Site Rengi

DOLAR 34,2398
EURO 37,6309
ALTIN 2.920,13
BIST 9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 27°C
Az Bulutlu
İstanbul
27°C
Az Bulutlu
Paz 24°C
Pts 26°C
Sal 25°C
Çar 26°C

Şehir ve Trafik

REKLAM ALANI
13.09.2019
396
A+
A-

Şehir ve kent ayırımını iyi yapabilirsek başta trafik olmak üzere bu şehirde çektiğimiz çilelerin sebebini iyi anlamış oluruz!

Kent ve şehir etimolojik köken olarak aynı görünseler de sosyolojik ve içerik olarak birbirinden farklı kavramlardır!

ARA REKLAM ALANI

Kent ve şehri birbirinden ayıran en önemli nokta topraktır. Kent, tarım yapılmayan ve toprağın sadece rant olarak değer taşıdığı bir kavram iken, şehir tarım yapılan ve her şeyin insan ölçeğine haiz olduğu yerdir. Şehirde toprak tarım ve insan içindir!

Kent bireyselliğin, tüketimin, iktidarların paraları topladığı ve etrafını surlarla ördüğü(bu surlar şimdilerde rezidans, kule vb. isimler almakta), stokçuluğun ve karaborsanın olduğu sömürü mekânlarıdır.

Şehir ise topraktan gelen insanın toprakla hemhal olduğu, toprağa ektiği ekin ile kültür ve medeniyet kurduğu yerdir!

Teknik ve teknoloji farkını bilmeyenlerin ultra, lüks vb. kavramlar ile milleti sömürdüğü, planlamanın kupon arazi ölçeğinde yapıldığı ve bu yüzden de içinde yaşayan insanların kendini köle gibi hissettiği yerin adıdır kent.

Teknoloji emparyeldir, geldiği yerde sömürü vardır! Teknoloji sermayesiz olmaz. Sermayede kapitalizm ile gelir, kapitalizmde kendi ahlakı ile gelir! Kent kapitalist ahlakın gayri meşru çocuğudur!

Kimse farkında değil ama tarım ve sanayi köleliğinden kent köleliğine geçmiş bulunmaktayız!

Eopolis -Polis – Metropolis – Megapolis – Tyrannopolis ve Nekropolis olarak büyüklüklerine ve sosyal durumuna göre kentler ayrılsa da sonunda yıkım ve hüsran olduğu aşikârdır!

Niyeti kent kurmak olanın, insanları mutlu edemeyeceği işin felsefesi anlaşıldığında görülecektir. Şehirler insanlar gibi yaşar ve ölür. Şehrin ortalama ömrü binalar ile ölçülecek olur ise 100 yıl iken yollar ve sanat eserleri ile 300-500 yıla uzamaktadır.

Kentin rantını yemeye hevesli olanlar, insanların ortalama ömrünün 75 yılı geçmediğini çok iyi bilmektedir! O yüzden yol ve buna bağlı sanat yapıları yapmak(!) yerine 100 yıl sonra kimsenin oturmak istemeyeceği betonlara para harcanmasını istemektedirler.

Kent büyüdükçe, teknoloji geliştikçe, yapılan sanat yapıları da halka hizmet etmekten çok onu yolmaya ve sermayeye hizmet etmek gayesi ile yapılmaktadır! Amaç hizmet etmek kadar rant ve rantın paylaşımıdır. Öyle olmasa yol açılıp hemen kenarları imara açılmaz idi!

Metropolden megapole geçişi, akıllı evden akıllı kente geçilmesine bağlayanlar, insanı değil, sermayeyi kollamaya çalışan kalpazanlardır. İnsanları hazırcılığa iterek uyuşturmakta, ama sanal saldırıları engelleyebilecek çözümler üretememekte, teknoloji kirliliğinin insana verdiği zararları görmemekte, işletme masraflarını sürekli saklamaktadırlar.

Bilgisini, makam ve paraya satan, çalıştaylarda yönetici erklerin istediği şekilde rakamları ters yüz eden, çok edebi konuşup ortaya fikir koyamayan, isimlerinin önünde çeşitli titrler alarak adam olduğunu zanneden kalpazanlar yüzünden bu işler çözülmemektedir. Siyasi erk te bu kalpazanlar eli ile sürekli varta üzerine varta sergilemektedir.

Kimse işin paradigmasının yanlış olduğunu, kent kurmak istemenin kent köleliğini kutsamak olduğunu, parayı öncelikli kıldığını o yüzden ne kadar yol yaparsan yap bu işin çözülemeyeceğini söylemiyorlar!

Kent kurucular kenti, insana hizmet amaçlı değil, rant amaçlı kurdukları için yaptıkları her türlü çözüm insani olmadığı gibi insanları mutlu da etmemektedir.

Yoksa trafik çözümü kolay bir iştir! Akışkanlar mekaniği temeli ile trafik akış sistemi aynıdır! Yani az buçuk tesisat bilen adam trafik sorununu çözer!

Etrafınıza bakın yapılan her yol ve köprü daha çok para getirmesi için yapılıyor. Trafik sorunu çözülsün diye bir dert yok! Globalleşme denen sömürü ile para daha büyük sermayelere akıyor, milletin emeği alın teri yap işlet devret ile başka başka yerlere devrediliyor.

Yol yola çıkar içinde taşıtlar akar,

Yolunu bulmak isteyen yolun yapar,

Algı ile kandırılan milletim, dert etme,

Yolunu bulan için her yol Roma’ya çıkar…

Her gün Fatiha suresinde okuduğumuz “Rabbim bizi doğru yola ilet” duasının icabını, “Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir Kitap’tır. (Bakara Suresi, 2) gereğini hayatımıza ve şehirlerimize uyguladığımızda trafik sorununun kalmadığını da görürüz.

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.