Kentsel Dönüşümde Gelinen Nokta
Yerel konularda pek yazmıyorum lakin bu konu geneli de ilgilendiriyor!
Kısa bir süre önce Esenler Belediye başkanı Sayın Tevfik Göksu eski meclis üyelerini çağırıp kahvaltı ile birlikte hazırlamış olduğu sunumu takdim etti.
Sunum da yazı ile ilgili olan kısım “Yeni Esenler” başlığı ile sunulan kısım idi. Bu işin konuşulabilir hale ve bu seviyeye gelmesinde emeği olan herkesi tebrik ederim.
Şehre yeni imar alanları açmak, yeni vizyon katmak, yaşanabilir alanlar ortaya çıkarmaktır kentsel dönüşüm. Yoksa eski mahreç ve eski parsel büyüklüğünde yeni donatılar kazanılmadan eski binayı yıkıp yenisini yapmak kentsel dönüşüm değil olsa olsa kentsel yenileme olur!
Bunları yıllardır söylememe rağmen; Kent ve Kentsel Dönüşüm- Proje mi Pro cee mi, Medeniyet ve Medenilik, Deprem, Rant Olmadan da Ülke Kalkınır, Kentsel Dönüşüm başlıklı yazılarım buna şahittir. Yıllardır kentsel dönüşüm lafları edilip şehir daha da girdaba sokulurken duymazdan gelenlerin, kamu yararı namına ucubeleri şehre dikenlerin, fırsatları değerlendirip bir şeyler yapması ve ufukta bir ışık görmek bile sevindiriyor!
Bunca uyarılarımıza rağmen hata yapmakta ısrar edenlerin bundan sonra hata yapmamaları ve şehrin emanet olduğu duygusu ile hareket etmeleri için dua ediyorum.
Yüksek katın hala yapılıyor olsa da hatalı olduğunu ve az katlı yapıların yapılması gerektiğini duymak sevindiriyor.
Lakin hala finans kenti yapacağım adına İstanbul’umuzun nüfusunu arttırmak ve bu yönde adımlar atmak çok anlamsız geliyor. Hala kuruluş amaçlarından çok, siyasi finansman sağlama aracına dönüştürülen güdük kuruluşlar aracılığı ile ruh ve medeniyet değerlerimize aykırı eserler yapılması ve bunlara bel bağlanılması anlamsız geliyor.
Yeni Esenler söyleneceği gibi olursa epey rahatlayacak lakin master uygulamalar sonucu Esenler dışına çıkamayacak hale geleceğiz! İstanbul’umuz trafik açısından ve hatalı projelerin iklim üzerindeki olumsuz etkileri yüzünden her geçen gün yaşanmaz hale geliyor.
Planlama bir bütündür! Tasarımdan plana gitmek veya sürdürülebilir kentsel tasarım gibi süslü laflar bu işin pazarlama ve tanıtım kısmıdır. Müstenidat ve genel kabuller kadar tasarım yapılabilir!
Planlama: ilkeler bütünü (politika),işin nasıl yapılacağı(prosedür), kişi ve zaman belirlenmesi(program), işlerin ayırımının yapılması(proje), planların sayısal ifadesi olan bütçe ile bir bütündür. İmar planı; imar paftası lejantı ve programı ile anlamlıdır.
Bunca zamandır düzgün uygulamalar göremediğim için ve bu iş Esenler dışında başka yerleri ilgilendirdiği için söylüyorum: Şehircilik anlayışı, kamu yararı anlayışı, mevzuata uyma anlayışı şaibeli olanların Yeni Esenlere el atmamalarını diliyorum.
İmar planı her şeyden önce insan odaklı olmalı. Soylulaştırma ve kültürel gettolar oluşturmamalı. Ölçekler insani olmalı, insanı boğmamalı. Mesela bir dönüme 30 kişi düşünülerek nüfus projeksiyonu yapılmalı.
Doğaya uyumlu olmalı, ağacından rüzgârına hiçbir dokusu ve kokusu değişmemeli. Alan geniş diye hafriyat dolgu alanına dönüştürülerek topografik yapı ile oynanmamalı.
Şehirlerinde yaşayan organizmalar olduğu düşünülerek büyümesine olanak sağlanmalı. Üretim ve ulaşım aksları buna göre belirlenmeli. Engellerin olmadığı, engelli rampalarının dostlar alışverişte görsün tarzında olmadığı, bireyin tek başına çıkabileceği ölçekte olması gerekir.
Şehir anlaşılabilir ve ulaşılabilir olmalı. Dışarıdan gelen biri bir kişiye sorarak veya basit teknoljik yardım ile aradığını bulabilmeli. Tek bir vasıta ile yönetim merkezlerine ulaşılabilmeli.
Mekân biçim ilişkisi iyi sağlanmalı. Gelenek ve modern taklit edilmeden, abartıya kaçmadan özgün yapılar dizayn edilmelidir. Yapılarda sağlamlık(firmitas), kullanışlılık(utilitas), estetik ve güzellik(venustas) sıralama şeklinde formülüze edilmeli. Sosyal ve kültürel anlayışımıza uygun bina tasarımları yapılmalı. Mahremiyet kavramı ve çevreye uyum sağlanmalıdır. Mesken büyüklüğü dört çocuk istendiğine göre buna uygun büyüklükte tasarlanmalı!
“Yol sizi nereye götürüyorsa oraya gitmeyin, yol olmayan yerlere gidin ki; iz bırakın…”
Şehir planlamasında sloganımız “şehirler emanettir” olmalı. Emanete olan sadakat ile çalışma yapılmalıdır. Emanete riayet olunursa bereket olur işler kolaylaşır. “Allah, (ibret için) bir ülkeyi örnek verdi: Bu ülke güvenli, huzurlu idi; ona rızkı her yerden bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah’ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptıklarından ötürü açlık ve korku sıkıntısını tattırdı.” NAHL Suresi 112. Ayet