Hesap vermek
Esenler’de siyasi bir kişiliğin yanı sıra idareci olmak, şehri emin, belediye başkanı, meclis üyesi olmak ve bu alanda siyaset yapmak için, mensubu olunan partinin vizyon ve misyonunu kabul etmiş, özümsemiş olmak gerekiyor.
Sorulduğunda tarif edilir olmak, tarife uygun olmak, yozlaşmamak, olduğun gibi görünmek ve hesap verirken rüyadan uzak olmak… Öte yandan son bir buçuk yılın hesabını verirken, bir de bu anlamda hesap vermesi gerekir diye düşünüyorum.
Esenler’e ne verdim, ne aldım? Kimlerin kalbini kırdım, kimlerin kaderine müdahale edip hakkını gasp ederek ve yok sayarak, sırf egolarımı tatmin etmek için ‘güç bende’ edasıyla hareket ettim? Saf dışı ettiğiniz insanlara da hesap vermek gerekir diye düşünüyorum!
Bunlardan daha önemlisi, Esenler’de gerçek manada, halkına hizmet etmek, yüzünü güldürmek, gülmeyi kendine reva görürken bencil olmamak gerekmez mi?
Gülen bir yüz ifadesi ile objektiflere poz verirken, peşin satış yapan tüccar misali davranmanın, kentsel dönüşüm adı altında Esenler halkını evlerinin ellerinden alınma endişesi ve korkusunu yaşatıp ümitsizliğe sevk etmenin de hesabını vermek gerekmez mi?
Sadece ve sadece kamuoyuna, Esenler halkına karşı sorumluluk bilinci, gayreti ve duygusu içersinde hareket eden, haber elde etme çabası içersinde olan gazetemiz muhabirine kaba bir tavırla “Hepiniz adisiniz” demenin; bu hadsizliğin, pervasızlığın da hesabını vermek gerekmez mi?
Belediye başkanı lider olmalı, lidere haiz vasıfları taşımalı. En başta lider gibi konuşmalı. İradeli, saygılı, ölçülü olmalı. Saman alevi gibi parlayıp sönmemeli, belirli mesafesi, dengeli bir konuşma üslubu olmalı. Belediye başkanının bu hareket noktalarını esas alıp bulunduğu konumun diliyle konuşması gerekmez mi?
Esenler halkı ne bekliyor? Yaşam kalitesinin artmasını, yaşadığı mahallenin, oturduğu sokağın elbette kendisine dar edilmemesini bekliyor…
O halde, Esenler’i yönetenlerin beklentilerin çok uzağında olduğunu fark etmesi, mahalleliye “olsa neyime olmasa neyime” demenin de hesabını vermesi gerekmez mi?
Evin önünün, çocuğunun okuduğu okulun, mahalledeki sağlık ocağının çağdaş bir yaşam imkânı sunuyor olması gerekmez mi?
Esenlerli Ahmet amcanın, Hasan amcanın, Oruçreis Mahallesi’ndeki Yaban ailesinin, Tuna Mahallesi’ndeki Yaşar ailesinin hesabını vermek gerekmez mi? Kimsesizlerin kimi olmak gerekmez mi?
Halk siyasi idarecilerden bunu bekler, bütün bunların harfiyen yerine getirilmesini arzu eder. Bu yöndeki beklentiler önceliği olan beklentilerdir.
Bütün bunları beklerken, evinde huzurlu bir yaşam için gerekli maddi kazancı da elde edemediyse, edemiyorsa ve siz belediye olarak, belediyeden medet uman, himmet bekleyen, aç ve açıkta olanlardan belli ki bihabersinizdir…
Bu bağlamda bir netice elde edemediyseniz ve vaat ettiklerinizi yerine getiremediyseniz, karşılayamadığınız beklentilerin hesabını vermeniz gerekmez mi?!..