Üstünlük Veren Değerleri Kaybetmek
Yazdıklarım son seçim üzerinden değerlendirilebilir ama aslında son iki yüzyılın içimizde açtığı yaradır.
Biz, bize üstünlük veren değerlerimizi kaybettik. Değerler ancak eylemle birlikte ortaya çıkar, söylemde kalan değerler değerini kaybeder.
Değerler; kalıtımsal değildir, birbirinden bağımsız değildir, durağan(etkin olmayan) değildir!
Değerler arasında da üstünlük ve öncelik sıralaması vardır, değerler duruma ve insana göre öncelik sıralaması değiştirebilir!
Biz değerlerimizi ilk önce hazır bulup kalıtımsal sandığımız için kaybettik. Atalarımızın dini ve ahlaki ile övünerek, kendimizi bunları anlatarak avuttuk.
Değerlerimizi daha sonra kendimizi çok önemli görüp, değerler arasındaki bağları kendimize göre formatladığımız için kaybettik. Kişisel ahlakı, toplumsal ahlak olarak sergileme başarısı sergileyemediğimiz için değerlerimizden uzaklaştık.
Daha sonra da değerlerimizi durağan zannedip durduk! Değerleri durağan zannedip değişim rüzgarları estirip, rüzgarın etkisi ile savrulup durduk. Evdeki ahlakın işte olmaması gerektiğine, başkan olunca veya arkadaşlar değişince değerlerin de değişmesi gerektiğini zannettik. Zannettik ki değerler yerinde durur bize hesap sormaz!
Değerlerin üstünlük sıralaması vardır! Bunlardan birincisi din, ikincisi ise ahlaktır. Bunlar aslında birbirinden bağımsız da değildir! Bu iki sistem değişmez değerler taşır!
Değerlerimizi kaybettikçe değerlerimizin önceliğini de kaybettik! Dinimiz olduğu için ahlaka ihtiyaç duymamaya başladık! Ya da adet haline gelen ahlak anlayışımız var diye, dini süs olarak arada sırada kullanılan bir takı gibi gördük.
Hz. Ömer: “Bize Müslüman olmaktan daha büyük bir şeref yoktur” diyerek, değerlerimiz açısından öncelik ve üstünlüğü ne olması gerektiğini göstermiştir.
Düşünebiliyor musunuz üsve-i hasene bir Peygamberin ümmeti, ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim diyen bir Nebinin bağlıları, ahlaki üstünlüğü kaybediyor. O Peygamber ki daha peygamberlik görevi gelmeden önce “el emin” sıfatını ve övgüsünü hak etmiş, ahlakı imani bir sorumluluk olarak yüklemiş bir peygamber.
Bütün zaman ve mekânlarda geçerli olan değerlerden ahlak olarak özetlenen değerlerden bazıları şunlardır: Adalet, alçakgönüllülük, anlayış, bağışlayıcılık, cesaret, cömertlik, doğruluk, güvenilirlik, istikrarlı olma, iyilikseverlik, kanaatkârlık, merhamet, nezaket, sabır, sadakat, saygı, sevgi, sorumluluk, vefa, yardımseverlik, namusluluk(iffet), söz ve davranışlarda tutarlılık gibi değerler önde gelen değerlerdir.
Bizi biz eden değerler din ve ahlak ekseninde toplanmış, düşünce ve emek ile yoğrulmuş değerler idi. Tarihte kendi değerlerimiz ile kendimize değer kattık. Değerlerimizi kaybettikçe değer kaybettik.
Değerlerimizi kaybettikçe, psikolojik üstünlüğümüzü ve eğitim kalitemizi kaybettik, onları kaybedince de değerlerimizi kaybettik.
Değerlerimizin değerini bilelim.