BKM
Bu BKM, Beşiktaş Kültür Merkezi değil, Beyinsizler Kimin Malı hiç değildir. Bu, beyin, kalp ve mide üçlüsünün kısaltmasıdır. Bu üçlü çok önemlidir. Toplumda ilişkiler bunlar üzerinde yürümektedir.
Mide vücudumuzun sindirim sisteminin bir organıdır. İnsan fıtratına uygun ne varsa verilirse sindirir. Seçme hakkı pek yoktur! Çok kötü bir şey gelirse vücudu istifraya zorlar. Yalnız açgözlü insanların onu doldurması sonucu epeyce genişler ve hormonlar üzerinde etkili olur. Hep yeme hep yeme dürtüsünü verir.
Hep yeme hep yeme derdine düşen insan ise haram helal ayırt etmemeye başlar. Nefsin elinde oyuncak olur. Mide üzerine kurulu ilişkiler çiftçinin öküz ve eşeği ile olan ilişkisi gibi olur. Besler doyurur etinden sütünden gücünden faydalanır. İşi bitince de ya atar ya sopalar ya da kasaba satar. Mide ilişkilerinin sonucu hacet yolunda son bulur.
Mide ilişkilerinde aç gözlülük vardır ve çokluk derdine düşülür oysa kitabımızda: İnsanların Çoğu Kafirdir. -Nahl/83; Çoğu fasıktır. -Maide/49; Çoğu müşriktir. -Rum/42;Çoğu inkârcıdır. -İsra/89; Çoğu gâfildir. -Yunus/92; Çoğu yalancıdır. -Şuara/223; Çoğu zanna uyar. -Yunus/36; Çoğu nankördür. -Furkan/50; Çoğu şükretmez. -Bakara/243; Çoğu iman etmez. -Bakara/100; Çoğu haktan hoşlanmaz. -Zuhruf/78; Çoğu Kuran’dan yüz çevirdi. -Fussilet/4; Çoğu akıl etmez, kafası çalışmaz. -Maide/103 gibi ayetler ile çokluğun hak sebebi olmadığı vurgulanmıştır.
Mideden birine bağlı olanlar sahibinden daha çok insana hasım olur, sahibinden daha çok insana kin duyar ama sahibi elden ayaktan düşünce onun en büyük hasımı olur.
Kalp insan vücudunun sarayıdır letaif i hamseden biridir! Eğer mutmain olmaz ise ota da konar pisliği de konar. İnsan sevdiği için ayıplanamaz mazur görülür. Sevdiği kişinin hataları kendisine gösterilince adam gibi karşılık verirse makbuldür.
Kalbin mutmain olması da beyin ile olan irtibatına bağlıdır. Düşüncesizce sevmek daha sonra başa bela açar. Sevmeyi abartmak işi melankolik lige veya şıpsevdiliğe götürü ikisi de tehlikelidir.
Kalp hatır kırmak istemez bu nedenle kalbin yumuşaklığı birçok günahın ve vebalin işlenmesine sebep olur. Kalp özellikle dostların hatalarını görmekten uzak durur bu da adalet mekanizmasını zayıflatır.
Beyin düşünme ve idrak merkezidir. Rabbimizin düşünmez misiniz, akıl etmez misiniz sorularına muhatap olan organımızdır. Denge ve adalet merkezidir. Sevk ve idare üssüdür.
Rabbimiz ona verdiği görev gereği gerekli alt yapıyı da ona vermiştir. Beyindeki kusursuz sistemi oluşturan en önemli unsurlardan biri, sayıları 10 milyar civarında olan sinir hücreleri ve bu hücreler arasındaki iletişimi sağlayan 100 trilyon bağlantıdır.
İnsan ilişkileri mide, kalp ve beyin üzerinden yürüyor demiştim. Erbakan beynimizi doyurdu şimdikiler midemizi doyuruyor diye kendilerince bir gerçeği izah edenler işkembe-i kübraları kalınlaştığı oranca beyin nöronları yavaş hareket etmeye başlıyor. Bunu her türlü hareket ve beyanlarında görmek mümkün!
İslam dünyasının bu gün var olduğu sıkıntıda ilişkilere ve davranışlara beynin değil, mide ve kalbin yön vermesidir. Beynin işlevi olan ilim, irfan ve tefekkür yerini kalbi sevgi ve muhabbet hikâyelerine menkıbelerine bırakmış durumdadır. Akaid, fıkıh, fen ve edebiyat ilmi yerine hurufat ilim halini almıştır.
Birileri midesi dolsun diye gâvurla hem hal olmayı marifet saymış. Gâvur dostu olanlar, gâvurla ittifak kuranlar Allah dostu diye bu ümmete musallat edilmiş, ilim irfan adına eser vermesi gerekenler mideleri dolsun diye dinde yeni icatlara yönelmiştir.
İslam medeniyetinin insanlığı kucakladığı devirler tarihin altın sayfalarında yerini almıştır. O zaman ve çağlarda ilim irfan tefekkür aşk ve vecd bir arada idi. Allah dostları toplumun içinde idi, her biri bir işle meşgul, bir işin bir mesleğin erbabı idi.
Hak edenler müstesna, şimdilerde etraf Allah dostu diye ortalıkta gözükmeyen ilim ve irfanı şüpheli meslekleri bile olmayan hazır yiyicilerden geçilmiyor! Millet bunlara kalbi olarak bağlanıyor bunlarda iktidarlara mide yolu ile bağlanıyorlar bu bağlantılar sayesinde kısa yoldan köşe dönme ve kısa yoldan cennet kazanılmış oluyor!
Ümmetin bu içinde bulunduğu hali düşünmeyip her şeyi düzelttiğini zannedenler, gâvur yanında izzet arayıp kırmadık varta bırakmayanlar, akledin ve aklın yolunun da Allah’ın rızasına uygun yoldan geçtiğini unutmayın.
“Allah’ın izni olmaksızın, hiç kimse için iman etme (imkânı) yoktur. O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar.” Yunus Suresi 100. Ayet