Türk Bayrağı’na ve Türkiye Cumhuriyeti (TC) ifadesine savaş mı açıldı?
Son günlerde Türk Bayrağı’nı ve Türkiye Cumhuriyeti (T.C) nin adının kaldırılmasına yönelik girişimleri acı, öfke ve nefretle izliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çatısı altında görev yapan bakanlıkların, üniversitelerin, bankaların, valilik sitelerinin ve daha pek çok kurum ve kuruluşların; Atatürk’ü, Ay Yıldızlı Türk Bayrağı’nı ve T.C. ifadesini bünyelerinden kaldırmalarının ardında yatan niyeti sorgulamak istiyoruz.
Millî bayramların yasaklanmasıyla başlayan ve eğitim kitaplarından Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Gençliğe Hitabe’ yi çıkartmakla devam eden zihniyet, şimdi de, Türk Bayrağı’na ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yeni bir savaş mı başlattı?
O Cumhuriyet ki, binlerce, on binlerce şehit kanının sulandığı topraklar üzerinde kuruldu. Nice zahmetler çekilerek, tarifsiz acılara katlanılarak bu günlere getirildi. Bizlere emanet edildi.
O Mustafa Kemal Atatürk’ ki, bugün çatısı altında görev yaptığınız TBMM, O’ nun eseridir.
Sizlere bu halk, bayrağı kaldırmanız, Cumhuriyeti yok etmeniz için mi oy verdi?
Bayrağın kaldırılması ile iç ve dış hainlerin bayrak yakması arasında ne fark var?
Bunun ardından daha başka neler gelecek?
Fazla söze gerek yok; Bu durumda yapabileceğimiz tek şey, Türk Gençliği’ne Ata’sının verdiği görevi hatırlatmaktır;
“Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet fakrü zarüret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk İstikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!“
Gazi Mustafa Kemal Atatürk