Ne Olacak Şimdi
Ne olacak sorusunun cevabını bulmak için önce ne olmuşa bir bakmak lazım. Ülkemizde seçimler yapıldı birilerinin beklemediği bir sonuç ortaya çıktı. Bu sonucun ortaya çıkış sebepleri araştırılmadan birileri yine milleti suçlamaya milleti nankör ve ırgat görmeye kadar işi götürdü.
Ne olmuş ona bir bakmak lazım! İyisi ile kötüsü ile bu memlekete hizmet etmiş kim var ise teşekkür ederiz. Olmamışı olmuş göstermeye, rakamlar ile kafa karıştırmaya çalışanlara, planlama-fizibilite- rantabilite gibi gerçekler varken yaptım oldu anlayışına, harama alışıp helalin tadını alamayanlara, sömürgecisine aşık olup kardeşlerini ötekileştirenlere ise hep itiraz ettik yine etmeye devam edeceğiz.
Tarifin yapılmaması fitnedir dedik durduk, biliyoruz ki doğrular tarif edildiğinde birilerinin yanlışa bir şekilde ortak olduğu için sustuğu veya suçlar işlene işlene kanıksandığını görüyoruz. Ya da büyük yalanların bir araya getirdiği büyük kalabalıklardan dolayı bizim fikirlerimizde kirleniyor veya etkileniyor. Bunun sonucu inandığımız gibi yaşamıyor yaşadığımız gibi inanmaya başlıyoruz. Aslında hepimiz biliyoruz ki kötüler tahammül edildikçe daha da kötüleşiyor.
Rahatınız bozulmasın diye hangi doğrudan vazgeçti iseniz o fiyata satıldınız demektir demiş bir düşünür. Hz. Ali de: “ Haksızlık bitmedikçe adalet sağlanamaz” demiş.
Satacak bir şey bulamayınca birbirlerini satan adamlardan uzak durmak gerekir diye bas bas bağırıyoruz ama şerefle ölmek yerine şerefsiz bir şekilde dünyalık peşinde koşanlar yüzünden sesimiz duyulmuyor.
Hz. Ali: “Yarın aynı günahı işleyecek olsan bile bugünkü günahın için tövbe et. Ecel kapını çalar ise hiç olmaz ise amel defterinde bir tövben olsun” demiş. Siyasetçinin tövbesi gizli olmaz!!!
Bu kadar girizgâhtan sonra saadete gelecek olursak. Seçimler devleti yönetmek için yapılır. Devletin yönetim şekli ve organizasyonu değişmeyeceğine ve değiştirebilecek dirayete haiz kimseler olmadığına göre bardakta fırtına kopartmanın anlamı yok. Kamu yönetiminin askeriye, adliye, eğitim, ekonomi bölümlerinde bir vasıf gösteremeyip bu alanları zafiyete uğratanların, karar alma süreçlerinde tek adamcılığı tercih edenlerin yeni diye sundukları tek şey cehalettir!
Şu anda seçim barajını aşıp meclise giren partilerin hemen hemen hepsinin ekonomik modelleri, AB ve ABD ye bakışları, birbirinin aynıdır! Birilerinin artistik demeçlerine bakmayın, yazılı tüzüklerine bakın! İktidarda olsalar kızdıkları veya eleştirdikleri şeylerin hemen hemen hepsini kendileri de yapacaklardır. İktidardakilerinde yaptıkları ile söyledikleri birbirinden farklıdır! Var olan sıkıntı, ideolojik açmazlarda ve ideolojik bağnazlıktadır. Diğer önemli sıkıntı, birilerinin ideolojilerini hararetle savunuyor gözükürken ideolojilerinden çok, kendi ve yandaşlarının çıkarlarını düşünmeleridir.
Yeşil Kuşak teorisi ve akabinde BOP süreci ile bu bağlamda AB ilişkileri ile verilen ödünler ve kararlar milleti içinden çıkılması zor girdaplara sokmuştur. Ülkemiz model ülke seçilmenin verdiği afyon ile günü kurtarmış olsa da içeriği tarif edilemeyen Kürt açılımı ve Alevi açılımı ile fitne kazanının içine atılmıştır. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın namına müttefik dostlar edinenler, Arap baharını ve komşular ile ilgili sıkıntıları doğru okuyamamış ülkemizin gelecekte ayağına pranga olacak birçok hataya destek olunmuştur. Bunun en bariz örneği Irak işgalidir, başka bariz örneği Malatya füze kalkanıdır! Suriye konusunda da asıl amaç olan İsrail’in güvenliği hususu doğru okunamamış verilen gazların çekilmesi ile şapa oturulmuştur.
Mevcut partiler içerisinde bu yapıyı pek değiştirecek bir yapı görülememektedir. Milletin asli değerlerine ve hak ettiği medeniyet anlayışına hizmet eden, insan öncelikli, çoğunluğa uyan değil çoğunluğu doğru istikamette değiştirecek, yönlendirecek bir yapıya ihtiyaç vardır.
Bunun için seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünmek gerekir. Bunun için bina yapmak değil, adam yetiştirmek gerekir. Bunun için, en az 150 yıllık hedeflerin olması ve altyapısının kurulması gerekir. Medeniyet alt yapısının 300-400 yıllık bir süreç istediğini unutmamak gerekir. Bunun için çözülmüş, deşifre olmuş adamlar ile hülyalar kurmak yerine standartları ve hiyerarşisi belli adam akıllı bir teşkilat kurulmalıdır.
Derinlemesine bir mefkûre gütmeyen, sadece öğrendikleri ideolojileri kadar birbirlerine meydan okuyan ve tüzükleri birbirine benzeyen bu partiler bir koalisyon kuracak veya erken seçime gidecektir. Aslında yine çok şey değişmeyecek BOP tıkır tıkır işleyecektir! Birileri gaz alarak, birileri ödünsüz ce yapacaktır. Ama şurası bir gerçek ki ülke bıçak sırtındadır ve yeni bir seçim sonrasında çıkacak sonuçlara pek hazır değildir!
Bazı şeyleri değiştiremiyorsak, adapte olmadan uyum sağlayabilme ve en az zararla durumu kurtarmak zorundayız.