Site Rengi

DOLAR 34,1872
EURO 36,7516
ALTIN 2.926,93
BIST 8.862,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Per 18°C
Cum 17°C
Cts 13°C
Paz 14°C

Eğitim sorunlarına merhaba

REKLAM ALANI
16.09.2019
418
A+
A-

2014-2015 Eğitim-Öğretim yılının 2. Dönemi başladı. Yaklaşık 18 milyon öğrencimizin eğitimini üstlenerek yürüdüğümüz eğitim faaliyetinin, doğru-düzgün bir sisteme kavuşması gayreti içindeyiz.

Filmi yeniden başa sararak izlemek zorunda kalacağımız kayıtların, ülkeye zaman kaybettirdiğini, yerimizde saymak zorunda bıraktığını üzülerek belirtmek zorundayım.

ARA REKLAM ALANI

Peki, bizim her zaman tekrar izlemek zorunda kaldığımız eğitimin kayıt altındaki görüntüsünde neler var.

Bundan tam 2 yıl önce yazdığımız, okulların temizlik sorunu hala çözülmemiş bir sorun olarak duruyor. Bir yıl önce temizlik personeli olarak işe giren bir hizmetlinin 2. Yılında İş-Kur kaydı olduğu için bu sistemde çalıştırılmaması filmin var olan kayıtları arasında. İşe başlayan personelin ertesi yıl bu sistemin dışına çıkartılarak, her yıl biz İş-Kur’lu personel sayısını çoğaltıyoruz düşüncesi de filmdeki yerini koruyor. Okul başına sadece 1 personelin bu sistemde çalıştırılması ve sistemde olmayan ehliyetli personeli de bulmak güçleşiyor. Diğer hizmetli personellerin ödemesini, sigortası ile birlikte okulun nasıl yapacağı ayrı bir tartışma konusu…

Atanmayan öğretmen konusuna artık ülke olarak şüpheli yaklaşmaya başladık. Konunun artık insani ve toplumsal yanını unutarak, sağolsunlar(!) siyasilerin eliyle artık siyasi bir sorunmuş gibi algılanmaya başlanması, yetkililer tarafından kulak asılmayacak bir konu gibi düşünülmesi, maalesef filmi eskitmeye yetiyor.

Zaten biz öğretmen adaylarını kendi ülkemizde okutmadık, eğitim fakültelerini çoğaltmak büyük bir politikaydı(!), öğretmen ihtiyacı yok, bunlar gerçekler değil, biz muhalif davranıyoruz!…

OECD yetkilileri eğitimi araştırmak için ülkemize geldiğinde, dünyanın bildiği bizim bilmediğimiz eğitim sisteminin hantallığını, örtü örter gibi saklamak istedik. Pisa sınavlarında gücümüzü(!) ispatlamışken hangi eğitim sistemini saklıyorduk ki? 40-50 öğrencilik sınıflara sahip bir ülkenin, G20 arasında olmasının, geleceği yalan olan bir ekonomik güçten kaynaklandığını bilir gelişmiş ülkeler.

Ünlü ekonomist Steen Jakobsen Türkiye hakkında şunları söylemektedir.“ Türkiye ekonomisi aslında kapasitesinin altında bir performans sergiliyor. Ekonomide en büyük yapısal sorun da eğitime yeterince yatırım yapılmaması. Türkiye’nin eğitim seviyesi Avrupa’nın en alt seviyelerinde seyrediyor. Türkiye’nin çıtasını yükseltebilmesi ve bir sonraki aşamaya terfi edebilmesi için üç önceliği olmalı. Eğitim, eğitim, eğitim. Yani karlı olan, refah seviyesi yüksek olan bütün toplumlara bakın hepsinin eğitimli, fevkalade kalifiye, fevkalade verimli bir iş gücü nüfusu var. Ben Türkiye’de iyi giden ve kötü giden çok şey anlatabilirim ama gençlerinize ve toplumunuza eğitim açısından yeterince yatırım yapmamışsınız.”

İşte bunu bir biz bilmeyiz, 3 yıl sonrasına garantisi olmayan bir eğitim sistemi ile oynar dururuz…

Müfredat üzerine 2005 yılında bir değişikliğe gidilmişti. Arada değişen sistem ve yeni ekleme müfredatlarla sıvamaya çalıştık tutmadı. Değişiklik devam ediyor.2005 yılında getirilen bitişik eğik yazı ile başlayan 8. Sınıf öğrencileri geçen yıl mezun oldu. Öğrencilerin çoğunluğunun eğik yazıyı bırakarak, dik temel yazı ile yazmak istediği anlaşıldı, ancak bu görülmedi. Dolayısıyla geribildirim veya sistem üzerinden çıktılar alınmadı. Artıları, eksileri sorgulanmadı. Nasıl devam edileceği de pek bilinmiyor…

Bedava verilen içi boş ders kitaplarının, öğrenme ile bağlantısı kurulmadı ve kitapların içerik değeri üzerinde durulmadı. Tüccarın devlete verdiği kitabın boş, kaynak kitap olarak sattığı kitabın, diğerinden farklı ve dolu olduğu üzerine kafa yorulmadı. Bu bağlamda inceleyende zaten olmamıştır. Bedavaya verdik ya, fayda üzerinde kim durur…

Bu hafta 2015 yılının 2. Döneminde okulları açtık. Yaza kadar Allah kerim. Haziranda gelir, okullar kapanır. 2016 yılının eylülünde aynı sorunlarla okulları açarız.

Giden bizden gider, geleceğimizden gider. Bunun sebebinin Türk Eğitim Sisteminin düzensizliğinden olduğunu bilmeyiz…

Bilmek istemeyiz…

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.