Yıl 2014…
Takvim yaprakları ardı ardına düşerken, ülke en güzel yıllardan birine girdi. G-20’de 16. Sıraya yükselmiş, Avrupa Birliği adaylığını 10 yıl önce almış bir ülke olarak, çetelerden temizlenmiş, şeffaf devlet güvenli toplum sloganıyla, halk bölünmeden, ötekileştirilmeden, birlik içinde geleceğe umutla bakar olmuştu. Yaptığımız konutlarla, gökdelenlerle uzaya daha yakın binalar inşa etmiştik.
İmar planları ile yok olan binlerce okulumuza kavuşmuş, mükemmel yapıları ile okullar konutları geride bırakmıştı. Bahçesinde spor alanları, ağaç dikilebilecek toprağı, öğrencilerin sıra olabileceği miktarda ayrılmış bölgesiyle, kütüphaneleriyle, okullarımız; eğitim alınabilecek, adlarına yakışır mekanlar olmuştu.
Sınıflarımız 20 kişilik… Öğrencilerin birbirini gördüğü, tanıdığı, duygularını görüp saygı duyduğu, davranışlarını ölçebildiği, empati kurduğu bir sayıya kavuşmuştu.
Atanamayan öğretmen kalmamıştı. Çünkü öğretmen adayı olarak eğitim almışlardı. Okullar olması gereken sayısına ulaşmış, haklarını da almışlardı.
Öğretmenler mutlu, öğrencileriyle yakından ilgilenmekte, makul öğrenci sayısına sahip sınıfına gülümseyerek girmekteydi. Özlük hakları iyileştirilmiş, hasta olduğunda dinlenebilmekte, aklı okulda kalmadan rahat eğitim ortamında, idarecinin psikolojik baskısını hissetmeyeceğini bilmektedir.
Yıl kaç demiştik?… 2014…
Öğretmen 5000 yıl önce keşfedilen tiyatroya gitmekte, sinema seyretmekte, kitap okumakta. Çünkü özlük hakları iyileştirildi. Sosyal faaliyete ayırabileceği parası ve zamanı var artık…
Yıl kaç demiştik?… 2014…
Haber bültenlerinde, gazetelerde öğretmene şiddet haberleri artık yok. Çünkü, yok denecek kadar azaldı. Çünkü, sağlıklı nesiller var artık… Toplumu yetiştiren sağlıklı öğretmenler var, bağırmıyorlar, anlatıyorlar, algılatıyorlar, örnek olabiliyorlar, kalabalık sınıflar yok, şartları iyi…
Öğrencilerin müzekartları var. İstedikleri müzeyi öğretmenleriyle gezebiliyorlar. Kartları bütün müzelerde geçerli hem de. Kütüphanelerimiz var ulaşım kolay, araç kolay, giriş kolay…21. yüzyılda anlamak için okumak gerekti çünkü…
Yıl 2014 olmuştu…
Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için işin temeli çözülmüştü…
Kentsel dönüşümden önce eğitim dönüştürülmüştü… Eğitim dönüştürülürse, kentler kendiliğinden zaten dönüşürdü. Eğitimin gücü burada anlaşılmıştı…
Harekete geçince, düşününce yapılması gereken yapılmıştı…
Amerika yeniden keşfedilmemişti. Eğitimli topluma Amerika ne yapabilirdi?…
İnsanlar hakkına kavuşmuştu…
Çünkü; eğitim demek, huzur demekti…
……..
Gördüğümüz rüya gerçek olmalıydı, ama çalınmıştı… Uyanalım artık…
Yıl 2014 olmuştu…2014, 30 yıldır kurtarılmayı bekliyordu…
Geçmiş olsun, 2014’e de eğitim hasta girdi…
Hiç düşündük mü acaba? Bu ülkede neyin, ne miktarda, neden ve kimin için önemli olduğunu…
Siyasetin hükmünün ne odaklı olduğunu ve alkışlarımızın aslında geleceğimizin çalınmasına olduğunu…
2023, 100. yılda buluşmak dileği ile…