Hava kirliliğinde tehlikeli artış
Yaşadığımız şu kış mevsiminde yurdumuzun hemen her kentinde hava kirliliği büyük bir artış göstermeye ve kendisini iyice hissettirmeye başladı.
Bunun en önemli nedeni de ısınmada kömürün kullanılışının artmış olmasıdır. Bir yandan “Dumansız Hava” sloganları ile sigara dumanının hava kirliliğine zarar verdiği vurgulanır iken diğer yandan bedava kalitesiz kömür dağıtımlarıdır. Hatta bazı illerimizde hava kirliliği tehlike sınırını aşmaya yaklaşmış bulunuyor. Türkiye’mizin içinde bulunduğu bu manzara dış basında da yerini almış ve Ünlü Fransız gazetesi Le Monde Türkiye Muhabiri Guillaume Perrier imzalı bir haber yayınlayarak bu konudaki tehlikeye dikkat çekmiş.
Söz konusu gazetenin haber’inde Ankara’da Çevre ve Orman Bakanlığınca yapılan ölçümlerin kentin bazı yerlerinde Dünya Sağlık Teşkilatınca kabul edilen sevi.yenin 10-15 kat üstünde olduğu belirtiliyor.
Sadece Ankara’da değil İstanbul, Edirne ve Kayseri gibi bazı illerimizde de hava kirliliği tehlike sınırını aşmış olduğu belirlenmiş.
Bunun en önemli nedenlerinden biri doğal gaz fiyatlarının aşırı şekilde yükselmiş olması. İkinci ve daha önemli nedeni ise kalitesiz ve bedava olarak dağıtılan kömürler.
Dağıtılan kömürler bedava olunca da kaliteden çok fiyat etkili olmakta ve belirlenen standartları taşımayan kömürler özellikle belediyeler tarafından halka bedava olarak dağıtılmaktadır.
Yine söz konusu gazetede yayınlanan bu habere göre ODTÜ’nün yaptığı incelemede de Ankara’da dağıtılan kömürlerdeki arsenik ve kükürt miktarının Çevre ve Orman Bakanlığı’nın kriterlerini katbe kat aştığı açık olarak belirtilmiş.
ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Dr. Semra Tuncel tarafından yapılan açıklamaya göre, standartların beş kat altında olan bedava dağıtılan kömürlerin havaya saldığı arsenik zehrinin dünyada en yüksek miktar olarak kabul edilen 410 PPM’nin çok üstünde olduğu 530 PPM düzeyine çıktığı belirtilmiştir.
Le Monde’un haberini okuduğum zaman 1970 li yılların Ankara’sı gözümün önüne geldi ve irkildim. O yıllarda Ankara, özellikle geceleri, kapkara kömür bulutu ile kaplı idi. Hatta toplu ölümlerden korkuluyordu.
Elbette ki muhtaç vatandaşlara yardımcı olmak sosyal devlet ilkesinin gereğidir. Türkiye’de sosyal bir devlet olduğuna göre muhtaç vatandaşlarına belirli ölçülerde yardım edecektir. Ancak bunu abartmadan ve kurallarına uygun olarak yapmak gerekir.
Bir yandan muhtaç vatandaşlara kömür verirken diğer yandan kalite standartları düşük olan kömürü, sadece ucuz diye, alarak halka dağıtıp şehrin tüm sakinlerinin sağlığını tehlikeye sokmaya da kimsenin hakkı yoktur.
Kömür dağıtımı yerine doğal gaz kullanımını teşvik edici tedbirlerin alınması daha da yerinde olacaktır. Evine doğal gaz çekmeye maddi gücü olmayana yardım ederek doğal gaz hattı çekimi sağlanması ve doğal gaz fiyatlarının makul seviyede tutulması daha mantıklı bir çözüm olsa gerek.
Bir gün gelir de bedava dağıtılan bu kalitesiz kömürler nedeni ile başta Ankara ve İstanbul olmak üzere bir çok kentimiz yaşanamaz hale gelirse bunun hesabını kim yada kimler verebilir.
Dış basın da bile tenkit konusu olan, tehlikelerine dış basında işaret edilen bu uygulama ile ilgili yöntemler gözden geçirilmeli, gerekli tedbirler iş işten geçmeden ele alınmalıdır. Aksi takdirde daha sonra keşke demenin ve pişmanlık duymanın yararı olmaz. En iyi temizlik kirletmemektir. Kirlettikten sonra temizlemek, kirletmemek için alınacak tedbirler için yapılacak harcamadan daha pahalıya mal olur. Bunu geçmişte yaşadık ve gördük.