Acı ve zevk duygusu
Kimi hayatta yaşarken içindeki harikulade gücü, kimi ise acımasızlığı, gaddarlığı yakalar. O halde biraz duygulanmaya hazır mısınız? Hazırsanız hayatınızı avucunuzun içine alın, bırakmayın ve sıkıca tutun.
Geçtiğimiz ay ulusal medyada bir haber izledim.
İspanya’da bir metro istasyonunda yolcular tren bekliyorlardı. Karşı tarafta bir adam, sağa sola sallanarak yürüyordu. Belli ki sarhoş. Birden rayların üzerine düştü. Tren bekleyen yolcuların hepsi heyecan içinde, elleriyle gelen trene dur işareti veriyorlardı.
Adamın rayların altında kalacağı korkusu hepsinin tüm bedenlerine yayılmıştı. Bu nedenle elleri aynı yöne sallanan birer bayrak gibiydi. Bu ısrarcı hareketleri treni zamanında durduramayacaktı. Birden rayların üzerine düşen adamı, yolcuların arasından biri atlayarak kurtardı.
Yalnız onun hayatını değil, aynı zamanda kendi hayatını da kurtardı. Çünkü kıl payı yaşanan bir olaydı. Bu saniyelik olay şaşkınlık yaratırken, medyada iyi bir haber oluşturdu. Hiç tanımadığı insanı kurtaran bu genç adamın iç dünyasında, toplumsal ruha duyulan sevgi vardı.
Gelelim bir başka habere. Birkaç yıl önce günlerdir medyada kalan bir olayı sizlere hatırlatayım.
Anne ve öğretmen olan kızı, bir akşam gezmesinden evlerine dönerken saldırıya uğradılar. Hem de kendi kapılarının önlerinde. Çantalarında fazla para bulamayan saldırganlar, olay yerinde anneyi öldürüp, kızı ormana götürdüler. Öğretmen kız, ormanda bilinci kapalı bulundu. Hastanede yoğun bakımda bir süre kalmasına rağmen ne yazık ki; kurtarılamadı.
Yukarıda bahsettiğim bu iki olayın dünyada binlerce örnekleri var.
Pek çok insan hayatta ne yapması gerektiğini bilir, fakat onu hiç yapmaz. İlk anlattığım olaydaki genç adam, hiç tanımadığı insanın hayatını kendi hayatı pahasına kurtarırken ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu.
İkinci olayda ise, kendilerini aynı amaçlar doğrultusunda toplamış topluma acı veren bir grup insanlar var. Onlarda hiç tanımadıkları insanı ya da insanları acımasızca öldürüyorlar. Nedir aradaki fark?
Acı ve zevk duygusu. Bizler dünyada yaşarken bu iki efendinin tutsağı olarak yaşıyoruz.
Başkasının mutluluğundan, huzurundan acı duyan insan, onu rahatsız ederek acı vererek kendisi zevk alabilir. Bakın çevrenize örnekleri çok. Bu akılsız, sınırlayıcı her şeyden önemlisi psikolojik bir durumdur. Bazen de insanlara hoş görüyle yaklaşarak yararlı işler yaparız. Odak noktamızı değiştirdiğimizde kuşkusuz faydalı işler bize zevk verir.
İnsanların davranışları, yeteneklerinin sonucu değildir. O anda içinde bulunduğu durumun sonucudur. Kendini neye odakladığıdır. Ne demişler, insanların bazıları Allah’a tapar, bazıları ise paraya. İçinizde yatan duygunun kaynağını bilirseniz, hayattaki sınırsız acı ve zevk duygunuz da ona göre yön alır. Şu anda hangi duyguda olursanız olun, yerinizden kalkın. Çevrenizdekilere gülümseyin. Bir tek gülmeyle, her şeyi bir dakikada değiştirebilirsiniz. Daha iyi insan olmanın zevkini gücünü yaşayabilirsiniz…