19 MAYIS
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 90. Yıl dönümünü ülkemizin her köşesinde olduğu gibi Esenler’de de büyük bir coşkuyla kutladık.
Her19 Mayıs’ta olduğu gibi Gençlik ve Spor Bayramı adı altında kutlanan bu anlamlı günde tüm gençliğimiz ve halkımız yine aynı coşku, gururlu duygulara sahip olarak kutlamalara katıldı.
19 Mayıs l9l9 tarihi Kurtuluş Savaşımızın ilk kıvılcımının çakılarak, kurtuluş savaşı ateşinin ilk yakıldığı gündür.
19 Mayıs Türk Ulusunun yeniden dirilip ayağa kalkma yolunda attığı ilk adımdır. Avrupa’nın Hasta Adam dediği ve artık bu hastalıktan kurtulamaz “ölür” dediği, Türk Ulusunu tarihten “sildik” diye adeta zil takıp oynadıkları bir dönemde Türk Milletinin varını yoğunu ortaya koyarak yeniden doğup dünya sahnesinde dipdiri olarak yerini aldığı bir zaferin ilk ayak seslerinin duyulduğu gündür.
Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul’dan Samsun’a hareket etmek için Bandırma Vapuruna binerken milleti ile el ele vererek Kurtuluş Zaferine ulaşacağına emindi. Belki çok güç olacaktı ama mutlaka başarıya ulaşılacağına inanıyordu. Ve nitekim de öyle oldu.
19 Mayıs’ta Samsunda çakılan kibrit tüm Anadolu’ya alev alev yayıldı ve sonunda tüm dünyayı hayrete düşüren o büyük zafer kazanıldı. Küllerden dipdiri bir devlet doğdu. Topu-tüfeği, parası-pulu olmayan, askeri savaşmaktan yorulmuş hata bitap düşmüş bir ulustan ayakta dimdik duran bir devlet yaratıldı.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk işte ‘bu anlamlı günü’ Türk Gençliğine bayram olarak armağan etti. Ulusunun ve ülkesinin geleceğini emanet ettiği gençliğe, ulusunu ve ülkesinin çağdaş medeniyet seviyesine yüceltilmesinde en önemli ve başlıca rolü üstleneceğine inandığı Atatürk Gençliğine bayram olarak armağan etti.
Çünkü o ülkesinin en olumsuz şartlarda bile ulusunun ve milletinin kurtuluşunun Atatürkçü Türk Gençliğinin elinde olduğunu biliyordu. Nitekim Gençliğe hitabında da bir ülkenin karşı karşıya kalabileceği en olumsuz şartları sayarak, “Ey Türk istikbalini evladı! İşte , bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen ; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini Kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! ” diyerek bu güvenini açıkça belirtmiştir. Bir yandan gençliğe olan bu güvenini belirtirken diğer yandan da, şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun, ülkenin geleceğini kurtarma görevini onlara vermiştir.
Çünkü ülkelerin geleceği yeni nesilleridir, gençliktir.
Bugün, azda olsa sapmalar olsa bile, Türk gençliğinin büyük çoğunluğunun Ata’sının izinde, onun ilkelerine, devrimlerine gönülden bağlı olduğunu görüyoruz. Onun ilke ve devrimlerini korumaya ne kadar kararlı olduğunu görüyoruz. Şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun. Ve dünya durdukça da bu böyle devam edecektir. Buna olan inancım tamdır.
Türk gençliği Atasının izinde dimdik durduğu sürece, ne onun fikirlerini, ne sevgisini ne de devrimlerini ortadan kaldırabilecek bir gücün ortaya çıkacağını sanmadığım gibi bırakın kaldırmayı buna teşebbüs dahi edilemeyecektir.
Bu yolda gençliğimize güveniyoruz. Onların Atatürk ilke ve devrimlerini koruma, Atatürk sevgisini kalplerden silme gayreti içinde olanların karşısında kaya gibi durma ve ülkenin bölünmez bütünlüğünün korunması yolundaki azimlerine güveniyoruz.