Yapılanı inkâr etmek
Gazetemiz Bölgede İlk Haber’de geçtiğimiz hafta yayınlanan “Esenler’de yürekli bürokrat ve siyasetçi yok” başlıklı haberden hareketle böyle bir yazıyı kaleme almak ihtiyacı duydum. Böylesine talihsiz bir açıklamayı yapan ise, ilçemizdeki bir okulda yıllarca müdürlük yapmış ve geçtiğimiz yıl emekli olmuş bir okul müdürümüz, yani Sayın Şaban Şahin.
Bu arkadaşımıza şöyle seslenmek istiyorum. Sayın Şahin, yıllarca müdürlüğünü yaptığı Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun yıkılıp yapılmasını görmezden gelmiş, inkâr etmiş ve dolayısıyla kendisiyle çelişen talihsiz bir açıklama yapmıştır. Yani yapılan açıklama doğru bir açıklama değildir.
Bana ayrılan bu köşede bu arkadaşımıza kendi adıma şöyle cevap vermek istiyorum. Bahse konu olan dönemlerde özellikle 2004-2009 yılları içersinde yapılanların inkâr edilmesi, yok sayılması beni gerçekten üzmüştür.
Zira o yıllarda ilçemize bir okul daha kazandırabilmek adına, Sayın Muharrem Sarıkaya ve diğer arkadaşlarımızla birlikte nasıl koşuşturduğumuzu, gecemizi gündüzümüze kattığımız günleri daha dün gibi hatırlıyorum. Tüm bu çalışmaların bugün yok sayılmasını ve görmezden gelinmesine ise bir anlam veremiyorum.
Açıklama ideolojiktir
Şimdi birçoğumuzun hatırlayacağını umuyorum. Esenler’de 2004 yılı öncesi birçok okul ömrünü doldurmuş yığma tuğladan oluşan binalardan ibaretti. Konumuz Cumhuriyet İlköğretim Okulu olduğuna göre bu okul ile ilgili de neler yaptığımızı siz okurlarıma dilimin döndüğünce şöyle izah etmeye çalışayım.
Hiç unutmuyorum. Tarih 2004 yılının sonlarıydı. Cumhuriyet İlköğretim Okulu’na arkadaşlarımla birlikte bir ziyaret gerçekleştirmek istedik. Okula vardığımızda güvenlik görevlisi arkadaşımız Müdür beyin okulda olmadığını ama evinin yakın olduğunu, çağırabileceğini belirterek beklememizi istemişti bizden.
Güvenlik Görevlisine bekleyecek hiç vaktimin olmadığını söylesem de, müdür beyin evine doğru birlikte yöneldik. Müdür beyin evine vardığımızda kapı ziline bastık. Bize pencereden bakan müdür beye önce kendimi tanıttım ve gelmesini rica ederek, vakit kaybetmeden okulu gezmek istediğimi söyledim.
Sağ olsun bizi kırmadı, yanımıza geldi ve birlikte okulu gezdik. Okulun o içler acısı halini görünce içim ürperdi ve kendi kendime bu okulun hemen yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini düşündüm.
Hiç unutmam. Dar bir alana sıkışmış, 12 derslikten oluşan okul da sosyal veya kültürel anlamda hiç bir faaliyet olmadığı gibi, doğru dürüst eğitim ve öğretime de elverişli bir okul değildi. Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun o içler acısı halini gördükten sonra onu kendi kaderine terk edemezdik ve kısa süre içerisinde de gereğini yaptık.
İlk İl Genel Meclis Toplantısında, Cumhuriyet İlköğretim Okulu hakkında önerge vererek okulun derhal yıkılıp yeniden yapılmasını talep ettik. Sunduğumuz o detaylı önergemiz mecliste tereddütsüz kabul gördü ve hemen işleme konuldu.
Değerli okurlarım,
Daha önceki yazılarımda okul yaptırmanın ne kadar zor, meşakkatli ve bir takım kişilerin önümüze geçilmez duvarlar ördüğüne bizzat tanık olmuş biri olduğumu sizlere belirtmiştim.
Bu bağlamda hiç unutamadığım bir hadiseyi de size şöyle aktarmak istiyorum. Bölgede İlk Haber Gazetesine yaptığı açıklamada “Esenler’de yürekli bürokrat ve siyasetçi yok” diyen Sayın Şahin, Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun yıkılıp yeniden yapılması kararını dahi durdurmak için, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe veren bir arkadaşımızdır.
Sayın Şahin’in ‘Kazım Karabekir İlköğretim Okulu’nun ek derslik binasının bitiminden sonra Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun yıkılarak yeniden yapılması’ diye devam eden dilekçesini değerlendiren İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, Cumhuriyet İlköğretim Okulu ile ilgili alınmış olan kararı askıya almıştır. Sayın Şahin’in bu girişimi Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun yıkılarak yeniden yapılmasını en az iki yıl geciktirmiştir.
Soruyorum:
Miadını doldurmuş olan bir okulun yıkılarak yeniden yapılmasına engel olmak, geciktirmek acaba hangi yürekli idarecilik anlayışı ile bağdaşmaktadır?
Yığma tuğladan oluşan ve ömrünü tamamlamış okulun olası bir depremde yıkılması halinde olacak facianın sorumluluğunu kim alacaktı?
O günün şartlarında okul yıktırmak ve yeniden yaptırmak yürekli, cesaretli siyasetçi ve bürokrat anlayışıyla gerçekleştirilmiştir. Nitekim zamanın ilçe Kaymakamı olan Sayın Sabahattin Yücel yukarıda anlatmaya çalıştığım durumu kendisine izah ettiğimizde siz doğru söylüyorsunuz, okul süratle yıkılıp yapılması gerekir diyerek Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürü olan Sayın Medi Daş’a talimat vererek İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hitaben durumu belirtir bir yazı kaleme aldırmıştır.
İl Milli Eğitim’in bilgilerine diye başlayan yazıda, Esenler İl Genel Meclisi Üyelerinin isteği ve talebi doğrultusunda Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun yıkılıp yeniden yapılmasının uygun olacağı ifade edilmiştir. İlçe Kaymakamı Sayın Yücel, söz konusu olan o yazıyı ben ve Sayın Muharrem Sarıkaya’ya teslim etti. Bizler de o yazıyı ilgili mercilere elden götürüp teslim ettik. Yaşanan sorunu da böylece aşmış olduk. Esenler kamuoyunun bilgilerine… Kalın sağlıcakla