İtibarsızlaştırma
Batı hayranlığı ve batı özentisi olarak tezahür eden batıcılık hastalığı gereği olarak ilk olarak imamların itibarsızlaştırılması sürecini yaşadık toplum olarak. Medyanın her ayağında bu itibarsızlaştırma görüldü. Yabancılar, kendi din adamlarını film ve dizilerde muteber gösterirken, bizimkiler hokkabaz, ödlek ve cahil göstermekten geri kalmadılar.
Yine bu zamanda imamların din görevlisi diye adlandırılıp devlet memuru statüsünde mesaili çalışması hatta fazla mesai istemeleri de bu itibarsızlaştırma sürecine katalizör olmakta ve kıymetli bir yapının yozlaşmasına, itibarsızlaştırılmasına neden olmaktadır.
İtibarsızlaştırma hastalığı yeni evrelerinde başka meslekler de de kendini göstermeye başlamıştır.
AB müktesebatına uyma adına evde erkekler, okulda öğretmenler, hastanede doktorlar, adliyede hukukçular itibarsızlaştırılmaktadır.
Siyasetçilerin çark ve u dönüşleri ile siyaseti itibarsızlaştırması konusu ansiklopediler dolusu tutacaktır!
Batıcılık hastalığı nedeni ile erkeğin evde reislik payesi elinden alınmış, çocuklar ve eşi üzerindeki tamamen hasbi ve insani sahiplenme, finansal koordinatörlüğe indirgenmiştir.
Ailenin reisi erkektir yerine, evlilik birliği ibaresi getirilmiş, aile çift başlılığa bırakılmıştır. Evi geçindirme müşterekliğe bağlanmış, kadın otomatik olarak sermayeye ucuz iş gücü olmaya zorlanmıştır!
Yine AB uyumu ve medenileşme adına önlüklerin değiştirilmesi ile başlayan taklitçi anlayış müfredatta hiçbir düzeltme yapamayınca ve yapma derdinde olmayınca, kılık kıyafet düzenlemelerine girişmiştir. Kılık kıyafet serbestisi peşinde hal ve tavırlarda serbestliğe oda okulda öğretmenlerin takılmamasına, horlanmasına ve itibarsızlaştırılmasına neden olmuştur.
Her meslekte hain ve şerefsizlerin var olduğu ve olabileceği aşikâr bir gerçektir! Son zamanlarda taciz davaları siyasi bir havaya dönüşmüş iktidarın yıpratılması adına öğretmenler bu sürece kurban verilmeye başlanmıştır!
Gerekli önlem ve tedbirler alınmadığı ve oluşan atmosferde gereksiz açıklamaların yapılaması sonucu iş magazin boyutuna indirgenmiş ve bu arada öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırıldığı düşünülmemiştir.
Taciz kavramı kötü niyetlilerin elinde silah olarak kullanılmaya başlamıştır! Artık öğretmenler çocukların başını okşayamaz hale gelmiştir!
Hz. Ali: “Para hırsı olan kişiye tababet ilmini öğretmek kaplana kanat takmaya benzer ” demiştir. Epeyce kanatlı kaplanın olduğu bir gerçektir! Halka hizmet için bulunan kişilerin halka sert ve kaba davrandığı da bilinen bir gerçektir. Ama devletin yumuşak yüzünü göstermek adına halka gereğinden fazla serbestiyet vermek te uçan canavar ortaya çıkarmaktır.
Sağlıkta devrim adına bina yaparak işi düzelteceğini sananlar, döner sermaye çarkına doktorları gereğinden fazla sokmuş ve eğitim araştırma hastanelerini işlevsiz kılarak doktorların gelişim sürecini kısıtlayarak onları reçete yazan insan yapmış doğal olarak itibarsızlaştırmışlardır.
Batıcılığın dayatması ile batıdan alınan kanunlar bu milletin ruh köklerine uygun olmadığı için adli sınıfın hatalı içtihat ve yargıları mevcut idi. AB uyumu adı altında adli sistem değişikliklere uğramış, polisin yakaladığı şahıslar uyum namına adli makamlarca salıverilmiş, salınan kişilerin tekrar suç işlemesi adli makamları itibarsızlaştırmıştır. İktidarın kadrolaşmayı daha önce kızdığı insanların tarzı ile nobran bir şekilde yapması da bu işe tuz biber olmuştur.
Anlaşılacağı üzere itibarı betonda ve makamda arayan anlayış itibarsızlaştırmada geçmişe rahmet okutur hale gelmiştir. Sosyal yapı sinyal vermektedir. Batıcılık ve taklitçilik çözüm değil, kendi değerlerimizi kendimiz üretmeli ve var olanlara sahip çıkmalıyız.
Hak ve hakikatin nazarıitibara alınmadığı yerlerde itibarsızlaşma kaçınılmazdır.