Müzmin hastalığımız bürokrasi
Yıllardır, belki de asırlardır, yakındığımız bir şey var. Bunun adına bürokrasi veya bürokratik işlemler diyoruz. Adına bürokrasi dediğimiz bu illetten vatandaş dertlidir, politikacı, dertlidir, yönetici dertlidir, memur dertlidir.
Ama bu derdin çaresini bulmak ve bunu çözmek yolunda hiçbir çaba sarf edilmez. Hem de çözmesi gerekenlerin de bundan yakınmasına rağmen.
Devlet kurumu ile bir işlem yaptırmak ihtiyacı duyduğumuzda bu işlemin yapılabilmesi için gerekli evrak listesini elimize tutuşturuverirler. İkametgâh, Nüfus sureti, Sabıka kaydı vs. Bunları temin etmezseniz işleminiz yapılmaz.
Yeni bir eve taşındınız veya iş yerinizi yeni bir yere taşıdınız, elektrik, su, doğalgaz gibi alanlarda abone olacaksınız, sizden aynı binada oturan birinin ödeme makbuzu istenir. Başkasının makbuzu neye yarar o da bilinmez.
Halbuki hepimizin bildiği gibi artık her Türk Vatandaşının bir vatandaşlık numarası var. Ve bu numara sayesinde kişinin tüm geçmişi kaydedilmiştir. Sadece kaydedilmemiş bu kayıtlar internet ortamında da işlenmiştir.
Bunun anlamı şudur. Kişinin Vatandaşlık Numarasını girdiğinizde onun tüm geçmişi bilgisayarınızın ekranına gelmektedir. Sabıkası olup olmadığı, varsa hangi suç ya da kabahatten sabıkalı olduğu, ne ceza aldığı vs. Ama hala kişilerden resmi işlemler için sabıka kaydı istenir. Vatandaşlar da, özellikle büyük şehirlerde, sabıka kaydı çıkartabilmek için saatlerce sırada beklerler.
Adrese Dayalı Nüfus Sayımı ile kişilerin nerede oturduğu belirlenmiştir. Vatandaşlık Numarası ile girildiğinde adresi bilgisayar ekranında çıkmaktadır. Ama nedense yapacağınız küçük bir işlem de dahi hala ikametgâh istenir. Hatta bazen annesinin kızlık soyadı bile istenir. Devlete vergi yatıracaksınız, eğer yatıracağınız miktar biraz fazla ise ayrıca dilekçe istenir. Bunun nedeni nedir işte bu da bilinmez.
Neden bunların istendiğini sorduğunuzda da görevli memurun cevabı hemen hazırdır. “Ne yapalım Bakanlığımızın talimatı böyle” denir. Peki bu Vatandaşlık Numarasından yararlanarak neden istenilen bilgilere ulaşmıyorsunuz diye sorduğunuzda da, “Ne yapalım bizim elimizden bir şey gelmiyor” denir.
Tabii bir işlem için bir sürü evrak isteyince de resmi kurumların arşivleri gereksiz evraklarla dolmakta ve bu da yer sıkıntısı yaratmaktadır. Bunun yanı sıra kurumlarda vatandaşlar kuyruklarda saatlerce beklemek zorunda kalmaktadır. Vatandaşın bir günde biteceği iş birkaç güne kadar sarkabilmektedir.
Ne kadar yakınırsak yakınalım, ne kadar sızlanırsak sızlanalım bu hastalık dünya durdukça bizimle gidecek sanırım. Çünkü o kadar müzminleşmiş ki bir türlü tedavi edemiyoruz. Veya o kadar içimize sinmiş ki, çıkarıp atmaktan ve kurtulmaktan korkuyoruz. Hatta ona o kadar alışmışız ki, ondan ayrılmak bize acı veriyor. Bunu çözmesi gerekenler de bundan yakınmalarına rağmen çözmediğine göre, bunun da bir hikmeti var galiba.
Halbuki doldurulacak bir form ile ve bu form üzerinden gerekli incelemeler yetkililerce yapılarak müracaatçının işlemleri tamamlanabilir. Eğer formdaki, sorulara yanlış cevap verilmiş veya yalan beyanda bulunulmuş ise o zaman da formu dolduran kişi cezalandırılır. İçinde bulunduğumuz elektronik çağda artık bu oldukça kolay.
Ama uygularsak, uygulamayı yapmayı kabul dersek, benimsersek bu hastalıktan kurtulmayı başarmış oluruz aksi halde asla. Bu hastalıktan kurtulma ümidi ile. Saygılarımla.