İYİ Parti İlçe Başkanı Recep Özkan: Rantsal parti anlayışı var
İYİ Parti İlçe Başkanı Recep Özkan:
Maalesef rantsal parti anlayışı var
Esenler İYİ Parti İlçe Başkanı Recep Özkan, ilçenin içinde bulunduğu sorunlar ve halkın İYİ Parti’ye yaklaşımıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Mevcut AK Parti yönetiminde şikayetlerini dile getiren Özkan, AK Parti’nin sosyal belediyecilikte yapılması gereken yardımları oy karşılığında halka verdiğini söyledi. Recep Özkan, konuya açıklık getirirken şu ifadeleri kullandı: “ Maalesef yardımı oy bazında bir ranta çeviriyorlar ve bunu da güzel başarıyorlar.
Ben İskoçya’da bir Türk vatandaşla karşılaştım, küçük bir büfesi var döner satıyor. ‘Şu kadar alıyorum ve yetmediğinde devlet 1000 paunt yardım ediyor’ dedi. Neyin karşılığında yardım ediyor dedim. Sosyal devlet olmanın gereği olarak dedi. Şimdi bizim ülkemizde devlet yardımları sosyal devlet olmanın karşılığında yapması gerekiyor ama bizde bu yardımlar oy rantı elde etmek için yapılıyor.”
Başkanım önce kısaca kendinizi tanıtır mısınız bana?
Adım Recep Özkan, Esenler İYİ Parti İlçe Başkanıyım. Kasım 2018’den bu yana ilçe başkanlığını yürütüyorum. Emekli olmadan önce uzun süre Esenler’de önce okul müdürlüğü yaptım.
Hasip Dinsoy Okulu yıkılmadan önce okul müdürüydüm. Orası yıkıldıktan sonra Bağcılar’a geçtim ve oradan da emekli oldum. 40 yıllık bir eğitim hayatım vardı. Eğitime hizmet ettik sonradan da, ülkenin geldiği siyasi koşullar bizi siyasete yöneltti. Biraz da siyaset içine girelim dedik. Şimdi ise siyasetle uğraşıyorum.
İlçe Teşkilatının kurucularındansınız?
Evet, İYİ Parti Esenler İlçe Teşkilatı’nın ilk kurucularından biriyim. Bir müddet sonra 2 Şubat 2018’de kongre yapıldı, sonra ani bir seçim. Biliyorsunuz, 24 Haziran seçimleri hem milletvekili hem başkanlık seçimleri birlikte yapıldı.
Bu süreçte Esenler İlçe daha kurulmamıştı. Yeni yeni kuruluş aşamasındaydı. Ve sonuç itibariyle, 12 Ağustos’ta yeniden bir kongre yapıldı. Bu kongre genel başkan seçim kongresiydi. Bu kongreden sonra il ve ilçelerde istifalar söz konusu oldu. Baktığımızda hep bir seçim süreci yaşamışız.
Kurucu üye olduğunuzu söylendiniz, kaç kişiyle yola çıktınız?
İlk kuruluşta 66 kişilik bir yönetim kurulu üyesi vardı. Sonra 4 Şubat 2018’de 104 delegeyle seçime girdik. İlçe Teşkilatı’nın kurucu başkanı Yılmaz Teper arkadaşımızdır. 4 Şubat 2018’de ise Necdet Kiracı arkadaşımız ilçe başkanımız oldu. Ben ise üçüncü başkanım.
AK PARTİ ÜYELERİMİZ ÜZERİNDE BASKI YAPTI
Peki sizden önceki yönetimleri değerlendirmenizi istesem ne söyleyebilirsiniz?
İlk kuruluşta olan bazı arkadaşlar gerek iş gerek özel sebepler ileri sürerek teşkilattan biraz uzak kaldılar. Onlar da tabi kendilerince haklıydılar.
AKP yönetimi kamu kuruluşlarında olduğu gibi özel sektörde de onlar üzerinde baskı yaratıyordu. Özel sektöründe kendi içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları düşünürsek, kendi siyasi düşüncelerini direkt olarak deklare etme şansları yoktu. Bu gerekçelerle kurucu arkadaşların birçoğu kendilerini geri çekmek zorunda kaldılar. Ama hala partimizin gönüldaşları, partimizin gelişmesi için ellerinden geleni yapıyorlar.
Cumartesi günü kongre var. Ama adaylardan biri geri çekildi. Sayın Kiracı yeniden aday olacakmış neler söylemek istersiniz?
Necdet Kiracı’dan bahsediyorsunuz galiba, evet doğru. Ben de o yönde duyumlar alıyorum. Tabi bu siyasettir arkadaşlar. Ben bazen siyasetin bu yönünü benimseyemedim diye arkadaşlara takılıyorum. Siyasette 24 saat içinde çok şeyler değişebiliyor. Adaylar her an değişebilir, kongre günü liste vermeyip aday olmadığını açıklamadığı sürece her an değişir.
Sayın Kiracı tabi ki aday olabilir, bir başka arkadaşımız da aday olabilir. Siyasette 24 saat çok farklı diye Rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in bir tabiri var. Çok şey değişebiliyor. Yarına kadar da çok şey değişebilir. Bunlar siyasetin içinde varmış, ben de içine girdikten sonra öğrendim.
AK PARTİ 150 BİN ÖNDE BAŞLIYOR
Siz aday olmuyor musunuz?
Mevcut ilçe başkanı olarak kongrede aday olmayacağım için her toplantının, kulisin içinde olmak gibi bir düşüncem asla olmadı. Olmayacağım da. Taraf belirtmek durumunda kalırım, o da bana çok etik gelmiyor.
Ama bu hiç taraf olmayacağım anlamına da gelmez. Bizim de destek vereceğimiz bir arkadaşımız olacaktır mutlaka. Bunu şimdiden açıklamak çok doğru değil. Şimdilik dışarıdan gözlemliyorum. Asıl olan partinin, teşkilatın zarar görmemesidir.
Dün Şile’de Işık Üniversitesi’nin oradan arabamla geçerken genç bir delikanlı, işaret etti, durup aldım ve onunla yol boyunca konuştuk.
Onunla ülkenin içinde bulunduğu durumdan, Barış Pınar’ı harekâtından tutunda, partilerin içinde bulunduğu durumdan bahsedildi.
Bu vesileyle Barış Pınarına katılan tüm askerlerimize canı gönülden desteğimizi veriyoruz. Dualarımız daima onlarladır. Allah onların ayağına taş değdirmesin.
Arabama aldığım genç İYİ Parti’den ümitliyim, ülkenin geleceği adına İYİ Parti’yi görüyorum deyince; kendisine teşekkür ettim ve gençlerin mutlaka hele üniversiteli gençlerin, siyasetin içinde olmaları gerektiğini söyledim.
Partide de yenilerin önünü açmak lazım. Ben bu görüşteyim bu düşüncedeyim. Şimdi İlçe başkanını seçeceğiz ama ilçe başkanı yalnız değildir, 66 kişiyi de seçeceğiz. Yenilenmekte fayda var. Bilirsiniz, çoğalarak büyümek önemlidir. Siyaset böyle olmalı diye düşünüyorum, işin doğrusu bu.
Kaç meclis üyeniz var?
İlçede 2 tane meclis üyesi var.
Bu katılımdan biraz bahseder misiniz? İYİ Parti ilçede ne kadar etkili oluyor?
Esenler’de Belediye Meclis Üyesi sayısı 37’dir. Esenler, ülkenin dört bir tarafından İstanbul’a gelen herkesin ilk gördüğü yerdir.
İnsanlar önce Otagar’da iniyor ve ilk gördüğü yer Esener’dir. İnsanlar niye İstanbul’a geliyor, iş, aş, geçimlerini sağlamak için geliyor. Dolayısıyla ekonomik gücü en zayıf insanların bulunduğu yer Esenler’dir.
Esenler Belediyesi, yaklaşık 32 bin aileye yardım ediyor. Yine yaklaşık olarak 18 bin aile ise sosyal yardım adı altında Kaymakamlıktan destek alıyor. Sosyal yardım alan her aile 2 oy kabul etsek 100 bin ediyor. Bu da şu demektir: Bir seçimde AKP yaklaşık 100-150 bin oy önde başlamış oluyor.
Bu hükümetin değil, devletin yaptığı bir yardım değil mi?
Evet, aslında sosyal yardımların hepsi devletin yardımları ama bunu belediye kendi lehine kullanıyor. Kendi yapıyormuş gibi gösteriyor. Bu konuda çok başarılılar.
Yardımı reklama mı çeviriyorlar?
Elbette. Ama sadece bu da değil. Yardımı Oy bazında ranta çevirmesini de biliyorlar. Her şeye rağmen 31 Mart’ta 23 bin oy alırken İstanbul Büyükşehir seçiminde 96 bin oya çıktık. Zaman ve imkân olsaydı, daha iyi olurdu. Onun için 37 Meclis Üyesinin 4 tanesi bizim.
CHP ile birlikte hareket ediyoruz. Esenler halkının yaranına gördüğünüz projelerde arkadaşlarımız katılımcı oluyorlar ama halkın yarına görmediklerinde red oyu veriyorlar. Böylece muhalefet yapmaya çalışıyoruz.
Kentsel Dönüşümden değil, yerinde dönüşümden yanayız
Peki yakın dönemde bir depremle sarsıldık, Esenler başta olmak üzere bir çok bölge tehlikeli ilan edildi. Akabinde kentsel dönüşün konuşuluyor, bir de askeri alan var, burası hayata geçirilirse, TOKİ’nin projesi hayata geçirilirse yüzde 60’ı TOKİ’nin olacak. Geri kalan satılacak. Böylece yoğunluk daha da artacak. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Esenler ’de ilan edilen deprem toplanma alanların baktığımızda hiçbirinin boş olmadığı çoğunun da yetersiz olduğu görülecektir. İlan edilen yerler otopark. Birisi Menderes Mahallesi’nde diğeri ise Kadir Topbaş’ın altı, küçük bir park alanı bir diğeri ise Kazım Karabekir okulu.
Birlik Mahallesi’nde deprem parkı var. Deprem parkı denildi, Tevfik Göksu’dan önce Mehmet Öcalan döneminde açıldı. Ben öğrencilerle katıldım. Tören yapıldı. Sonra baktık ki, deprem toplanma alanına Basketbol sahası, Bilgi Evi, altındaki mekân kendi yandaşları Akmercanlar’a peşkeş çekildi.
Bu sorunlar varken, bir de Atışalan’da Mili Savunma Bakanlığı tarafından hibe edilen askeri alan var. Oranın sadece Esenler’e değil Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa’ya da o araziden verileceği konuşuluyordu. Sonradan iş değişti. Büyükşehir Belediyesi’yle protokol imzalanmıştı. Şimdi Esenler Belediyesi, Büyükşehir CHP’ye geçti diye protokolü iptal kararı almış. Asıl sorun şu, kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüm var. Zihniyet bu. Eğer amaç Esenler halkına hizmet etmekse, depremden korumaksa TOKİ’nin yüzde 60’şı almaya ihtiyacı mı var. Nerden gelecek buraya insanlar dışarıdan gelecek, zaten Esenler’in 500 bine yakın nüfusu var. Şimdi oraya gelecekler de Esenler’e ilave edilirse, Esenler içinden çıkılamaz bir hale gelir. Şu an yapılan asla Kentsel dönüşüm değildir.
Şimdi Esenler halkını buradan kaldıracaksınız ve Atışalanı’na taşıyacaksınız. Peki, Burayı ne yapacaksınız başkalarını getireceksiniz. Mahalleyi dönüştürün ve orada yerinde dönüşüm yapın. İnsanları oradan oraya sürüyorsunuz.
Hemen karşımızdaki mahalle, Mimar Sinan Mahallesi, burayı kentsel dönüşüm yaparken bu insanları alıp nereye götüreceksiniz. Burada değişimi yapın halk gelsin buraya yerleşsin. Bugünkü şartlarda çok kısa sürede yapılır.
Ama amaç kentsel dönüşüm altında rantsal dönüşümse tabiî ki kulak tersten tutulur. Esenler dört yolda okul yıkıldı meydan yapılacak diye. Ama şu an meydan taş yığını haline geldi. İnsanların nefes alacak yeri kalmadı. Dolaysıyla tüm bunlar insanları depremden korumak için yapılan kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşüm. Depremden korunma adına bu elimizdeki rantı nasıl devam ettiririz bunun derdindeler.
94’den beri rantsal devlet anlayışının olduğunu mu iddia ediyorsunuz?
Soruyu bir düzeltelim, rantsal devlet anlayışı değil, bu rantsal parti anlayışıdır. Bunu ister oy olarak düşünün ister ekonomik olarak düşünün başından sonuna kadar bunun adına rantsal parti anlayışı denir.
Bunun çözümü var mı, engellenebilir mi sizce?
Dürüst siyasi bir anlayış bütün bunların üstesinden gelir. Çözüm önerisi adına kentsel dönüşüm veya vatandaşı depremden koruma söylediklerim dışında söylenecek çok fazla bir şey bulamıyorum. Dediğim gibi, eğer vatandaşa dürüstçe, ahlaklıca bir siyaset anlayışıyla yaklaşılırsa ve vatandaş size güvenirse çözülmeyecek hiçbir şey yok. Ama eğer her hizmetin altında ranta yönelik bir şey varsa artık vatandaş bunu biliyor görüyor. Bal tutan parmağını yalar, diye bize deklare edilmiş çok kötü bozuk bir anlayış hâkim bugün.
Bazı arkadaşlarımızı işten attılar, bunu neye bağlıyorsunuz.
Bunun sebebi baskı. Ciddi manada baskı var. Ben mesela haziran seçimi sonrası ciddi manada istifa ile karşılaştım. Oy vermeyeceğim demiyor adam, istifa ediyor. İstifa gerekçen ne diyorum, oğlum mülakata girecek diyor. Kızım şurada işe girecek. Bazı arkadaşlarımızı işten attılar. İşe girerken mülakata alıyorlar, e devletten parti üyeliğine bakıyorlar.
Mesela bizim ilk kurucu başkanımız işinden dolayı aday olmadı. Çalıştığı iş yerinin patronu müsaade etmedi. Bütün bu baskılar, işten atılma tehdidi, partimiz etkilendi.
Biz burayı tutarken aylarca bize yer verilmedi, burayı tesadüf eseri bulduk. Ekimde kurulduk, 4 ay sonra burayı bulabildik, 4 ay bize yer verilmedi Esenler’de. Bu baskılar içinde kaldık. 24 Haziran seçimlerinde seçime girmemize engellediler. Cumhuriyet Halk Partisi 15 üye verdi 5 tane bizde vardı, öyle girdik. Ama bundan sonra çok daha gelişecek büyüyecek diye düşünüyorum.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Konuşma, düşüncelerimi aktarma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Sizlere de başarılar diliyorum. İlkhaber Gazetesi, sadece sosyal medyada olmasın, daha önce olduğu gibi gazete olarak çıksın. Başarılar diliyorum.