Site Rengi

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Her Senaryo Bir Öncekinin Devamıdır

REKLAM ALANI
12.09.2019
449
A+
A-

Dekor farklı, sahnede değişiklikler var, oyuncularda değişti ancak senaryo aynı olup küçük güncellemelerle bildik amaca hizmet etmek için yazılmıştır.

Biraz eskiye giderek Vehhabiliğin kurucusu olan ve 14 yaşındayken 18. yüzyılda bir İngiliz ajanı olan Hempher tarafından ayartılarak ümmetin başına bela edilen Necdli Muhammed gibi birçok İngiliz oyunu ve senaryosu kesintisiz bir şekilde devam ettiğini görelim.

ARA REKLAM ALANI

Senaristliğin efendiliğini yapan İngilizlerin bir casusu olan Hempher hatıratları ile bize ışık tutmaktadır. Ve nasıl senaryo yazıp oynandığını bize göstermektedir. Hempher’e kulak verelim:

“1710 senesinde Müstemlekeler nâzırı beni, Müslümanları parçalamak için gerekli ve yeterli bilgileri toplamak ve casusluk yapmak üzere, Mısır, Irak, Hicaz ve İstanbul’a gönderdi. Aynı tarihte ve aynı vazife ile nezaret, canlılık ve cesaret dolu dokuz kişiyi daha vazifelendirdi. Bize lâzım olabilecek para, bilgi ve haritanın yanında bir de, devlet adamlarının, âlim ve kabile reislerinin isimlerini ihtiva eden birer fihrist verildi. Hiç unutamıyorum! Sekreter ile vedalaştığımızda, bize demişti ki: Devletimizin geleceği başarınıza bağlıdır. Onun için, var kuvvetinizle çalışmalısınız.”

İngiliz’in bu oyun ve senaryolarında bir değişiklik var mı? Kesinlikle hayır.

Daha bir süre önce Suriye’de DAİŞ birliklerini bombalayan Amerikan uçaklarına İngiliz hükümeti “aman yapmayın onlar bizim seçkin komando birliğimiz” diyerek karşı gelmişti. DAİŞ gibi giyinip operasyona çıkanlar meğer İngiliz askerleri imiş.

Gezi kalkışmasında İngiliz, Alman ve benzeri ülkelerin ajanları nasıl bizim yerli malları ayaklandırıp isyan ettirmişti unutmadık.

Kandil’de ölen Alman, İsrail, İngiliz ajanlarının varlığı eski senaryoların küçük değişikliklerle devam ettiğini göstermiyor mu?

Makaleye giriş yaparken egemen güçlerin uzun vadeli ve derin stratejiler geliştirdiğini ve hedefe yönelik senaryonun farklı oyuncularla uygulandığını ifade etmiştik. Bu minvalde İngiliz casusu Hampher’e kulak verelim.

“Londra’daki müstemlekeler nezaretinin hazırladığı kitapta, İslamiyet’i yok etmek için yapılacak şeyler yazılıdır. Bu kitap, casuslar vâsıtası ile gizlice dağıtılmaktadır. Müslümanların kuvvetli noktalarını tahrip etmek için de şu tavsiyelerde bulunuyor: Müslümanların arasında, ırkçılık, milliyetçilik taassubunu körükleyecek ve onların dikkatlerini İslamiyet’ten önceki kahramanlıklarına çekeceksiniz. Mısır’da Firavunluğu, İran’da Mecusiliği, Irak’ta Bâbilliliği, Osmanlılarda Attila ve Cengiz zamanını (vahşetini) ihya edeceksiniz.”

Bu politika bugün ırkçılığın zirve noktaya çıkmasına sebep olmuş ve daha ileri giderek mikro milliyetçilik ile bütün ortak değerler bertaraf edilmiştir.

Sömürgeler bakanlığı sekreterinin usta casus Hampher’e söyledikleri ile devam edelim: “Bilmiş ol ki bu meydanda sen yalnız değilsin. Yaptığın işi yapan pek çok adamımız var. Bu işi yapmak için şimdiye kadar nâzırlığımız beş binden fazla adam vazifelendirmiştir. Nâzırlık bu sayıyı yüz bine çıkarmayı düşünüyor. Bu sayıya ulaştığımız zaman Müslümanların hepsine hâkim olacak ve bütün İslâm memleketlerini ele geçirmiş olacağız.

Başkasının ektiğini yedim. Öyleyse, ben de başkaları için ekiyorum. İngilizler, bunu yaptığı zaman, bütün Hristiyan âlemini memnun etmiş ve onları on iki asırlık felaketten kurtarmış olacaktır. Asırlarca devam eden Haçlı seferleri, hiçbir fayda sağlayamamıştır. Keza, Moğollar da İslam’ın köklerini kazımak için bir şey yapmış sayılmaz. Çünkü onların yaptığı iş ani, plânsızdı. Düşmanlıklarını ortaya koyacak, askerî işler yapıyorlardı. Bunun için, çok çabuk yoruldular. Fakat şimdi, hükûmetimizin değerli idarecileri, İslam’ı çok ince bir plân ve uzun bir sabırla içten yıkmak için çalışıyorlar. Askerî güç kullanmamız da lâzımdır. Fakat bu iş, son merhalede, yani İslam’ı yiyip bitirdikten ve her tarafından balyozlayıp, bir daha toparlanamaz, bizimle savaşamaz hâle geldikten sonra gelir.”

Bu casusun hatıratları incelendiğinde ilginç ilginç olduğu kadar günümüz siyasetine denk gelen birçok şeytani planı görebiliyorsunuz. ABD dış işleri eski bakanını Condoleezza Rice: “2023’e kadar Ortadoğu’da 22 devlet kurulacak ve sınırlar değişecek” demişti. Şimdi yazacaklarım ilginç gelecektir.

“İslâm âlemini, hem içerden, hem de dışarıdan yıkmak için, Fransa ve Rusya ile işbirliği yapmamız lâzımdır. Türk-İran hükûmetleri arasına çok şiddetli fitne ve ihtilâflar sokup, her iki tarafta milliyetçilik fikirlerini kuvvetlendirmemiz lâzımdır. Ayrıca, birbirine komşu bütün Müslüman kabile ve milletlerin arasına ve Müslüman memleketler arasına fitne ve düşmanlık sokmamız lâzımdır. Yok olmuş olanlar dâhil, bütün bozuk mezhepleri ihya edip, canlı tutmak ve birbirine düşürmek lâzımdır. İslâm memleketlerinden bazı parçaları gayr-ı Müslimlerin eline vermek lâzımdır. Meselâ: Medine’yi Yahudilere, İskenderiye’yi Hristiyanlara, İmare’yi Sâibe’ye, Kırmanşâh’ı Ali’yi ilahlaştıran Nusayrilere, Musul’u Yezidilere, İran körfezini Hindulara, Trablus’u Dürzilere, Kars’ı Ermenilere ve Alevilere, Maskat’ı (Umman Sultanlığının başkenti) Haricîlere vermek lâzımdır. Sonra, bunları, para, silâh ve gerekli bilgilerle takviye etmek icap eder ki, bunlar İslam’ın vücudunda birer diken olsunlar. İslâm iyice yıkılıp yok oluncaya kadar, bunların yerlerini genişletmek lâzımdır.”

Hempher’in bir kısmını aldığımız hatıraları daha çok siyasi alana denk gelen kısımlar olmaktadır. Ama bilinmelidir ki siyasi sonuçlara ulaşmak için birçok araç kullanılır. Dini, kültürel, ekonomik, ahlaki, eğitim gibi her alanda yoğun bir faaliyet yürüterek parçalama ve yok etme siyasetine hizmet ederler.

Bugün ülkemizde yaşanan en küçük yumruklama eylemi dahi büyük siyasete hizmet etmektedir. PKK, HDP, DAİŞ, DHKP-C gibi aklınıza gelecek her türlü legal illegal yapılar büyük planın küçük parçalarıdır.

Ustaca senaryo yazanlar elinde Kuranı Kerim ile İslam’a karşı savaşan neferler (!) bulmakta hiç zorlanmazlar. Nitekim zorlanmıyorlar da.

Hempher, Lavrens bilinen önemli casuslardır. Bu casusların torunları ise Kandil’de PKK safında, Suriye ve Irak’ta DAİŞ, PYD yanında sözde kurtuluş mücadelesi vermektedir.

Bilerek veya bilmeyerek küçük hesapların peşine düşmek ya da siyasi çekişmenin verdiği girdaba girerek meydana getirdiğimiz zararlı gazlar hepimizi zehirleyecektir.

Bu günü ve zamanı çok iyi okumamız gerekiyor. Aksi taktirde canımıza okuyacaklar.

Kaynak: M. Sıddık Gümüş, İngiliz Casusunun İtirafları ve İngilizlerin İslam Düşmanlığı, Hakikat Kitabevi, 2014.

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.