Ekonominin Gidişatı ve Borç Durumu
Bir ekonomi hikâyesi diye anlatılır: Deniz kıyısında bir kasaba, kış sezonu hava soğuk ve kasaba boş! Herkesin birbirine borcu var ve zor durumdalar. Şans eseri kasabaya bir turist gelir ve kasabadaki tek motele girer. Resepsiyona oda var mı diye sorar. Resepsiyonsa odaların bakımlı olmadığını dilerse bakması gerektiğini söyler. Turist yüz lira bırakıp odalara bakmaya çıkar.
Motel sahibi parayı hemen alıp market sahibin borcunu öder. Market sahibi o para ile toptancıya, toptancı nakliyeciye, nakliyeci olan borcunu benzinciye, benzinci de borçlu olduğu motel sahibine borcunu öder.
O sırada turist odaları gezmiş ve hiçbirini beğenmediğini söyleyerek parasını geri ister ve alır.
Turistin bu ziyaretinden somut olarak bir para kazanılmasa da herkes borcunu ödemiş oluyor!
Malların insanlar arasında el değiştirmesine mübadele denir. Mübadelede 3 dönem vardır:
1-Mübadelesiz Dönem: İnsanların kendi ihtiyaçlarını kendilerinin karşıladığı ve tabiatta buldukları ile yetindikleri dönemdir.
2- Takas (Trampa) Dönemi: Malın mal ile mübadelesidir. Bu devirde para yerine mal alınıp karşılığında mal verilirdi.
3- Paralı Mübadele Dönemi: Paranın bulunmasıyla, malların mübadelesinde büyük kolaylıklar sağlanmıştır. Devletçe bastırılan, üzerindeki yazılı değerine göre satın alma gücü olan ve herkes tarafından kabul gören bir mübadele aracına para denir.
Paralı dönem madeni para, kağıt para, altın para ve gümüş para sistemi ile kalmamış vahşi sömürücülerin çıkardığı borsa döviz ve faiz ile manipüle edilmiştir.
Buna kaynağı belirsiz sıcak para da katılıp emek ve tabiat sömürüsü yapılınca iş rakamlarla oynamaya ve göz boyamaya kalmıştır.
Bir milli ekonominin, diğer ekonomilerle giriştiği ekonomik ilişkilerin sonucunu “ödemeler bilançosu” denen bir hesap özeti göstermektedir. Ödemeler bilançosu üç ana hesap kaleminden oluşur:
1.Cari işlemler, 2.Sermeye Hareketleri, 3.Reserv Hareketleri
Ancak ödemeler bilançosunun denk olması, ödemeler bilançosunda dengenin sağlandığı anlamına gelmez!!! Denkleştirici işlem dikkate alınmadığı zaman ödemeler bilançosundaki açık veya fazlalık kendini ele verir!
Yıllardır ihracatı söyleyip ithalatı açıklamayanlar, IMF borcu ödeyip diğer borçları arttıranlar, üretime değil spekülatif artışlara bel bağlayanlar, reel ekonomiyi düzeltip denk bütçe yapamadı.
Sürekli bütçe açığı verip faiz dışı fazla masalları, teğet geçti sloganları ile işin nereye gittiğinin farkına varılmaz ise bu kadar işsizliği, iş beğenmiyorlar diye açıklayabilme becerisine sahip olursun!
Ekonomiyi iyi bilmez isek, 2012 li yıllarda bir nebze olsun cari açık kapanmasının nedeninin üretimdeki azalmadan dolayı enerji ihtiyacının azalması olduğunu söylemezler, borçlanarak, lüks yatırımlar ile, kredili yollar, kaynağı belirsiz paralar ile yapılmış plansız binalar ile kalkınmış olduğuna inanmamızı beklerler.
Dış ticaret dengesi açık, ödemeler dengesi açık, cari işlemler dengesi açık, bankaların, Hazine’nin pozisyonu açık, özel sektörün pozisyonu açık, istihdam dengesi açık. Açık olmayan bir tek alınları!
Komprador sermaye büyünce ülke büyüyor zannedenler, yap işlet ile birilerini zengin edenleri desteklemeye devam edenler hala zenginlik sırasının ya da voleyi vurma sırasının kendine geleceğini zannediyorsa daha çok bekler.
Menfur darbe girişimi ve dış siyasetteki yanlışlar ile hemen hemen her gün gelen şehit haberleri ekonomiyi pek konuşturmuyorsa da aslında olanlar ekonomik olarak güçlü olmayıp sadece sıcak para ile belli başlı şeyleri yapabilmenin stresi ve sıcak paranın sıcaklığından kaynaklanmaktadır!
Halk ekmek fabrikalarının kapatılması işlemini de ekonomik başarı olarak sunabilecek bir zihniyetin ekonomi anlayışı aslında sorgulanamaz!!!
Bir babayiğit, ülke borcunun ne olduğunu adam gibi açıklar mı, yoksa sanal rakamlar ile büyüme nereye kadar gerçekleşir? Sendikaların açıkladığı açlık ve asgari geçim rakamları ortada iken tamamen sanal milli gelir rakamları ile daha ne kadar ekonomi sağlıklı yürüyecek!