Arkadaş
Bu yazıyı yazmamın sebebi, geçtiğimiz günlerde bir arkadaşla muhabbet ederken zamane insanlarının samimiyetsizliği ve kalitesizliği konusu açıldı. Arkadaş; arkadaşlığımız içki içen âlemcilerin arkadaşlığı kadar samimi değil dedi.
Ben de kendisine o ortam zaten kafa dağıtma yeri, dünyalık meşgale ve dertlerin unutulmaya çalışıldığı yer. O yüzden hırs olmadığı, dünyalık derdi olmadığı için arkadaşlıklarda da sıkıntı çıkmıyor!
Hz. Ebubekir bir gün yolda giderken iki erkek çocuğunu kavga ederken görür. Hızla çocukların yanına gider ve sorar;
“Ne için kavga ediyorsunuz?”
“Ceviz için olduğunu söylerler”
Bunun üzerine cevizi alır ve pay etmek için ikiye ayırır ve ceviz boş çıkar. Bunun üzerine çocuklara döner ve şöyle der.
“İşte uğruna dövüştüğünüz dünya bu! …”
Câfer-i Sâdık Hazretleri buyurur:
“Beş çeşit insan ile arkadaş olmaktan sakın!
1. Yalancı: “Çünkü onunla beraber olduğun sürece aldanış içinde bulunursun. O serap gibidir. Sana uzağı yakın, yakını uzak gösterir.” Günümüzde de yalancı arkadaş; sabun gibidir, elini yüzünü temizlese de ayağını kaydırır diyerek gerçek anlatılmış olur. Eğer başarılıysanız, sahte arkadaşlar ve gerçek düşmanlar edinirsiniz. Siz yine de başarı kazanın.
2. Ahmak: “Sana faydalı olmak istediği zaman bile zarar verir, bunun da farkında olmaz.”
Hazret-i Îsâ (a.s), sanki kendisini bir aslan kovalıyormuş gibi canhıraş bir şekilde kaçıyordu.
Adamın biri, merakla ardından koşarak kimden kaçmakta olduğunu sordu. Îsâ (a.s):
“–Ahmaktan kaçıyorum!..” deyince bu sefer adam:“–Sen, nefesi ile körlerin ve sağırların şifa bulduğu, duasıyla ölülerin dirildiği «Mesih» değil misin? İstediğin her şeyi yapabildiğin hâlde niçin kaçıyorsun?” diye sordu. İsa (a.s):“–Yemin ederim ki, İsm-i Azam’ı sağır ve köre okudum; onlar iyileşti; bir ölüye okudum, dirildi; bir fakire okudum, zengin oldu. Fakat o duayı bir ahmağın kalbine binlerce defa okuduğum hâlde fayda vermedi. O ahmak, katı bir taş kesildi de ahmaklığından vazgeçmedi!” dedi.
Hayreti daha da artan adam, Hazret-i İsa’ya tekrar sordu:“–İsm-i Azam duası, her hastanın şifa bulmasına vesile olduğu hâlde niçin ahmaklığa tesir etmiyor? Bunun hikmeti nedir?”
İsa (a.s) cevap verdi:“–Ahmaklık, kahr-ı ilahi olan bir hastalıktır. Diğerleri ise kahr-ı İlahi’ye uğramayan iptilâlardır. İptilâ da bir hastalıktır; ancak sadece müptelâsına acınır. Ahmaklığa gelince, o da bir hastalıktır, lâkin ekseriya başkasını yaralar ve zarar verir.”
3. Cimri: “Senin en fazla muhtaç olduğun şeyi senden esirger”. Esir, bir kişinin; cimri ise, fayda umduğu insanların hepsinin esiridir. Gel dese de bakma cimri aşına, bir fırsat arar da kakar başına. Cimriliği yaratan yoksulluk değil, zenginliktir daha çok.
4. Korkak: “Seni başkalarına teslim eder ve zor zamanda kaçıp gider”. Çok defa korku, yalan söylemesini öğretir! Korku batıl inançların temel kaynağıdır, zulmünden birçok kaynağından biridir. Korkuyu fethetmek, bilgeliğin başlangıcıdır.
5. Fasık: “Seni bir lokmaya ya da daha azına satar.” Fasık günaha devam edendir. Günaha o kadar alışmıştır ki onu bile ibadet sanır!
“Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” (Nisâ, 139)
Arkadaşlık torbayı doldurmaktır. Alttaki delikten boşaltmamak gerekir. Sahte arkadaşlar dedikodulara, gerçek arkadaşlar sana inanır. Mevlana der ki: “Aslında farkındayım hayatımdaki sahte varlıkların, istesem bir anda temizlemesini de bilirim. Ama bunca sahteliğin benim samimiyetime ihtiyacı var.”