Hedef büyük çıta yüksek
Çok anlamlı bir günde bu yazımı kaleme almak ve siz değerli okurlarımla paylaşmak beni heyecanlandırıyor. Zira bugün 29 Ekim 2009. Geçmişe baktığımızda aradan 86 yıl geçmiş, neleri hedefledik neleri başardık…
Hedef muasır medeniyetler seviyesi olmalı demiş atamız. Kalkınma da, sanayileşmede, ekonomide, demokraside, lider ülke olmalıyız demiş atamız. Bu amaç ve hedef gözetilmeli halkın kendi kendini yönetmesi bundan tam 86 yıl önce başladı ve bugüne değin devam etti. Hiç şüphem yok ki böyle de devam edecek ilelebet…
Egemenliğin ulusca kullanmaya başlandığı 23 Nisan 1920 gününden itibaren özgürlük ve bağımsızlık savaşlarını kazanan Türk Ulusu, kendi yönetim biçimini belirlemiş, bu yönetim biçimi aynı zamanda bir ulusun, şeref ve onurunu kurtarmak için en güçlü araç olmuştur şüphesiz.
Cumhuriyet yönetimini daha o günden seçmiş olan Türk ulusuna seslenen büyük önder şu cümlelerle Cumhuriyet’in, bağımsızlığın ayrılmaz parçası olduğunu vurgulamıştır:
“Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımlardan uyanmanın ve bu sevgili vatanın her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu Türk gençliğinin korumasına bırakıyorum.
Ey Türk Gençliği: Birinci ödevin Türk bağımsızlığını Türk Cumhuriyetini sonsuza değin korumak ve savunmaktır.”
Yüce atanın bu sözlerini ruhuna ve varlığına perçinlemiş olan Türk Ulusu, Cumhuriyeti dünya durdukça korumaya ant içmiştir. Cumhuriyetçilik, öteki Atatürk ilkeleriyle birlikte uğrunda ölümü göze alma inancıdır.
Çünkü demokrasinin eş anlamlısı olan Cumhuriyet, ulus egemenliğini en iyi simgeleyen, en yüksek, dolayısıyla Türk ulusuna en layık ve onun yüce ruhuna en uygun bir devlet yönetimi biçimidir.
Parlamenter sistemin başarısı, ülkemizi bugünkü yüksek itibar sahibi konumuna oturtmuştur.
Aynı zamanda yerel yönetimler bağlamında son yıllarda gelişme gösteren bir ülke çizgisi ve gerçeği Cumhuriyetimizin eseri, halkımızın sahip çıktığı, özümsediği bir yönetim biçimidir. Öyle ise bu sisteme sahip çıkmak ve geliştirmek ülke sınırları içersinde yaşayan halkların kardeşçe yaşama bilincini artırmak bizlerin talebi olmalı.
Daha dar ölçekte düşündüğümüzde İstanbul’un en ufak ilçesinin bile Anadolu’da bir il büklüğünde olduğu gerçeği malum hemen hepimizce bilinmektedir. Ya Esenler’imiz… Esenlerimiz de öyledir.
Bugün 500 bine yaklaşan bir nüfusa sahip İstanbul’un en kalabalık ilçelerinden biri konumunu korurken, Anadolu’da birçok ilden daha büyüktür.
Esenler Anadolu’nun her bir yanından gelen, burayı vatan bilmiş halkın yaşadığı küçük bir Metropoldür. Bu Metropolde vatanımızın değerini bilerek kardeşçe birlikte yaşamak en büyük erdem olmalı…
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun.
Sevgili okurlarım dizeleri bana ait olan şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum
Anadolu yurdum, sılam gurbetim
Toplanmış her bir yandan milletim,
Vatan toprağım, vatanım da vatanım
Şehit yatağım güzel Anadolu.
Canımda canım, kanımda kanım.
Nice gafili, bağrına bastın.
İyilikti hoşgörüydü, sevmekten kastın
Ne bilirdin ki sana gelen dostun
Vurdu bağrına güzel Anadolu.
Uğruna kim düşmez ki şüheda
Anam babam bacım kardeşim
Olsunlar uğruna feda
Şehit yatağım güzel Anadolu
Ceddim atam sende yaşadı
Sende öldü düşmanı keskin kılıçla
İkiye böldü, etten bedenden duvarlar ördü
Şehit yatağım güzel Anadolu
Selam ve muhabbetle kalın sağlıcakla