Babalar Günü
“ Küçük kız annesiyle yolda yürürken birden durdu. Yoldaki bir bisiklet dikkatini çekmişti. Bisiklette, bir adamla kız bulunuyordu. Yaşı da onun kadardı. Bisikletteki kız, arkadaki bir minderin üzerindeydi. Düşmemek için babasına sıkı sıkıya sarılmış, yanaklarını babasının sırtına dayamıştı. Adamın ara sıra dönerek söylediği sözler, kızı kıkır kıkır güldürüyordu. Kaldırımdaki kız bisikletin arkasından bakarken, annesi ona yürümesi için çıkışıyordu.
—Çok mu beğendin? İstersen babana söyleyeyim, sana da bu bisikletten alsın!
Kız yol ortasında dalmış, bir adım ilerlemiyordu. Annesi sinirlenerek devam etti.
—Arkadaşların okula yürüyerek giderken, seni baban özel arabasıyla bırakıyor.
Kızın gözü uzaklaşan bisikletteki kızdaydı. Annesi alaycı Tavrıyla;
—Karda biraz yürüyelim dedim. Kızımın aklı, uyduruk bir bisiklet ve o bisiklette oturan çocuğa takıldı. Evde, her renk bisikletin var. Birde, son model bir arabamız. Derdin ne?
—Ben bisikletle okula gitmek istiyorum.
—Nedenmiş? Arabamız varken yakışır mı?
Kız, gözünden süzülen yaşları saklayamadı.
—Belki o zaman, babama sıkı sıkıya sarılırdım… dedi.”
Her yıl haziran aynın üçüncü Pazar günü; babalar günü olarak kutlanır. Bir babanın kız ve erkek çocuğu için düşündüğünü.
“0 yaşında” Ne kadar güzel çocuklarım.
“5 yaşında” Prensesim, (yada) aslanım bana benziyor.
“10 yaşında” Kime çekti bu çocuk.
“15 yaşında” Ne kadar çabuk büyüdü. Biraz sert mi olsam? Erkek neyse, kıza fazla yüz vermeyelim.
“20 yaşında” Artık devir değişti mi ne, şu gece gezmelerine baksana! Neler giyiyorlar yahu!
“25 yaşında” Üniversite okuttuk, Şimdi evlenmeye kalkıyor. Elin oğlu alacak prensesimi. (Erkek çocuk için) iş yeri açalım. Bir ev alalım.
“30 yaşında” Çok az görüyorum kızımı. Torunlarımı da özlüyorum. “erkek için” Şu haytaya bak. Arayıp sorduğu yok!!
“35 yaşında” Kızım benim entelektüel düzeyimi beğenmiyor. Onunla tartışmalara girmeyeceğim. “erkek için” Oğlana güvendik. Çekti gitti.
“40 yaşında” Mutlu bir evliliği var. Çocuklarını iyi yetiştiriyor. “erkek çocuk” sen merak etme baba hallederiz.! Bir şeyde hallettiği yok!
“45 yaşında” kızım ilaçlarını almayı unutma, gel bende de kal diyor. Oğlana bak. Para göndermeyi unutma diyor. Karım biraz hasta da. Sonra almaya gelirim seni.
“50 yaşında” (baba ölmüştür) Seni çok özledim babacığım. Dertleşeceğim kimsen kalmadı. “erkek çocuk” bu kadar yükü nereden bıraktın bana. Birazda miras bıraksaydın ya!!!
Türk toplumunun hepsi aynı değil kuşkusuz. Kız çocuklarını ezen ya da değer verende var. Erkek çocuklarını yücelten, ya da onun sırtından geçinen babalarda var. Dileğim, çocuklarımızla ilişkilerimizin bozulmaması için onlara eşit davranan bir aile ve toplumda yaşamamız. Çocuklarımıza eşit yapacağımız maddiyatın dışında en önemli şey; dokunarak, öperek, koklayarak sevmek.