İnadına olmasın!..
Bana ayrılan bu sütunda her yazımı tartarak ve enine boyuna düşünerek yazmaktayım. Maksadım kimseyi kırmak değil elbet. Gündelik hayat içersinde yaşanmışları analiz edip dilimin döndüğünce sizlerle paylaşmaktır amacım.
Ama bir takım kişilerce tabu haline getirilmek istenen bazı meseleler ‘gizli kalsın konuşulmasın’ çabası içersindeler. Bunlar hayatın gerçeği, ‘vay efendim niye konuşuluyor, niye tartışılıyor bunlar’ diye fırtınalar koparıyor olsalar da çırpınışlarının beyhude olduğunu görüyorum. Bazen de bunları anlamakta güçlük çekiyorum.
Sayın Başbakanımız hep şunu der; “Tabuları yıkmak ve kırmak için bizler iktidara talip olduk. İşte bu yüzden bu millet, bu halk bize oy verdi”
Hal böyle iken yazılanlara çizilenlere kızmak yok. Bırakın tartışılsın. Bırakın konuşulsun. Yanlışlar elbette dile getirilecek ve eleştirilecek. Bundan da kimse rahatsız olmayacak.
Bir insan düşünün ki, ‘ben ne yapmak istersem, ne hayal edersem mutlaka gerçekleşmeli!’ düşüncesine sahip olsun. …Ve bu insan yatıyor, uyandığında ise ben Belediye Başkanı olmak istiyorum desin. Dediğini yapabilmek için de elinden geleni yapsın. Sonuç: belediye başkanı oluveriyor bir anda.
Öte yandan söz konusu Esenler olunca şartlar inadına değişiyor ve farklı bir süreç yaşanmaya başlıyor.
Her Esenlerli, belediye başkanının 9 aday arasından seçilecek olmasını beklerken, birden her şey sil baştan ele alınarak, taşlar yerinden oynatılarak adeta güç gösterisine dönüşerek arkası olan Üsküdar’ı çoktan geçmiş oluyor.
Biliyorum ki bunları yazıyor ve gündeme taşıyorum diye birçok kişi bana kızacak, alınacak hatta hep böyle muhalif yazıyor diyecekler. Varsın desinler.
Ben bildiklerim ve inandıklarım ışığında yazmaya devam edeceğim. Ama inadına değil, her zaman yazdığım gibi hep dostane bir üslupla, yol gösteren bir tarzla yazacağım. Çünkü bu bağlamda şerait ve ahvalin ne olduğunu gayet iyi bilenlerdenim.
Unutmayalım ki,
Ben de bu parti için yıllarca ter döküp mücadele verdim. Benim de mensubu olduğum Esenler Ak Parti Teşkilatı 2002 yılından itibaren top yekûn birlik ve beraberlik içerisinde çalışarak, her seçim döneminde Ak Parti’yi zirveye taşıyıp İstanbul genelinde hep birinci yapmıştır.
Buna rağmen gönül isterdi ki, bir tek kişi dahi keşke hayal kırıklığına uğramasaydı. Ama uğradı, bunu herkes de çok iyi bilmektedir.
Biliniyor mu bilmem, ama yaşananların üzerinden hayli bir zaman geçmiş olmasına karşın halen benim tarafım karşı taraf muhabbeti yapılıyor partililerim arasında. Bu söylemler gönüldaşlarımızı üzüyor.
Esenler Ak Parti sadece ve sadece ilçe yönetimi ve ona bağlı birimler değildir. Bunun böyle bilinmesinin gerektiğine inanıyorum. Yine unutulmamalıdır ki, Esenler’de yaşayan her 10 kişinin altısı, benim gibi Ak Partilidir. Bu böyle biline.
Ülkemiz siyasetinde kuşkusuz hiç kimse vazgeçilmez değil. Herkesin bir alternatifi vardır mutlaka. Ama siyaset inadına olmasın, gönül hoşluğu ile olmasıdır dileğim. Aslında bu konuda yazacak çok şey var, ama daha zamanı var diye düşünüyorum
Kalın sağlıcakla…