Doğrunun Peşinde Koşmak

Kolay kolay kimse, yanlış yaptığını ve yanlışı savunduğunu söylemez. Yanlışın çoğu, doğru peşinde koşarken yapılan sapmalardan kaynaklanır.

Çoğu zaman, çoğunlukça yapılan yanlışlar da doğru sanılır.

Çoğu zaman, sürekli yapılan yanlışlar da doğru sanılır.

Çoğu zaman, zamanlama hataları yanlışları doğru gösterir.

Çoğu zaman doğruyu bulmak için çaba sarf etmek gerekir. Belki gözünün önündedir, belki yanı başındadır.

Çoğu zaman doğruyu bilenler doğru yolda olmayabilir. Bilmek başka, bulmak başka, olmak başka olduğu gibi doğruyu bilmek ile doğruyu yapmak ve doğru olmak başka başka şeylerdir.

Çoğu zaman menfaat ve muhabbete göre doğrusu değişen insanlar görürsün. Bil ki bu doğruluk değildir, bu insanlar doğru insanlar değildir.

Bazı zamanlar inançsız bir adamda doğruluk görür, inançlı bir adamda doğruluk görmezsin.

Şaşırma doğruluk insanın mayasında vardır.

Bazı zamanlar doğru bulunamaz çünkü bulmak gerçekten istenmez ve arzulanmaz.

Bir kez yalanını yakaladığınız insanın bin doğrusunu sorgularsınız. Ama yine de onu dinlemek lazım, niçin yalan söylediğini anlamaya çalışacaksın. Bazen yalanı insanı özünü gerçeklerden daha iyi ortaya çıkarır! Oysa ; “Aslını gizleyemez insan, giydiği kaftanlarla./Bilmez ama kendini kandırır, söylediği yalanlarla!” Mehmet Akif Ersoy

Konuyu bir hikâye ile özetlersek geçmiş zamanda bir belde de bir subaşı varmış milleti haraca bağladığı, milletin hakkını gasp ettiği, milleti kandırdığı ta Sulatana kadar ulaşmış. Subaşı vezirlerden birinin yakını, tahkikat yapmak sıkıntılı! Vezir ve vezirden korkanlara kalırsa subaşı bulunmaz hint kumaşı.

Sultan doğruyu bulmaya karar vermiş. Bunun için subaşının yetki bölgesinde, birine yüz altın göndermiş ve vezirle subaşını takibe almış. Subaşı saraydan gelen bu emaneti almış istenen adrese götürmüş. Takibattaki vezir sultana bakın efendim adamıma iftira atıyorlar, bu adil biri demiş. Tecrübeli sultan tamam getirdi ama doğruyu bulmak bu kadar basit değil. Gidip eve bir soralım demiş.

Sultan ve vezir eve gidip sorduklarında bir kesenin geldiğini doğrularlar ama içindeki miktarı duyduklarında vezir şaşırıp mahcup olurken sultan ateş olmayan yerden duman çıkmayacağını bilmenin güveni ile keseden yirmi altın çıkmasına şaşırmaz.

Doğruyu bulmak emek ister, peşinden koşmak gerekir der.