Gizli gündemin gölgesinde
Esenler gündeminden uzaklaşıp ülkemiz gündemini meşgul eden bazı konulara değinerek, bunu dilimin döndüğünce sizlerle paylaşmaya çalışacağım bu yazımda.
Wikileaks, gizli kriptoların ve belgelerinin yayınlanmasının ardından ortaya çıkan fotoğrafın aslında üzerinde hassasiyetle durulması ve bunun iyi analiz edilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Çünkü Wikileaks’ın açıkladığı o belgelerde, o kriptolarda ülkemizi, ülke yöneticilerimizi ve hatta tüm dünya devletlerini ilgilendiren, aşağılayan ifadelerin yer aldığını açıkça görüyoruz.
Wikileaks’ın açıkladığı belgelerde Türkiye’nin batı tarafından kaybedilip kaybedilmediğine ilişkin varsayımların yer aldığına şahit oluyoruz. Açıklanan o belgelerin ne kadarı doğru ne kadarı kaale alınabilir bu ayrı bir konu, ancak açıklanan belgelerin tüm dünya da bir şok yarattığı kaçınılmaz bir gerçek olarak ortada.
Şimdi tüm dünya devletleri kendi içerisinde açıklanan o belgelerin doğruluğunu araştırmak için komisyonlar kurarken, aynı sitede yayınlanması beklenen diğer belgelerin açıklanmasını bekliyorlar. Yani tüm dünya gözünü o malum siteye dikmiş durumda.
Bunun bir ABD oyunu olduğu kaçınılmaz bir gerçek olarak ortada dururken şimdi bütün kafaların, ABD büyük devlet olduğunu ispatladı ve yine yaptı yapacağını, bunun arkasından acaba daha neler gelecek şeklinde meşgul olduğu da bilinen bir başka gerçek.
Değerli okurlarım durum böyleyken şimdi gelelim bunun Türkiye ayağına:
ABD Başkanı Obama geçtiğimiz aylarda basında yer alan bir açıklamasında diyordu ki, “ Türkiye, NATO da müttefik olan, ekonomisi büyük gelişme gösteren bir ülke. Türkiye, halkının çoğunluğu Müslüman olmasının yanında demokratik oluşu nedeniyle bölgedeki diğer İslam ülkelerine de iyi bir model teşkil etmektedir. Bu nedenle Ankara ile ilişkileri geliştirmeyi önemli addediyoruz. Dolayısıyla Türkiye nin daha fazla zaman kaybetmeden AB ye tam üye olması gerektiğini istiyoruz”.
Evet, Başkan Obama böyle diyordu. Peki, Obama’nın bu açıklamasının diplomatik dile çevrilmesi ve böyle okunması halinde anlamı şu olsa gerek.
Bir takım kesimlerin iddia ettiği gibi Türkiye eksen kayması yaşıyor ve yüzünü batıdan doğuya çeviriyor şeklindeki yaygarasının aslında boş olduğunun altını çiziyor.
Değerli okurlarım;
Hemen hepimiz biliyoruz ki Türkiye’nin yani ülkemizin kendine has bazı koşulları vardır. Biz dünya ya hüküm etmiş koca bir imparatorluğun devamı olan bir mirasın üzerinde yaşıyor ve öyle kendini konumlandırıyoruz. Sanırım bununla övünmekle de haklıyız.
Ülkemiz, Avrupa ve Asya’nın kesiştiği noktada jeopolitik önemi olan bir ülke ve dolayısıyla biz bunu çok iyi değerlendirerek, tam bir öz güven içersinde bizden beklentileri olan ülkelerle çok iyi iş birliği içerisinde hareket edip, ticari ilişkilerimizi daha da geliştirmemiz gerekli diye düşünüyorum. Çünkü bu milli çıkarlarımız açısından çok önemli.
Öte taraftan ele almamız gereken diğer konu ise Dış İşleri Bakan’ımızın yapmış olduğu bazı açıklamaları. Peki Dışişleri Bakanımız ne diyordu? “ABD’nin bizim ile müttefik bir ülke olması Türkiye üzerinde hegemonya kurmasına asla cevaz vermez” Evet bu ve benzeri açıklamalar çok önemlidir ve dış politika çizgisinin doğru bir eksende olduğunun da açık bir kanıtıdır.
Hal böyle olunca Türkiye’nin ABD’ye ve AB’ye karşıda ben artık Türkiye olarak bana karşı yapılan haksızlıklar karşısında sesiz kalmaya cam demesi gayet doğaldır ve olması gerekende zaten budur. Daha güzel, daha güçlü ve insanları mutlu bir Türkiye dileğimle… Kalın sağlıcakla.