Olanda Hayır Vardır
Seçim öncesi yazımda, her seçimin önemli olduğunu ve bu seçimlerin hayatımda gördüğüm en acayip seçimler olduğunu yazmış idim. Sonuçlarda oldukça acayip çıktı! Seçimlerin kazananı ve kaybedeni muhakkak olacaktır. Maalesef bizde kimse kaybetmiyor! Kaybetmedim diyene sen kaybettin deme hakkımız yoktur! Ama parti kimliği taşımadığı halde sadece fanatiklik olsun diye sadece cehaletini sergilemek adına laf söyleyenler, paylaşım yaparken hak hukuk gözetmeyenler, kutsal sayılan tüm değerleri sadece kendisinin anladığını zannedip kendi zaviyesinden bakanlar, iddialarını delil ile besleyemeyip çamura yatanlar, laf olsun diye konuşanlar, yalan olduğunu bildiği halde haber yayanlar, yalan ile imparatorluk kuranlar, sahte kahraman icat edenler, yalakalık olsun diye dua seansları düzenleyen hokkabazlar, yalan havuzunda balık ve alıklık yapanlar üzgünüm ama bu seçimi siz kaybettiniz yeni seçime kadar bekleyiniz!
Yalan ile iletişim kurmak ve yalanı yutturmak bir başarı değildir, sadece yenilginin ertelenmesidir. Birilerinin cahil olması da dert değil kendini alim zannedip her türlü doğruya kulaklarını kapaması sıkıntı.
Tam rahatlarız diyecek iken, yalandan beslenenler ortamın acayipliğinden olsa gerek hastalık haline gelmiş bu hastalıklı durumlarına devam etmeye başladılar. Öyle ki başbakanı dinliyorum gayet makul, gayet mantıklı, gayet sorumluluk sahibi bir şekilde konuşuyor. Ama ihaleci, goygoycu, narsis, cahil, nobran internet troll ve yamakları ise genel başkanlarını bile dinlemeyecek kadar bu işi çok biliyor havalarında yalan yanlış her şeyi paylaşarak ve yorumlar yaparak başkanlarını yalanlıyorlar. Sanırsın ki bunlar başbakan olacak!
Bunları görünce çok eskilerde krompanla stada maç seyretmeye gidenler aklıma geliyor. Onlar oyuncu çıkartılırsa kendi oynayacaklarını zannediyorlardı. Bunlar da o havadalar. Çok komik oluyorlar…
Şimdi bir de herkes iç muhasebeden bahsediyor. Gördüğümüz odur ki bunlar bu işi sadece laf olsun diye söylüyorlar. Hala sonuca gidecek pratik tedbir ve çözümler alınmıyor. Hala kimse ilkesizliklerine bakmadan başkalarından ilke bekliyor. Egoların bırakılması istenirken egolardan ve egoları besleyen trollerden, yalanlardan vazgeçilmiyor.
İç muhasebeden bahsedenler kusura bakmayın hiç bir halt yiyeceğiniz yok, hala tekebbür içinde millet burnunu sürtsün havasında milleti nankör görecek kadar nankör leşmiş ve nefsine esir olmuş gibi görünüyorsunuz. İç muhasebenizde helalleşme var mı, arsızı hırsızı içinden kovma var mı, yanlış politikalardan vazgeçme< var mı, parsel parsel satmaktan vaz mı geçeceksiniz.
Dava dediğin mağarada, mahpus damında da anlatılır! Haram paralarla yapılan lüks binalardan, kamu malını peşkeş çekerek edindiğiniz lüks yapılardan uzak durabilecek misiniz? İşçinin asgari ücretini çok görüp, şov yardımlarından, tatil niyetine umrelerden vaz geçebilecek misiniz? Edebiyat bir yere kadar.
Hala yetmişli yılların siyasi argümanları ve çalışma metotları ile başarı bekleyenler, gelinen çağda sanal dünyanın gerçek ve yalan karmaşasından korkup yalanlara teslim olanlar, bayrak asarak seçim kazanacağını sananlar, kendi yalan yanlış bilgilerini akide haline getirip herkesi dışlayanlar siz gerçekten iç muhasebe yapabilecek misiniz?
İç muhasebe ve ilke olmayınca olanda hayır vardır diyemiyor hayırlı adımlar atmaktan çekiniyorlar. Herkes bilindik ezberlerini konuşuyor. Erbakan Hoca %21 ile koalisyon kurdu ama birileri ezberleri yüzünden %41 oy ile koalisyon kurmama derdinde. Erbakan Hoca koalisyon ile hizmet edilebileceğini gösterdi. Hem de o kadar iyi hizmet etti ki birileri 11 ay dayanabildi!
Koalisyon seçenekleri tüketilmeden erken seçime gitmek birilerinin şahsi menfaatine fayda sağlayabilir lakin daha sonraki dönemde başta şahıslar olmak üzere ülkeye zarar vereceği her akıl sahibi kişinin görebileceği bir şeydir. Milli olma hassasiyeti milli piyango kadar olanlar bu gerçeği görmek istemeyebilir.
Ama şunun farkına varsınlar, çok istemelerine rağmen, seçimin üzerinden zaman geçmiş olmasına rağmen bekledikleri krizler ya da yalvarış yakarışlar olmadı, olmayacak ta! Çünkü hala ekonomide Fıscher-Derviş modeli, dış siyasette BOP ve AB süreçleri, sosyal hayatta muhafazakârlaşma devam etmekte ve onların ilerleyişine mani olabilecek bir sonuç ortada gözükmemektedir! Seçeneklerin hepsi bu süreçlere devam edecek durumdadır.
Oldukça büyük miktarda sıcak para, lira üzerinden işlem görmekte, liranın bir anda değer kaybı para babalarının işine gelmemektedir! Yani birileri bizi düşündüğünden değil kendi hesapları yüzünden stabil durumdadırlar. Kalabalıkta dayılık yapanın tenhada özrü kabul edilmiş değil hala!
Mevcut durum, uluslararası üst sermaye akışını ve dominant yönetim anlayışını değiştirmeyeceği için bu sonuç onlar için normaldir. Bu denklemden çıkan tüm sonuçlar onların hoşuna gidecektir. Normalleşme süreci ve kanıksama süreci doğal yollar ile atlatılmadığında olabilecek tüm olumsuzluklar tek başına bu ego sahiplerinin olacaktır.
Bunu aklı başında herkes görüyor, görmek istemeyenler: Dev aynasının kuklaları, seçilmişlik tek yaftaları, sahte olur kahramanları, milleti beğenmez muhallebi çocukları, olanlardır!
Seçimler yapıldı tekrar hayırlı uğurlu olsun, olanda hayır vardır!