Paralel Devam Ediyor
Saadete gelelim adlı köşe yazımda değinmiştim. “Epey zaman geçti olaylara baktığımızda şunu görüyoruz; yolsuzluk ve paralel yapı, paralel bir şekilde bu günlere kadar gelmiş. Zaten paralel olmak demek, aynı yönde fakat eşit mesafeler ile birbirinden ayrılmış, birbirini kesmeyen; aynı yönde aynı zamanda gelişen demek değil midir? …Paralel yapıdan bahsedenler paralel bahsini de bilmelidir…”
Bunu yazalı bir sene oldu. Bunca zamandır paralel yapıdan yakınanların onlardan çok fazla farkı olmadığı her geçen gün biraz daha netleşiyor.
Bilenler bilir bilmeyenlere de hatırlatayım. Paralelin hiçbir kolu ile işim olmadı. Burada bir tarafı yerip bir tarafı suçlamak derdinde de değilim. Niyetlerini de sorgulayacak değilim lakin çalışma tarzları para ve sayı üzere olan bu yapılar birbirinden çok farklı değil. Güç etrafında fırıldak gibi dönüp dünün cemaatçisi olup bugün en hızlı partili olanlar elinde yapılar, dejenere olup gidiyor.
Değiştim kandırıldım demek ile işler çözüldüğü zannediliyor. Hesaplar üzerinde hesap sahibi bunların hepsini görüyor ve yazanlar yazıyor.
Adam kayırmacılığa ayet ile delil bulmaya çalışan zihniyetin, imtihan sorularını yandaşına vereni sorgulaması ne kadar adilanedir! Ne kadar insancıldır. Ne kadar masumdur?
Biz onların nerelerde ne yediklerini biliyoruz diyen çokbilmişler, kendi adamlarının bu yılbaşında nerelerde tepindiğini bilmiyor mu yoksa kendinden olunca suç olmaktan çıkıyor mu? Ananastan bahsedenler muzdan, fındık, fıstıktan niye bahsedemiyor.
Cemaat kendi gazetelerini zorla okutuyor diyenler, kurdukları havuz medyasının gazetelerini zorla abonelik yapıp müteahhitlere ve kurumlardaki yöneticilere alın diye baskı yapmıyor mu? Bunu yapanlar sıkılmadan daha neyin kavgasını veriyor.
Paralelin bir kolu diğerini üniversitelerde kendi adamalarını kayırıyor diye eleştirirken, kendi kayırdıklarını görmeyip birçok bürokratına naylon yüksek lisans yaptırıp gerdan kırmasına ses çıkartmıyor isen ne farkın var kötülediğinden.
Onlar haksız krediler ile banka soyuyorlar diyenlerin kaç bankayı iç ettiklerine girmeye bile gerek yok. Yandaşlarına haksız ihale vermede kızdıklarından daha kötü durumda isen kızman neyi değiştiriyor.
Cemaatin kendi liderine olan sınırsız övgülerini kötüleyip kendi liderini dinden çıkacak kadar öven yalakalara prim veriliyor ise paralel paralel iye bağırmanın ne anlamı var!
Cemaat kaçak okul yaptı diye önce izin verip şimdi yıkanlar kendi kaçaklarınızı ne zaman yıkacaksınız. Yoksa göstermelik iki ihale yapıp katılımcı olmadı diyerek üzerine yatmaya devam mı edeceksiniz. Siz gerçekten paralel misiniz?
Cemaat kendinden olmayanı dışladı hak yedi diye tepinenler sizin onlardan ne farkınız var! Çocuğu cemaat üniversitesinde okuyor diye birilerini cemaatçi olmakla yaftalayanlar bu mantıkla bizde sizi Amerikancı diye itham edince bozulmayın.
Cemaat ihale yapmadı sizler yaptınız, eminim cemaatte sizin gibi ihale yapardı! Cemaati tanımıyoruz sizin söylediklerinize göre konuşuyoruz. Sizin yaptıklarınızı da çok iyi biliyoruz.
Görüleceği üzere paralel son sürat devam ediyor. Burada iki sıkıntı var birincisi Gülen kanadı değişmedi hep aynı reaksiyonu veriyor sürekli değişen ve dönüşenler ise biz dik duruyoruz havası atıyor! Burada ikinci ve asıl sıkıntı kendine Müslüman diyenlerin dirayetli bir tavır sergileyememiş olmalarıdır. Bunu da normal görmek gerekiyor!
Seksenli ve doksanlı yıllarda İslami camiaya öncülük etmiş fikir adamlığı yapmış isimlere bir bakalım. Ali BULAÇ, Hayrettin KARAMAN, Mehmet METİNER, Abdurrahman DİLİPAK, İsmet ÖZEL, Altan TAN, Ahmet TAŞGETİREN ilk aklıma gelenler bunlar. İşte bu isimleri irdeleyince iş normal gözüküyor! Basiret, dirayet hak getire. Kendi aralarında bölünmüşler iken şimdi kimi birleştirecekler.
Turşu bile kurulmayacak adamlar ile gelecek kurmaya çalışıyoruz!
Yanılmıyorsam Atasoy Müftüoğlu’nun tabiridir. “Bu hareket ( neo-nurculuk) İslam’a zarar verirken kimsenin sesi çıkmıyordu da, Ak Parti’ye zarar verince neden herkes ayaklandı?” Birilerinin bunu adam gibi izah etmesi gerekir. Kandırıldık yanıldık bu işin fasaryasıdır. Sizler menfaat bitince ortaklığı bozdunuz. Yoksa özde para ve sayı çoğaltma aşkı iki grupta da aynı.
Aliya İzzetbegoviç :”Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerinde kapısını açar. Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın” der ve ekler “Herşey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil dostlarımızın sessizliği olacaktır.”