur. Yılan ile ticaret yapanlar kuyruk acısı ve buna bağlı evlat acısı denklemini de çözmeye mahkûm olmuşlardır. Yaptığı hatalar kadar büyük olmayanların, iş yaptı, günü kurtardı diye büyütülmesi daha çok kobra etkisine maruz kalacağımızın göstergesidir.
İşi doğru yapmak kadar doğru iş yapma derdinde olamayanlar, helal dairesini çok geniş tutanlar, ben yaptım oldu diyenler, övgüde haddi aşanlar, yermede haddi aşanlar, adam kayırıp hakka hukuka riayet etmeyenler, hep birer kobra yılanıdır ve etkisi bunlara prim verenlere de olacaktır.
Günahlar da birer zehirdir, kobra etkisine yol açar! Bu kadar günahın açık açık işlendiği ve birilerinin güç ve iktidarı için bunlara sessiz kalanlar, yılanlardan biri sizi de sokacaktır. Kaçışınız olamayacaktır çünkü sünnetullah budur.
“Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız.” Duhan Suresi 16.Ayet