Rivayet Muhtelif Olunca

Ülkemizde her gün gündem değişirken aslında çok şeyin değişmediği sürekli aynı problemler ile boğuştuğumuz gözükmektedir.

Toplumsal bir sinerji oluşturulamamakta her kes kendi doğrusu veya yanlışında daha koyu bir şekilde ısrara devam etmektedir.

Bunun nedeni ortak bir dil kullanılamaması, bilim ve hakikat adına değerlendirme yapmak yerine hırs, heves ve sevgi adına körlük derecesinde bağlılıklar neticesinde fanatizme dönüşen değerlendirilmeler yapılmasıdır.

Seçimlere sayılı günler kaldı ve seçimler her şeyden önce doğru ile yanlışın ayırımından başlar. Ama gündem yanlışın yanlış ile kıyaslanması ve kayıkçı kavgası ile geçiştirilip duruyor. Hakikati aramak yerine taraflar kitlelerini müntesiplerini gazlama derdinde. Unutulan ise stratejik ortaklarımızın stratejik planında bu ülkenin bir şekilde bölünmesi veya sürekli kargaşa içinde bırakılması hala gündem maddesi olarak duruyor. Ve ne hikmetse gaz almaktan başka yapılan bir ilerleme hala yok.

Her gün değişmesine rağmen aslında değişmeyen gündem maddelerimize bir göz atalım:

Oslo süreci ile, barış süreci başkalarının inisiyatifinde devam ediyor! Her iki yılda bir senaryoya yeni aktörler ve yeni bölümler ekleniyor ama sonuç için tarafların kabul edebileceği somut adımlar ortaya konulmuş değil. Olayın aktif tarafları hala kendilerini yandaşlarına anlatma derdinde ve tribüne oynuyorlar. Olayın pasif tarafları hala ön yargılardan kurtulabilmiş doğru bilgiye ulaşabilmiş değiller.

En ufak bir soruyu sen barış istemiyor musun diyerek boğmaya çalışmak, bu olayın dış güçlerin etkisinde olduğunu bilindiği halde ve onlar ile hala müttefik iken herkesi proje veya herkesi ajan görme pek anlamlı durmuyor. Bu arada dinleme bu devletin adamlarınca yapılıp yaptırılınca suç oluyor ama yabancılar yapınca büyükler dinler oluyorsa bu da çok anlamlı durmuyor. Hele hele güvenlik paketinde bunu istemek basbayağı sırıtıyor. Gündem belirleme sevdasında olup gerçekleri ıskalayanlara hatırlatmak isterim.

Süleyman Şah türbesi meselesi aslında Suriye politikası ve hatta daha da öncesi BOP süreci ve Irak hatalarının önümüze koyduğu bir sonuçtur. Gündem belirleme adına büyük laflar edenler daha bir iki yıl önce söylediklerini kendilerine hatırlatılsa bunun ne olduğunu kendileri de teslim edecektir!

Ama bu hususta bile ahkâm kesip tribüne oynama daha kolay geliyor. Bağırtı çağırtı arasında olayın derinlikleri ve asıl sonuçları görülemiyor. Erken kalkan yol alır misali insanları kandırmak kandırıldığına ikna etmekten daha kolaydır felsefesi ile aslı astarı olmayan bilgiler ile toplum manipüle ediliyor.

Yandaşlar ve troller tek parçalık fotoğraf ile veya tek cümlelik sözler ile kahraman veya hain ürete dursun istikametsizlik, hazırlıksızlık, seviyesizlik her geçen gün artarak sırıtmaktadır.

Irakta, Özal’ın düştüğü hataya düşerek, bomba düşer düşmez para ve itibar alacakların neyi aldığı hangi veballere ortak olduğu bal gibi ortadadır. BOP sarhoşluğu ile Arap Baharı esintisinde kendinden geçenlerin Libya’dan bu ülkenin uzaklaştırılmasının izahını bekliyoruz. Sahi ne oldu Arap Baharı, ne oldu Müslüman kardeşlerimize abuk sabuk dizileri ihraç etmekle övünenler.

Sabah akşam paralel muhabbeti yapanların, mecliste paralel yapı araştırılsın teklifini kabul etmemeleri de bu gündemin, gündem oluşturmak için, bazı şeyleri örtbas edip geçiştirmek için, bu kadar dillendirildiği kanaatini yada gerçekten paralel yapılan hataların gün yüzüne çıktığında kendilerine zarar vereceğini gördükleri için bu öneri mecliste kabul görmedi. Ama ne hikmetse olayın bu kısmı gündeme pek gelmedi!

Bir başka gündeme gelmeyen ve aslında son yirmi günlük gündemleri kanaatimce oluşturan gündem Yahudi lobilerine yardım meselesidir. Gülen grubu değil, o alışılmış gündem! One minut düzleminde İsrail ile kavgalı olan AKP bu yardımı yapıyor. Lobi faaliyeti diye geçiştirile dursun inkâr edilmemesi ve bunun gerçek olması aslında, söyledikleri varlık ruhunun inkârıdır.

Bir diğer değişmeyen gündem maddesi de ekonomik sorunlarımızdır. Faiz ve rantiyeye çalışıp onlar ile kavga ederek geldiğimiz bunca yılın sonunda faiz enflasyon kavgası ile geçiştirilmeye çalışılsa da yapısal olarak düzelmeyen ekonomimiz düzelecek gibi gözükmüyor. Çünkü sıcak para ile sanal büyüme ile günü kurtarmak belki mümkün ama geleceği inşa hele hele büyük hayallere kapılma olsa olsa Polyannnacılık olur.

Her zaman söylediğim gibi gündemin esiri olmayalım. Çok sağlıklı bilgilere haiz değiliz, bunun için toplum olarak duyumlar ile hareket edip birbirimizi kıracak üzecek kamplaşacak eylemlere bürünmeyelim. Bizim tek gündemimiz toplumsal barış, hak ve adalet olsun. Göz boyamacılığa, ispatlanmamış her habere, tek kaynaklı haber bilgilerine ve paranın adamlarına itibar etmeyelim. Çokluk hak sebebi değildir unutmayalım.

Taşıma suyla değirmen dönmediği gibi unutmayın ki kirli su temizlenmeden içine temiz su katmakla temizlik sağlanmaz!!!