Sebepler Alemi
Çanakkale Zaferinin bir yıldönümünün arefesindeyiz. Uzunca bir zamandır Çanakkale Zaferini sebepler âleminden çıkarıp, melekût âlemine havale etmeye başladığımız içindir, çalışıp gayret etmek yerine hikâyeler ve menkıbeler ile gün geçirmeye başladık!
İşin aslında sebepler âleminin de melekût âleminin de Yüce Rabbimizin elindedir. Her şey ondandır. “Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah’ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O’na döneceksiniz.” Yasin Suresi 83. Ayet.
Tüm mesele bu alemde kul olarak ne yapıp yapmadığımızdır. Rabbimiz bu konuda da kükmünü açıkça beyan etmiştir. “Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.” NECM Suresi 39. Ayet.
Çanakkale Muharebeleri 18 Mart 1915 ile 9 Ocak 1916 tarihleri arasında sürmüş bir deniz kara ve hava muharebesidir. Son zamanlarda ilkokul öncesi ve ilkokul çocuklarına hamiyet kazandırmak, vatan sevgisini aşılamak için anlatılması gereken bir müfredat, akademik seviyelerde anlatılmaya çalışılmakta bu da işin özü ve aslının anlaşılmasını zorlaştırmaktadır!
Osmanlı Devleti bu savaşa daha 1914 senesinde hazırlık yapmaya başlamış. Tabyalar ve mevziler güçlendirilmiştir. Asker alımları durumun vahametine binaen arttırılmış seferberlik ilan edilmiştir. Kısacası eşeği sağlam kazığa bağlarsan Allah sana yardım eder!
Aynı Osmanlı Aralık 1914 Sarıkamış’ta kulluğun gereğini yapmadığı için, sünnetullaha uymadığı için güncel tabiri ile bonus olan Allah yardımı gelmemiştir!
İşte bu yüzden kalbinde eğrilik olanlar Çanakkale’de gelen melekler Sarıkamışta soğuk olduğu için mi gelmedi deme densizliğine düşmekte sebepler âlemi gerçeği anlatılmadığı için küfür içinde debelenip durmaları devam etmektedir.
Bizler kullar olarak “ol” demesi ile her şeyin olacağına inandığımız Rabbimizin dünyayı yaratılış olarak zamanla, evre evre, sebeplerini yarata yarata bu dünyayı yarattığını bilmeli bizi de sebep sonuç ilişkisinde imtihana tabi tuttuğunu unutmamalıyız.
Zamanımızın en büyük sıkıntılarından biri burada başlamaktadır. Her şeyi melekût âlemine bağlayıp kulluğun gereğini yapmayan bir anlayış her geçen gün hâkim olmaya; çalışmadan kazanmaya, ilim irfan ve terbiye eğitimi almadan âlim olmaya, fıkıh kelam yerine havas ile toplum eğitmeye, hem iyilik hem kötülük bir arada hakkı batıla karıştırarak adalet dağıtmaya başlamıştır.
Dönem filmler ile menkıbeler ile çalışmadan, üretmeden, bilim adına inkişaf sağlamadan toplumu uyutarak, boş yere gaz vererek zaman kaybetme zamanı değildir. Sebepler âleminin gereği ne ise onu yaparak ilerleme azmimiz olur ise Rabbimizin yardımı o zaman gelecektir.
“(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah’ın yardımı ne zaman dediler! Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır.” Bakara S.214. Ayet