Yeni Dünya düzeni içerisinde, Türkiye’nin yeri-2
Değerli okurlarım geçen hafta yazımda kaldığım yerden devem etmek istiyorum. Şükürler olsun ki rabbime bizlere bu mübarek günleri gösterdi, bu vesile ile geride bıraktığımız miraç kandilinin, hayırlara vesile olunmasının temennisi ve duasıyla saygı ve muhabbetle sizleri selamlıyorum.
Uygur Türklerine yönelik katliamı ve Olayların zamanlaması, konunun Türkiye ile de ilgili olduğu intibaını vermektedir. Çin’in Türkiye ile iyi ilişkiler içerisinde olması ve bu ilişkinin ekonomiden, siyasi ittifaka doğru gelişebilme potansiyeli göstermesi, bazıları açısından oldukça tehlikelidir.
Bunu engellemenin tek yolu ise Çin ile Türkler’i karşı karşıya getirmektir. Uygur Türklerine yönelik katliam sürerken ve bunun sarsıntının etkileri büyümekte iken, hiçbir Türk hükümetinin Çin’e yönelik olumlu adımlar atması malumunuz mümkün değildir.
Kısaca, Uygur Türkleri ile Çin hükümeti arasında gelişenler evimizle ilgilidir ve Çin hiç de sanıldığı kadar uzak değildir.
Öte yandan yanı başımızda olan ve kardeşlerimiz dediğimiz Azerbaycan’da Bir ilk yaşandı ve İsrail Cumhurbaşkanı Bakû’ye ilk ziyaret etti. İsrail Cumhurbaşkanı Aliyev’e, Suriye ile ilgili arabuluculuk teklifi yaptı. İsrail Cumhurbaşkanı’nın bu ziyareti ve teklifi üzerine İran’ın büyük tepki göstererek Bakû Büyükelçisini geri çağırmıştı.
Tahranı bu denli güçlü kılan ne?
İran’ın Bakû Büyükelçisini geri çağırarak diplomatik tepki göstermesi ve Azerbaycan’na karşı, koyması ve elini masaya vurmasın çok önemli sebepleri var.
Bunların nedeni bence, Hazar Denizi ile Basra Körfezi arasındaki petrol ve doğal gaz zengini bölge arasında uzanan İran, enerji bölgesinin kalbinde yer almasının dışında enerji geçiş yollarının da kilit noktalarında söz sahibi olmasındandır.
Bu ziyaretle İsrail’in, İran’ı çembere almak istediği yorumları yapılırken, Suriye Devlet Başkanı Beş ar Esat’ın geçtiğimiz, günlerde, Bakû’ye yaptığı sürpriz ziyaret asıl amacın başka olduğunu ortaya çıkardı.
Suriye ile ilgili Türkiye’nin arabuluculuğunu kabul etmeyen İsrail, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyevin, bu ziyarette Perezin mesajlarını Esat’a ilettiği ve aldığı yanıtı İsrailli yetkililere aktardığı belirtildi.
İsrail’ ile Suriye arasındaki yeni görüşme sürecine ABD, Suudi Arabistan, Mısır ve Lübnan da dâhil oluyor. Bütün bu yaşanan gelişmeler ışığında Sayın Başbakanımız bu günlerde Suriye yolcusu gibi gözüküyor.
Yeni, dünya düzeni içersinde, Türkiye’nin yeri nerde nasıl olmalı? Sorusunu sorarken, yıllarca oluşturulan zemin veya oluştuğunu zannettiğimiz zemin, kayıp gidiyor. Komşumuz olan ülkeleri örnek vermek gerekirse şu anda Rusya ve Türkiye arasında adı konulmamış bir gerginlik var. Moskova’da bulunan ve Türkiye’den özellikle laleli ve Osman bey’den giden hazır giyim ve tekstil eşyalarının satıldığı Pazar, yaklaşık 200 bin insanın geçim kaynağı olan Rusya’daki adı ile Çerkez pazarı olarak bilinen yer Rusya hükümeti tarafından kapatıldı. Bunun neticesinde ekonomik krizin iyiden iyiye his edildiği bir dönemde esnafımız dehada mağdur oldu. Moskova endişeli bize karşı tepkili ve bir o kadarda rekabet içersinde. Rusya mavi akım projesini hayata geçirmek için mücadele verirken, Türkiye ise Nabucco doğal gaz boru hattını devreye koyma, uğraşını veriyor.
Türkiye her koşulda güçlü olmak durumunda. Bir ‘uluslararası enerji kavşağı’ haline gelirseniz, ‘toprak bütünlüğünüze ilişkin ‘uluslararası güvenceler’ elde etmiş olmakla kalmaz, kendi ‘siyasi ağırlığınızı da geniş bir ‘jeopolitik saha’ya yaymak şansını elde etmiş olursunuz.
Güçlü bir Türkiye huzurlu bir toplum ve millet olmak temennisi ile kalın sağlıcakla.