Hayatın anlamı! Geldik gidiyoruz.
İsteğimiz dışında dünyaya geliyoruz ve yine istemediğimiz halde veda ediyoruz. Yine bu iki durum da bizim elimizde değil. Ancak ölümle yaşam arasında yaptığımız her şeyden mesul olduğumuzu da bilmemiz gerekiyor. Durum böyle iken yine bu dünyadan mesuliyetini idrak edemeden göç edenlerin olduğu da muhakkak var.
Hayata haris yaşayanların yaptıkları hatalar hem kendileri, hem de dışındakiler için öyle kötü örnek ki… Hırsımıza engel olamadığımız için kin gütmenin, haset etmenin, kem gözün kem sözün, egoistliğin, kendimizi ilah görmemizin ve öyle davranmamızın çok şeylere mal olduğu da bir gerçek.
Hepimiz farklı yaratıldık. Hepimizin parmak izi farklı. Bu farklılığımızı iyilikte, faydalı işlerde, hizmette göstereceğimize, sahip olduklarımızın hepsini bu dünyada bırakıp gideceğimizi aklımıza getirmeden ve azapla, vesveseyle, hastalıkla kuruntuyla cezalandırıldığımızı fark etmeden davranışlarımızla itibarımızı yitiriyoruz.
Hazinelerinin anahtarlarını taşıyacak hizmetlileri olan ve hiç ölmeyecekmiş gibi mağaralara şatolar yapanlardan hiç eser var mı bugün?
Böylesi yaşamanın ve ölmenin bedelinin ağırlığını idrak edemeden hatta bazıları için reddederek yaşayanların bu dünyanın bir oyuncak oyalanma olduğunu zannedenlerin düşünen kafa, gören gözler için birer ibret olmalıdır.
Evde gönül kırıyoruz, sokakta dikleniyoruz, kürsüde efeleniyoruz, mahallede kabadayıyız. Etrafımız, ‘var mı bana yan bakan’ gibilerden geçilmiyor maalesef.
Kaba olmayı, gönül kırmayı hüner zannedip büyüklük taslayanlar, sen benim kim olduğumu biliyor musun diyenler, karşısındakine baskı yaptığını sanarak, korku yarattığını sananlar. Aslında o kadar çaresiz ve o kadar aciziz ki.
Aslında bir hiç olduğumuzu unutarak, bilmeden zanla hareket ederek, göze girme adına ağzımıza geldiği, aklımıza düştüğü gibi hiç yutkunmadan konuşuyoruz bazen. Şu fani dünyada olmamalı böyle şeyler. Yarınlarımız olan çocuklarımıza karşı asla kötü örnek olmamalıyız.
İnsana karşı kırıcı olmamalıyız. Makam, mevki, şöhret için haysiyetimizi, hatta ruhumuzu satmamalıyız. Ve bu dünyadan göçüp giderken arkamızda iyi şeyler bırakıp hoş bir seda ile anılmalıyız. İşte bu dünyada bunun mücadelesini vermeliyiz. Unutmayalım kavga kimin evinde olursa zararı o görür.