Tarih Okuma Sorunu
Tarih okumalarında en büyük sorun tarih inancının varlığı ve yokluğu meselesidir. Tarih inancı, gerçeği bilmek istemektir. Gerçeği mi yoksa dayatılan yalanları mı öğrenmek istiyoruz!
Diğer sorunlar: Kronolojik sıralamada oynamaları görmemek, zamanı karıştırmak. Çaprazlama sorgulama yapmamak, tek kaynaktan beslenmek. Edebiyatçı ile tarihçiyi karıştırmak, dalkavukları tarihçi saymak. Tezleri gereğinden fazla ciddiye almak!
Tarihi güçlüler yazar tezi kadar, gücün etkisinde tarih okumalarını yanlış yapanlar da iyilik adına tarihi süreci yanlış kanala sokabilirler!
Affetmek geçmişi değiştirmez ama geleceğin önünü açar sözü bir hakikatse de kızgınlıkla geriye bakılmayacağı gibi, olmadık insanlarla gelecek inşa edilemeyeceği de aşikârdır. Geçmiş noktasında bir fulü ve karanlık var ise olaylara farkındalıkla bakmamız bizi doğruya götürebilir.
Doğru bulunur ise doğru bir geleceğe adım atılır.
Farkındalık adına temelsiz, zamansız sözler söylemek farkındalık değil, farkında olmadan tezgaha gelmedir.
Biz, insanlık tarihinde insanlığa en çok önem veren, insan hak ve hukukunu kâğıt üzerinde bırakmayan bir medeniyetin çocuklarıyız. Biz, hiçbir zaman insan hayatına Stalin gibi bakmadık!
Stalin ne demişti bir sözünde: “Bir insanın ölümü trajiktir, on insanın ölümü dramatiktir, bir milyon insanın ölmesi sadece istatistiktir.”
Ermeni tehciri diye bilinen ve uluslararası arenada karşımıza Ermeni Soykırımı diye çıkan şey tarihsel okumadaki hatalardan çok siyasi satrançta hamle kazanma adına yapılan provokasyonlardır. Olayın tarihi süreci, o zaman moda olarak milliyetçilik akımlarının etkisi, varlığı ve yokluğu gerçekten tarihi bir okuma ister. Burada asıl üzerinde durulması gereken bu milletin ruh kökünde soykırım gibi bir suçu hak edecek bir gen bulamazsınız.
Ermenistanlı siyasetçi ve ilk başbakanları Kaçaznuni: Tek taraflı olarak ileri sürülen Ermeni milliyetçi tezlerine karşı çıkmakta, 1915 ve 1920 felaketlerinde Türkler kadar Taşnaksutyun yönetiminin de suçlu olduğunu savunmaktadır. Ermenilerin yaptığı Müslüman katliamlarına değinmekte ve Taşnak partisinin artık kendini feshetmesi gerektiğini savunmaktadır.
ABD eski Başkanı Reagan’ın danışmanı Fein: “Beyaz Saray araştırma yaptı, Ermenilerin 2 milyon Müslüman Osmanlı’yı katlettiği ortaya çıktı. Ermeniler, kendi arşivlerini açmıyor, çünkü bu gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor…” dedi.
ABD Başkanı Ronald Reagan’ın hukuk danışmanlığını yapan Bruce Fein, sözde Ermeni soykırımı iddialarını değerlendirdi. Ermenilerin bu iddialarının son derece asılsız olduğunu belirten Fein, Reagan’ın başkan olduğu 1981′de bu konunun Beyaz Saray tarafından araştırıldığını ve iddiaların asılsız olduğunun belgelendiğini söyledi. İşte sözde Ermeni soykırımı konusunda Fein’in açıklamaları:
“Osmanlı İmparatorluğu’nun azınlıklara karşı “müthiş” sayılabilecek bir özen gösterdiği gerçeğini unutmamak gerekir. Azınlıklar, kendi dini özgürlüklerini ve hayatlarını son derece rahat bir şekilde sürdürdü.
Ermeni terör çeteleri I. Dünya Savaşı sırasında Fransa ve Rusya ile birlikte Osmanlıları öldürdü. Bu rakamın 2 milyon civarında olduğu bir gerçek. Ermeni kayıplarının ise 500 bin civarında olduğu araştırmalarla kanıtlandı. Burada asıl önemli konu, Ermenilerin ihanetidir. Osmanlı da kendisini savundu. Özellikle ABD’de yaşayan Ermeniler, soykırım yalanı ile büyük getiri sağlıyor. ABD yönetimi de büyük paralar döndüğü için Ermenileri karşısına almak istemiyor. Ermeniler ısrarla kendi arşivlerini açmıyor. Çünkü yıllardır soykırım yalanı ile dönen getirimi kaybetmek istemiyorlar. Arşivler açıldığı anda gerçek ortaya çıkacak.”
Bu hakikatler söylenirken ve ortada iken toplumsal bilinç yeni yeni bu hakikatleri kavramaya çalışırken soykırımı kabul ediyormuş havası estiren sözler günü kurtarsa da bazı karanlık mihrakları sevindirse de, bazı romantik ve duygusal insanları neşelendirse de gelecek inşa etmeye yetmeyecektir.
Yeri gelmişken tarih okumalarında globalleşeme adına köklerden uzaklaşarak yapılan okumalarda başka bir sorundur. Köksüzlük ruhsuzluğu, ruhsuzlukta sömürülmeyi getirir.,