Süleyman Kahveci: Yabancı gitti sektör bitti
Türkiye’nin sadece konut üretimiyle bir yere varamayacağını belirten Kahvecioğlu inşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Kahveci, yabancı sermayenin gitmesiyle inşaat sektörünün bittiğini söyledi. “Eskiden 3-4 şantiyemiz olurdu, şimdi hiç yok” diyen Kahveci, “İnşaat sektörü çok büyük yara aldı” dedi.
İnşaat piyasasının sıkıntılı bir süreçte olduğunu söyleyen Süleyman Kahveci, “2017 yılı itibarı ile inşaat sektöründe belirli bir durgunluk yaşanmaya başladı. Bunun nedeni yabancı sermayenin yurt dışına geri gitmesinden, faizlerin yükselmesi yada yapılan ve yapılacak olan dış borç ödemelerinden dolayı kaynaklanması muhtemeldir. Bizim iç piyasa hayli sıkıntılı bir sürece girdi” dedi.
3-4 şantiyemiz olurdu, şimdi yok
Yaklaşık 1.5 yıldır satışların yok denecek kadar az olduğunu söyleyen Kahveci, “Yeni üretilen konut sayısı komik rakamlarda. Ülkemizde deprem riski ile dönüştürülmesi gereken bir çok bina mevcut. Tüm bunlara rağmen ülke nüfusuna oranla mevcut konut sayısı yeterli değil. Alım gücü üretimin beklentilerini karşılayamayınca sektörde iflaslar, batıklar yaşanıyor. Biraz da hazırlıksız yakalanmanın etkisi var. Müteahhit firmalar taahhütleri almadan sıkıntıyı ön görebilselerdi etkileri daha hafif yaşanırdı. Daha önceleri 3- 4 adet şantiyemiz olurdu. Şu an aktif şantiyemiz yok. Tamam, projelerimiz var ama şu an için şantiyemiz yok. İnşaat sektörü bu durgunluktan çok büyük bir yara aldı diyebiliriz” diye konuştu.
Bodrumda yaşamak insan haklarına aykırıdır
Kesinlikle bodrum kat yapılmasına karşı olduğunu söyleyen Süleyman Kahveci bu konuda da çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Müteahhit arkadaşlarımız ekonomik olarak bodrumların yapılmasını istiyor. Çünkü vatandaşlarla yüzde 50 oranıyla anlaşma yaptıkları için ekonomik anlamda bodrum katlar dengeleri değiştiriyor. Bu noktadan bakarsan bodrum katların yapılması faydalı ama benim şahsi fikrim olarak kesinlikle ve kesinlikle bodrum kat yapılmasına karşıyım. Bence insan kesinlikle bodrumda yaşamaz, yaşamamalı. İnsan haklarına aykırı bir durum. Bir gün bodrumlar yasaklanacak. Tıpkı kölelik gibi…
Fiyat artışlarına gelince; hem yaşanan enflasyon hem de ülkemize göç eden Suriyeli insanların bu artışı körüklediğini düşünüyorum. Kiralık ev bulmak bir hayli güç”
İnşaatla olmaz, farklı ürünler satmalıyız
Türkiye’nin konut üreterek ve devamlı inşaat sektörü ile varmak istediği noktaya varamayacağını kaydeden Süleyman Kahveci bu konuda da şunları söyledi: “Çünkü konut üreterek genelde iç piyasaya yönelik çalışıyoruz. Müteahhitler konutları üretiyor çalışan kesim bu konutları alıyor. Fakat dış piyasaya bir ürün satamıyoruz. Ortada kısır bir döngü oluşuyor.
Dolayısıyla bu Türkiye’nin ileriye dönük ekonomik göstergeleri açısından pek sağlıklı bir tablo ortaya koymuyor. Ülkemizin mutlaka diğer tüm üretim alanlarına da eşit bir dağılımla yönelmesi, kanalize olması gerekiyor. Sadece inşaat sektörüyle ekonomiyi canlandırmak için pek sağlıklı bir ortam yaratmış olmuyor. Tarıma dayalı çalışmalar yapmamız lazım, sanayiye önem vermemiz gerekir”.
Allah’tan Cumhurbaşkanı reddetti
TBMM’den termik santraller ile ilgili yasa tasarısının geçmesini de eleştiren Kahveci, “Bu durum tüm vatandaşlarımız gibi bizleri de incitti. Temsil etsinler diye seçtiğimiz insanların baca filtrelerini takılmasını uzatan bir tasarıyı oylayarak uzatmak istemeleri hayal kırıklığı yarattı. İnsan hayatından daha değerli ne olabilir? Komşu ülkelerde yasayan, bize göçmen olarak kabul ettiğimiz insanların hayatını önemserken kendi in sanımızın bu türlü bir davranışa mazur bırakılma düşüncesi bile bizleri hayli üzdü. Allah’tan yasa Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderildi. Tüm bu yaşanan olumsuzluklara rağmen herkesin layıkıyla görev yapacağı liyakatli insanları iş başına getirerek üniversitelerle işbirliği yaparak insanımızın çağdaş medeniyet seviyesini yakalamasına ulaşmasına katkı sunmalıyız” şeklinde konuştu.
Yüzümüzü batıya dönmeliyiz
Ülkemiz de bazı çalışmaların hep sancılı olduğunu, bunun başlıca sebebinin de eğitimden kaynaklandığını anlatan Kahveci, “Avrupa’yı hep geriden takip ediyoruz. Bazı aydınlarımız AB’yi eleştirir. Ben şahsen yüzümüzü, kendi ananelerimize, inanışımıza göre devamlı batıya dönmemiz gerektiğine inanıyorum. AB Uyum Yasaları olmasa ülkemiz bugün orta doğu ülkeleri gibi bir yer olurdu. Kaldı ki bizim insanımız hayırseverdir, yardımseverdir, merhametlidir. İnancı gereği asla ırkçılık yapmaz. Tüm dünya insanları için her zaman yapacak mutlaka bir şeyleri olacaktır” dedi.