Değersizleştirme
Değersizleştirme; kişinin sahip olamadığı ya da elde edemediğinde kendini korumak için herhangi bir nesne veya durumu önemsiz görme halidir.
Siyasi arenada durum biraz daha farklıdır! Siyasette değersizleştirme ise hükmetmesine rağmen, sahip olamadığında veya kontrol edemediğinde önemsiz görmenin yanında, bazen de tribüne oynama ihtiyacı duyduğunda, farkında olarak değer veriyor görüntüsü ile yapılan bir uygulama türüdür!
Değer vererek değersizleştirme genelde iki yolla olur. Birincisi bir şeyi çok değerli kılıp diğerlerini değersizleştirme, ikincisi de çok değer veriyor gibi gösterip içini ruhunu boşaltma!
Bir şeyi çok değerli gösterip diğerlerini değersiz görmenin sebebi aslında, o çok değerli gösterilen şeyin çok matah olmamasından yerini dolduramamasından kaynaklanır! O yüzden verilen değerler de hep bir abartı, hep bir yalakalık, hep bir huzursuzluk, hep bir gerçeğin saklanması, hep bir günü kurtarma endişesi vardır.
Bir şeye olmadık değer verilince ve ona değer vermek için diğer değerler heder edilince aslında matah olmayan değer sadece değersizlerin gözünde bir değer hükmü taşımaya başlar. Değerin farkında olanlar için ise durum, matah olmayan değerin değerinin düşmesinden başka bir şey değildir.
Matah olmayan bir değer, genelde, ehliyetsiz ve liyakatsız şekilde bir yere gelmiş beslemelerce, arsız ve hırsızlığına ses çıkartılmayan sahtekârlarca, yalakalığı meslek haline getirmiş asalaklarca, etliye sütlüye karışmayıp gücü kutsayan korkaklarca çok değerli görünür.
Bunların verdiği değer de çoğu zaman “avanak dostun olacağına akıllı ve ahlaklı düşmanın olsun” deyişini haklı çıkartır cinsten olur! Öveyim derken söver veya öveyim derken gömer. Ama ne o bunun farkındadır, ne de matah olmayan değer bunun farkındadır. Durum körler sağırlar birbirini ağırlar durumudur.
Diğer değersizleştirme de değer veriyormuş gibi gösterip içini, ruhunu boşaltma şeklinde yapılır. Bu çok sinsice ve uzun vadelidir ki belki bir kuşak ya da bir dönem geçmesi gerekir anlaşılması için.
Bu tarzda durum veya nesne çok övülür, sayısal olarak çok abartılır, yere göğe sığdıramama durumu söz konusu olur. Kifayetsiz muhterislik ve hitabet müsveddeleri ile boş misyon ve vizyonlar havada uçuşur.
Amaç, hedef ve hedefe gidilen yolun meşruiyetinin sorgulanması bu tarzda iş yapanların en rahatsız olduğu konulardır. Şimdi zamanı değil diyerek doğruların konuşulmasının önüne geçerler. Doğru zamanı ne hikmetse bu yanlış adamlar bilir!
Fikir ve düşünceden çok aksiyon(!) adına boş ve gereksiz işlerin yapılması bu işlerin çok çok olması bunların çok hoşuna gider. İsraf kelimesinin hatırlatılmasından da dehşete düşüp hatırlatana düşman gözü ile bakarlar.
Kendini bilen, rol yapmayan, kadim değerlere sahip, geçici değil kalıcı olana önem veren insanlar, değersizleştirmek yerine, değerler üzerinde kalıcı bir değer oluşur bilinci ile hareket eder. Boş sayılar, asparagas gündem, geçici hevesler, sansasyon, değer ve kıymet bilenlerin uğraş ve meşguliyet alanı değildir.
Bir şey ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir. Kıymet bilmeyenin de kıymet i harbiyesi yoktur!