Pazarcı da halk da isyanda
Esenler Belediyesi’nin Mimar Sinan Mahallesi’nde kurulan Salı semt pazarını Prof. Dr. Âdem Baştürk Kültür Merkezi altına taşıma teşebbüsü, hem pazarcı esnafını, hem de mahalle sakinlerini kızdırdı.
Yeni yerin çok yerin altında olduğu, yaşlı ve hastaların buraya inemediği ve çeşitli problemleri beraberinde getirdiği gerekçesiyle alınan karardan kimse memnun değil. Esenler Belediyesi pazarcı esnafına resmi yazı ile 14 Ocak 2020 tarihinden itibaren pazarlarını Adem Baştürk Kültür Merkezi altındaki alanda açmalarını bildirdi.
Bu kararı protesto etmek için Salı Pazarı esnafı tezgah açmadı. Pazarcı esnafı ve bu pazardan yararlanan mahalle sakinlerinin görüşleri şöyle:
Pazarcı esnafı ne diyor?
Ekrem TATAR
Mimar Sinan Mahallesi’ndeyim. Bu pazar, benim çocukluğumdan beri var. Ama şu an pazarın yerini oynatmak istiyorlar. Neden? İki tane cadde olduğu halde, insanlar o caddeden geçip bir de aşağıdaki caddeden geçip; pazara nasıl gelecek? Ve o bodruma nasıl inecek? Ve aldıkları erzakları evlerine nasıl götürecek? Tamam çok güzel kapalı pazar yapılmış oraya ama hiçbir şey yok, sadece bir Pazar var.
Yani bize kendi insanlarımız diyor ki; yayladan çık, mezara gir! Böyle bir şey yok. Ben pazarcı olayım olmayayım, burada normal arkadaşlarım da var, biz halk olarak birbirimize sahip çıkmamız lazım. Pazarlarımızı kaldırmak istiyorlar. Bugün burası, kaledir.
Eğer Mimar Sinan Pazarını bugün buradan kaldırırlarsa; Perşembe Pazarını da kaldıracaklar, Cumartesi Pazarını da kaldıracaklar! Kilidi kırmak istiyorlar, dostlar bu kilidi kırdırmayın! Eski adetlerimizi dışarıya atmayalım dostlar.
Pazarda, oldubitti var. Benim çocukluğumda da vardı, annemin çocukluğunda da vardı, anneannemin çocukluğunda da vardı. Tamam süpermarketler de var, onlar da satıyorlar ama pazarın kültürü farklıdır. Parası olan da olmayan da alışveriş yapabilir pazardan. Yüksek seviyeli insan da, gariban da alışveriş yapabilir pazardan.
On liraya da elma var pazarda, bir liraya da elma var pazarda. Bunları hep önümüze getirerek ve bakarak hareket edelim. Sadece burada pazarcıları ezmek değil, halkı da eziyorlar. Halk da müşkül durumda. Adamın beş lirası var ve beş liralık bir şey alacak pazardan. Mesela pazardan alabiliyor ama market koymuş, 3.99, 3.99! Ama pazarcı bir arkadaşa desen ki: “Ya kardeşim benim beş yüz kuruşum yok, haftaya versem olur mu?” “Olur ablacım niye olmasın?” Yani bu kültürleri öldürmeyelim.
Pazar kültürü ölürse, buna emin olun gelecekte çocuklarımız daha kötü durumlara düşecek. Kültürlerimizi tek tek öldürüyorlar, benim diyeceklerim bu. Büyüklerimiz tabi daha iyi bilir ama şu kadar insanın çoluğu çocuğu var. Bu kadar insan ekmek yiyor buradan.
Bir de şunu diyorlar, “Pazar kurulan yere ambulans girmez, itfaiye girmez” Buna emin olun, bu mahallede bir tane hasta olsa, ben çok iyi biliyorum ki bütün abilerim, o hastayı ellerinin ucunda hastaneye kaldırırlar, götürürler.
Abdulhamit PAŞAHAN
Pazar üç boyuta ayrılıyor… Fakir kesime, orta kesime, herkese hitap eder. Ve günlük taze gelen meyveler vardır. Normal kesim gelir, sabahleyin günlük taze olarak alır gider evine. Orta kesimi de gelir, istikakını alır. Ve akşam da yoksul insanlar gelir, bedava olsa dahi alır hakkını. Hiçkimseyi aç bırakmamak şartı ile… Buradaki insanlar da esnaftır, herkes çoluk çocuğuna ekmek götürüyor. Yalnız burada pazarcılar mağdur oluyor demek değildir bu, buradaki bütün mahalle sakinleri de mağdur oluyor demektir.
Yaşlısı var mesela gidip gelemez ve taşıyamaz. Burada tamam, sokaklar işgal ediliyor evet doğrudur. Ama gayet makul bir şekilde herkese hitap edecek şekilde bir yer olsa, amenna. Şimdi, aşağıya götürülüyor, yaşlı insanlar gelemiyor.
Evde mesela yaşlı bir bayan var ve diyor “Ben pazarımı eder gelirim. Getiririm çoluk çocuğa.” Uzak olduğu zaman yapılmaz bu. Burada herkesinmağdur edilmemesini rica ediyoruz. Şimdi sadece pazarcılar için kalkıp kalkmaması fark etmiyor ama bütün mahallede oturan sakinleri yani herkesi düşünmek lazım. Burada halkın mağdur olmaması lazım.
Turan TAŞÇI
Ben esnaf ve mahalle vatandaşı olarak pazar yönetmeliğini, belediye yetkililerine okumak istiyorum.
“Semt pazarları, tüketici piyasasının büyüklüğü, ulaşım imkanları, semt pazarı sayısı ve bunların birbirine yakınlığı ile semt pazarının çevreye, altyapıya ve trafiğe getireceği yükler gözönünde bulundurularak belediyelerce kurulur.”
Yani Pazar yönetmeliğinde, pazarın illa kapalı alana taşınacağı diye bir şey yoktur. Ve belediye Pazar yeri kurmakla mükelleftir.
Yasin Kuru
Pazardan dolayı trafiğe zararımız varsa, bunu getirir bir heyet ve biz de konuşuruz. Bizim önümüzde abilerimiz var, bunlar geçer ön tarafa… Kardeşim, ne gerekiyorsa onu yapalım. Pazar sokaklarından yol açılması gerekiyorsa, yol açalım. Ambulans geçmesi gereken bir istikamet varsa, onu yapalım. Ama böyle pazarı kaldır, yerin üç kat altına at olmaz… Geçen hafta bizim etiketlerimizi gördünüz, tekrar siz gelmiştiniz, üç buçuk liraya salatalık satıyorduk.
Bugün burada Pazar kurulmuyor. Hadi buyurun şuradaki marketlerin etiketlerine hep beraber bakalım, fiyatlar nasıl! Hadi bugün burada Pazar kurulmuyor, öğlen çıkalım beraber etiketleri bir kontrol edelim. Pazarın burada olmasıyla, olmamasının arasında halk ne kadar faydalanıyor veya halk ne kadar zarar görüyor diye. Bunu semte sormak lazım, burada sadece dört tane esnafa veya dört tane mahalle sakinine sormakla bu kadar milletin ekmeğiyle oynanmaz.
Eğer burada oturan kişi zarar görüyorsa ya da demiri kırılıyorsa, o zaman demirine bir çare bulmak lazım. Pazarı kaldırmak lazım değil. Başak bir sıkıntısı varsa, buradan yol geçmiyorsa yolu açsınlar ama pazarı kaldırmasınlar!
Menan KÖYSU
20-25 yıldır ben pazarcılıkla uğraşıyorum. Pazar dediğimiz şeyde biz bir ticaret yapmıyoruz. Biz burada hizmet yapıyoruz. İstekli bir şekilde hizmet yapıyoruz. Trafiğe hiçbir engel yok, arkadaşların da dediği gibi. Bu trafiğini engellediğimiz yolların işgaliyesini ödüyoruz. Belediye eğer istemiyorsa, buradaki insan, bu semtte tek sokak burasını istiyorsa eğer, belediye bu fedakarlığı yapabilir. Der ki: “Buradaki insanlardan ben bu konut vergisini almıyorum.” Ne olur o zaman? Herkes memnun kalır. Yani bir şikayetçilik durumu da olmaz. Biz pazarı bugün götürüp bodruma koysak bile, hiçkimse gelmiyor. Biz geçenlerde de yine gittik, bayan üç kilo üzüm alacak mesela ve ben dedim ki; “Ben sana üç kilo vereyim sen bana 10 TL ver.” Dedi ki; “Oğlum parası önemli değil, ben taşıyamıyorum.”
Bu Pazar bodruma kadar girilmiş, ne diye? Yani bu Pazar dediğimiz şey, insanların kültür yerleridir. İnsanların görüşebileceği yerleridir. İnsanların gezebileceği alandır. Bu pazarın durumu, bütün Esenler için duyulmalı, belediyeyi aramalı ve “Biz bu pazarın kalkmasını istemiyoruz” demeliler. Buradaki herkes, ekmeği için mücadele ediyor. Yani herhangi başka bir amaç yok. İstekli bir şekilde biz hizmetimizi sunmaya çalışıyoruz.
Mahalle sakinleri ne diyor?
Seval IŞIK
Kalkmasını istemiyoruz. Evimiz yakın buraya. Bebek ile aşağıya gidemiyorum, zorlanıyorum. Burada bebeğimi uyutuyorum, kızıma bırakıyorum. Geliyorum, beş dakika gidiyorum. Çoğukişi gidemez. Geçen sene de taşınmıştı. Olmuyor, gidemiyoruz. Hiç gidemiyoruz, hep marketlerden alıyoruz.
Ülviye GÜVEN
Pazarın buradan kalkmasını istemiyoruz. Bizim çevremiz burada çok güzel. Yapıyoruz alışveriş.Ben yaşlıyım, gidemiyorum.
Serap PEHLİVAN
Ben 50 senelik Esenlerliyim, bu pazar her zaman vardı. Çok eskiden beri vardı. Buradan kalkmasını asla istemiyoruz, asla. Benim çevrem de öyle, ben de öyle.
SALİM DARDAHAN
Oraya gidip de poşetleri yükleyip gelemem ben, zor olur. Pazarımız yerinde kalsın, pazarımızı istiyorum ben.
Beyaz TUNÇKANDEMİR
Mahallemden pazarın kalkmasını istemiyorum. Çünkü geçen seneki yaptıkları olaylarda biz hiçbir şekilde pazara gitmedik. Zaten esnafımız kazanabilseydi niye gitmesinler ki? Giderlerdi yani kazanamadıkları için gitmiyorlar zaten. Neden açık alanı tercih etsinler ki kapalı alan varken? Ama dediğim gibi ben pazarın kalkmasını istemiyorum benim gibi istemeyen çok çok insan var yeter ki konuşabilsinler konuşamıyorlar.
Ayşe UZAN
Ben zaten kolumdan bir sürü tedavi gördüm, yokuş hep süreceğim. İstemiyorum. Ben Dr. İlhami Faydagör Okulu’nun oradan geliyorum. Ben orayı istemiyorum gitmiyorum da zaten o pazara, pazarımızı buraya istiyoruz.
Hanife Yüksel
Burada yakında bir pazar yok, seçimden önce kaldırmışlardı ben Güngören’e gidiyordum pazara. Burada bir Pazar varken neden Güngören’e gideyim? Demek ki her iş her şey seçime bağlı. Seçim bitti her şey oturdu Pazar kalktı. Ya da daha güzel bir yer vereceğiz size diye söylediler ama yok yani yine aynı yer oraya gidemiyoruz. Ben gidemiyorum oraya ayağımdan rahatsızım, taşıyamıyorum eşim de öyle. Kim taşıyacak? Ben de Güngören’deki pazara gidiyorum oradan alıyorum, minibüse binip geliyorum. Yani burada Pazar varken imkanımız varken neden kalksın? Mahalle olarak hepimiz memnunuz.
Fatma Kule
Çocuğum küçük, ben oraya nasıl gideyim? Bana burası daha yakın. Daha iyi hemen geliyorduk. İstemiyoruz pazarın gitmesini.
Fevziye Çakmak
O çukurun altına kim gidecek? Benim gibi yaşlılar nasıl gidecek? Düz ayak geliyoruz işte buraya. Niye kaldırıyorsunuz niye? Pazara geldim işte kalkmış. Geri dön…
Semanur ŞENDURUR
Geçen günde yaptılar olmadı, hiç birimiz gitmedik. İnsanları mağdur ediyolar. Buradaki esnaflar içinde kötü bi durum çünkü gelip geçerken insanlar görüyor, alıyor. Yani tünel gibi yere sokuyorsunuz insanları hava yok bir şey yok. Ben bütün semt pazarlarının kalkmasına karşıyım.
Derya ERBAŞ
Pazar, yolları neden kapatsın ki? Her şeyi o kadar çok düşündüler yani… Keşke her şeyi o kadar iyi düşünseler. Yine bir çıkarları vardır bundan. Pazara herkes geliyor, yaşlı, hasta… Pazarda aldığını da markette alamıyorsun zaten. Mesela kaç tane market geçtik, almadık ve pazara geldik. Pazar gibi taze olacak mı? Yine bu olayda da bir çıkar yada bir cep dolması vardır…