Tarih Affetmez
Tarih affetmez kabul görmüş bir deyimdir. Tarihi genelde güçlüler yazsa da tarih er veya geç doğruları söyler. Bir nevi kader adalet eder hükmü tecelli eder.
28 Şubat sürecinin en büyük mağduru merhum Necmettin Erbakan Hocaya da malum zevatlarca hakaretamiz sözler söylendi çeşitli iftiralar atıldı. Biz onlardan bunu bekliyorduk. Çünkü birçoğu devlet vazifesi icra eylese de bu devletin asli unsuru milleti yok sayan devşirme ve mankurt bir anlayışın kuklaları idiler. Asıl dertleri devlet ve millet değil, emir aldıkları uluslararası emperyal şebekelere hizmet etmekti.
Merhum Hocamızda onları piyon gördüğü için onlar ile hiç derdi olamamış hep dış güçleri işaret etmişti. Bizi ve Hocamızı en çok yaralayan ise o malum zatlardan ziyade gündemin esiri olarak reel politik adına davasına sırt dönüp iftira atanlar olmuş idi.
Bu iftira o boyuta geldi ki şu anda gündeme düşüp tarihin şahitliğinde doğruların ortaya çıktığı bu zamanda, gündeme gelen, atılmayan imzayı atıldı diye yayanlar bizden dediğimiz insanlar oldu.
Bu bizi, piyonların hakaretinden daha fazla üzdü. Her seferinde bu yalanla fikriyatımızı çürütmeye çalıştılar. Bu yalanı yayarak kendi geleceklerini kuranlar tarihin affetmeyeceğini unutmuşlardı.
Bizden dediğimiz insanlar “seni seviyoruz savunan adam” yazısını okuyup ağladılar, ama ikbal ve dünyalık uğruna aradan çok geçmeden Hoca dik duramadı, imzayı attı yalanına inandılar ve kapalı kapılar ardında bu yalanları yayarak, kendilerine gelecek kurdular.
Tarih bir kez daha doğruları ortaya koydu. Biz belgeler ortaya konulup gerçekler ortaya çıktığı bunca zamandır bekliyoruz, acaba iftiracılar özür diyecek mi diye. Ne gezer, hiç ummadığımız, milletin dönek dediği adam bile çıktı, erdem gösterdi, özür diledi. Yalan ve iftira atıp yayanlar utanmadı. Merhum Hocayı merhum Özal ve Menderes ile anarak aynı çizgide bulunuyorlar imasını güderek iftiralarına devam ediyorlar.
Merhum Özal ve Menderes iyi işler yapmış olabilirler ama dış güçler ile iyi geçinmenin ötesinde müttefik ve dost olmayı deneyerek bir şeyler yapabileceğini zannetme gafletinde de bulunmuşlardı ve tipik muhafazakâr eğilimin ötesine geçememişlerdi. Alternatif sunma yerine günü kurtarmayı denemişlerdir. Erbakan Hoca ise baştan sona alternatifler sunarak, mücadele ederek, gündemin esiri olmadan, inanmış olduğu asırlık birikimleri günümüze taşımaya çalışmıştır.
Erbakan Hocanın çizgisi ve yaptıkları ile onların yaptıkları arasında çok fark vardır. Erbakan Hoca milli olmayı önemserken onlar global olmayı tercih etmişlerdir. Erbakan Hoca üretelim derken, onlar pazar olalım demişlerdir. Erbakan Hoca önce ahlak ve maneviyat derken onlar benim memurum işini bilir demişlerdir. Erbakan Hoca siyasi ve içtimai olarak onlardan farklı idi. Onlar ile aynı yerde zikrederek, Hocanın adına ve duruşuna zeval getirmeyin.
Unutmayalım tarih affetmiyor. Ama asıl affetmeyecek ve hesap soracak olan Rabbimiz iftiracılardan hesap soracaktır. Bu iftiralara karşı dururken rencide olup siniri bozulanlar da helallik zamanı, haklarını helal etmeyecektir. Özür dileyemiyorsanız bari helallik istemeyi unutmayın.