Saadetler diliyorum!
Son günlerde ulusal basında çıkan ve siyasi çevrelerin oldukça dikkatini çeken bu konuyu dilimin döndüğünce sizlerle paylaşmak istedim.
Yapılması muhtemel bir erken seçimde AK Parti’nin kiminle işbirliği yapacağı daha şimdiden merak konusu olurken, bunun aslında çoktan gerçekleşmiş olduğunu yazarsam, pek de haksızlık yapmış sayılmam herhalde.
Zira resmi olmayan ancak fiilen uygulanan Saadet-AK Parti iş birliği veya başka bir deyişle koalisyonu var zaten.
Geride bıraktığımız 2009 yerel seçimlerine baktığımızda birçok belediye başkanı ve yardımcısının tamamıyla Saadet Partisi kökenli olmasının tercih edildiğini görürsünüz. Bu da Saadet Partisi ve AK Parti koalisyonunun zaten var olduğunu açıkça göstermektedir.
Değerli okurlarım,
Öncelikle Esenler Belediye Başkanı Sayın M. Tevfik Göksu’nun 2001’de kurulan AK Parti’ye katılmayıp 2009 yerel seçimlerini beklemesi ve tabiri caizse kafadan belediye başkanı adayı gösterilmesi, var olan işbirliğinin örnek teşkil eden bir başka tezahürüdür.
Geriye dönüp bakıldığında bu durumun zaten böyle olduğu yine açıkça görülecektir. Birçok il ve ilçede şu anda bu iş birliği halen devam ediyor. Tabanın aynı olması hasebiyle yadırganmayan bu durum, milletvekilli seçimlerinde daha da ön plana çıkacaktır.
AK Parti’nin Milli Görüş tabanına ve seçmenine göz kıpması, sıcak bir iş birliği içersinde oluşu, son günlerde hedef kitlesi haline gelmesinin sinyalini vermişti.
Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı sonucunda 9 vatandaşımızın hayatını kaybetmesinin ardından, AK Partili yöneticiler ve başbakan bu olaya aşırı ilgi göstermişti. Bunun elbette sebepleri, kodları, şifreleri var.
O gemide bulunan, ortak görüşleri ve duygulara sahip Türk gönüllülerin içinde bir de milli görüş sempatizanları vardı.
Sayın Başbakan’ın yaşanan bu süreçten haberdar olduğunu, yaptığı her açıklamadan ve değerlendirmeden anlıyoruz ve bunu çok yakından takip ettiğini de görüyoruz.
Nedeni ise açık: Türkiye Cumhuriyeti devletinin başbakanı oluşu, siyasi mülahazalardan öte ayrıca insani boyutunun da çok ağır basan bu durum olması. Bu durum, cezp edici bir hal aldı.
Öte taraftan, bir taşla iki kuş vurma becerisini gösteren Sayın Başbakan, yaşanan süreci çok iyi idare etmiş ve hem dünya kamuoyu, hem de Türkiye kamuoyu önünde başarılı bir sınav vermiştir. Bu sebeple, gelecekte genel seçimlerde zora düşülmesi halinde yapılacak işbirliği arayışlarının da temelini atmış oldu.
Bundan sonrası basit, diyorum ve ekliyorum:
Bu olayın ardından Saadet Partisi’nin ve Milli Görüş’ün oylarına talip olma planları yatıyor olabilir varsayım hakkımı kullanıp yazıma burada son vermek istiyorum. Nitekim bu doğrultuda atılacak adımların birçoğunun altyapısı çoktan atıldı bile. Tıpkı Esenler’de olduğu gibi!