Site Rengi

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Gel.. Gel…

REKLAM ALANI
12.09.2019
413
A+
A-

Bu gel Mevlana Celaleddin İ Rumi’nin “Ne olursan ol yine gel” çağırısı değil. Bu 1974 yılında Fransız şarkıcı Marie LAFORTE’in haykırışının adı vien vien (gel gel).

Geçenlerde arkadaşın bilgisayarında bu müzik çalıyordu. Şarkı Fransızca idi anlamını bilmesem de bir haykırış olduğu anlaşılıyordu. Ekrana baktım sözlerin tercümesinin olduğunu gördüm.

ARA REKLAM ALANI

Sözler şöyle: Gel… Gel…

Bu bir rica gel gel

Benim için değil babacığım

Gel gel

Annem için dön

Gel gel

O senin için ölüyor

Gel gel

Gel ki her şey yeniden başlasın

Gel gel

Hayat sen olmayınca sadece bir sessizlik….

Diye devam eden tamamen sosyal içerik barındıran ve düşündüren sözler.

Fransa 1974 te bu acıyı haykırmaya başlamış ve gelinen noktada acı kanıksanmış. Emparyel sömürgeci bir devlet sadece başka topluluklara değil kendi halkına da zulmediyor. Aile bitirilmiş, çocuklar ağlıyor. Belki de ağlattıkları çocukların ahı çıkıyor!

Onlar 1974 te bu haykırışı dillendirirken, bizim ülkemizde neler oluyor. Batı batı diye ülkeyi batıranlar geldiğimiz durumu görmek istemiyor. Görmek isteseler di boşanma oranları bu kadar artar mı idi ya da aileden sorumlu bakanlık kurmaya gerek kalır mı idi.

2002 yılında 95.323 olan boşanma sayısı 2011 yılında 120.117 ye çıkmış. Boşanma sebepleri de geçimsizlik, bilinmeyen sebepler, terk ve zina olarak sıralanıyor.

Geçimsizlik sebeplerine de ekonomik sıkıntı, eşler arasında iletişimsizlik, aile reisi kavramının bozulması, ailenin şirket gibi düşünülmesi, kız çocuklarının çalışma sevdasına tutularak gereksiz bireyselleştirilmesi ve bencilleştirilmesi, erkek çocuklarının nasıl olsa çalışan eş alır beraber idare ederler tarzında yetiştirilerek idareci vasıflarının ortadan kaldırılması gibi nedenleri sayabiliriz.

Bu nedenlere üreten toplum olmaktan çok tüketen toplum haline getirildiğimiz için sürekli tüketme ve değişim yapma masrafına eşler olarak dahi çalışılsa da yetişilemediğini de katmak lazım. Bilinmeyen sebepler adı üzerinde bilinmiyor. Burada en önemli etken kişiliklerin oturmamasından kaynaklanıyor. Eşler çocuk gibi hastalığını anlatamıyor bile.

Diğer sebepler terk ve zina ise tamamen televizyon kültürünün ortaya çıkardığı ve alenileştirdiği bir durumdur. Televizyon kanalı ile aile yapısı bozuluyor, fuhşiyat özendiriliyor. Artist adı verilen aşufteler topluma sevdiriliyor ve bunların gayri meşru ilişkileri millete sıradan olarak gösteriliyor.

AB ye girme sevdasına zina yasal suç olmaktan çıkartılıyor, cinsellik haplarının tüketimi artsın diye her türlü yayın yapılıyor. Kara ve kirli para kazanarak sonradan görme olanlarda bu yolu tercih ediyor. Babaları evermese evde kalacak bir sürü sığırcık toplumda yer edinip makam sahibi olunca evdeki hanımı beğenmemeye başlıyor makamla birlikte kirli para gelince başlıyor terkler, zinalar.

Bir kıssada anlatılır ki: Büyük Hanlardan biri bir gün hanlarını etrafına toplamış yanında da eşi varmış ve demiş ki Ey Hanlarım ben hepinizin hanıyım ve eşini göstererek bu da benim hanım demiş. Hanımların hanımefendi, beylerin bey efendi olduğu, saygının var olduğu aile yaşantısını geri getirelim.1974 te Fransız şarkıcının haykırışını çocuklarımızda duymamak için gelin aile yapımızı güçlendirecek köklü geleneğimize ve tarihimize dönelim.

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.