Huzur hakkı
Belediye meclis üyeliği, gönüllülük esasına dayalı prestijli bir görevdir. Bu görev, maddi bir karşılık beklemeksizin, sadece yerel sorunlara maksimum derecede çözümler getirmek üzere yapılır.
Belediye meclis üyeleri veya il genel meclis üyelerine, sadece katıldıkları meclis toplantıları karşılığında huzur hakkı verilir.
Ayriyeten, meclis ihtisas komisyonlarına katılan meclis üyelerine huzur hakkı verilir.
Daimi Encümenlik görevi verilen veya o göreve meclis tarafından seçilen meclis üyelerine de encümenlik faaliyeti veya katıldıkları toplantılar karşılığında huzur hakkı verilir.
Huzur hakkı ödemeleri sembolik olup, sadece yasaların ön gördüğü kuralları yerine getirmek üzere ödenen paralardır.
Bu bağlamda söylenebilecek çok şey olmasına karşın, özetle her meclis üyesi aynı anda hem meclis toplantılarına katılım gösterdiği için, hem de ihtisas komisyon çalışmalarına katıldığı için huzur hakkı elde etmiş olur.
Değerli okurlarım, tartışmalara sebep olan huzur hakkı konusunu ele alırken öncelikle açıklayıcı bilgi ve değerlendirme ile yazıma başlamak istedim.
Öyle anlaşılıyor ki, Esenler’de belediye meclisinde devamsızlık yaşanıyor.
Bunun birçok sebebi olmalı. Öncelikle yaz aylarını yaşıyor olmamızdan kaynaklanan bir devamsızlık olabilir.
Diğer sebepler… 2009 da yapılan yerel seçimlerde her türlü referansı devreye koyarak seçilen meclis üyelerinin meclis çalışmalarının monotonlaşması; sadece koltuk doldurma, sayı tamamlama, meclis çalışmalarına yeter sayı elde etmekten öte gitmeyen bir meclis çalışması veya ‘el kaldır el indir’ den ibaret olduğunu gördükten sonraki devrede yaşadıkları hayal kırıklıklarından dolayı mecliste devamsızlık yaşanıyor olabilir.
Kimi imtiyaz ve imkân sahibi ve olanağı elde eden meclis üyesine kıyasla kendini hiçbir imkândan faydalandırmayan, – nemalandırmak, demek ne kadar da etik olmasa da- nemalandırmayan meclis üyeleri de var. Burada imkân kelimesini açmak gerekir. Değerli okurlarım, örneğin belediyenin imkânlarından nemalanan, maaşa bağlanan bazı meclis üyelerine çay bahçesi, kültür merkezi işletmesi verildiği herkesçe bilinen bir gerçek olarak karşımızda dururken, öte tarafta buna alınganlık yapıp meclis toplantı ve çalışmalarına devamsızlık sağlanmış olabilir.
Bir diğer etken olarak şunu da gösterebiliriz: Esenler dışından zoraki bir şekilde dayatmalar sonucunda seçilmiş ve tek bağları meclis toplantıları olan üyelere yeterli gelmemiş olabilir.
Kimi meclis üyeleri kendini halen Esenler’e ait hissetmiyor olabilir. Sorumluluk hissinden uzak, kendilerini emanet gören ve bir tek meclis toplantılarına katılım gösterip ardından Esenler’i terk eden anlayış, meclis toplantılarına katılım gösterilmemesinin bir başka nedeni olabilir.
Değerli okurlarım, meclis üyelerinin devamsızlığına dair en can alıcı ve üzerinde durulması gereken bir diğer konu şudur:
Meclis üyeleri, kendilerini verimli görmüyor olabilir. Meclise herhangi bir katkı sunmalarına müsaade edilmediğini, önerilerine karşılık bulamadıklarını söyleyip, bu bahsi şöyle açıklamak gerekir:
Kendi yetkilerinin ve etkinliğinin farkında olamadıklarından da söz edilebilinir.
Zira mahalli idareleri güçlendiren yasa ve kanuna göre meclis üyelerinin ekinliğinin artırılması çalışmaları bilindiği gibi AK parti döneminde çıkarılan kanunlar olup, bunun uygulamalarını da şu anda AK parti mensubu olan ve Esenler’i yöneten belediye başkanı ve meclis üyelerinin sahiplenmiş olmamasından kaynaklanıyor olması muhtemeldir.
Ancak öyle anlaşılıyor ki, Esenler’de yürütülen bütün çalışmaların, üretilen hizmetlerin halka sunumu esnasında enaniyet duygusu içersinde hareket edildiğinden, medya aracılığı ile tanıtılan Esenler ve üretilen hizmetlerden, meclis üyelerine paye verilmeyip yok sayılmalarından mütevellit kırgınlık la beraber bunun küskünlüğünü içinde yaşayan meclis üyeleri meclis çalışmalarını, angarya görmeye başlamış olabilir. Bu büyük bir olasılıktır. Ancak meclis üyelerinin katılım göstermemesi, çoğulculuk ve katılımcı demokrasi adına üzücü bir durumdur.