Kurban Olayı ve HZ. İbrahim
“İki insan çeşidi vardır: Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen!” diyor merhum Mehmet Akif Ersoy. Yazıya niye mi böyle başladım. Maalesef birileri yüzsüzlüğü ele almış olup hem Kur’an a hem de Hz. İbrahim peygambere işi iftira boyutuna getirdiler.
Kurban Bayramını milletçe idrak ettik. Kurban denince aklımıza her şeyden önce Hz İbrahim ve onun oğlu ile yaşadığı kurban edilme kıssası gelir. Yüce kitabımız bize Hz. İbrahim’in hanif olduğunu bildirmektedir. Hanif, her türlü batıl dinden uzak durup, yalnızca hak dine yönelen kişi demektir.
Maalesef ömrü batılla mücadele ile geçen bu peygamberimize zamanımızda hem de bu bayram günlerinde utanmadan hem de prof unvanlı kişilerce hakaret edilmektedir.
Hakaret deyince onu küçük görmek ya da küçük düşürmek babından değil mücadelesini hafife almak onu üç dinin sahibi gibi göstererek ona iftira atarak yapmaktadırlar. Oysa Yüce Rabbimiz bizatihi Kur’an ı Keriminde açık ve sahih olarak durumu izah etmektedir.
Aşağıda iki sureden ayetleri diyanet vakfı meali ile vermekteyim. Umarım taze diyanet işleri başkanı da okur! Birilerine yaranma adına üç semavi din ya da İbrahim’i dinler deyip durmaz. Din âlimi değilim ama bir Müslüman olarak akidemi biliyor çağımızın Nemrutlarına yaranmak adına İbrahim’i dinler gibi hoş ama boş laflara inanmanın ehl i sünnet anlayışı ile bağdaşmadığını da biliyorum.
Bu kadar açık ayetlere rağmen hatalarını bu bayramda da devam ettiren yüzsüzlere ithaf en Rabbimin açık ve beliğ ayetleri ile sizleri baş başa bırakıyorum.
AL- i İMRAN SURESİ
19.Allah nezdinde hak din İslam’dır. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın ayetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur.
65. Ey ehl-i kitap! İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz? Hâlbuki Tevrat ve İncil, kesinlikle ondan sonra indirildi. Siz hiç düşünmez misiniz?
66. İşte siz böyle kimselersiniz! Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysaki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.
67. İbrahim, ne Yahudi, ne de Hıristiyan idi; fakat o, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir Müslüman idi; müşriklerden de değildi.
68. İnsanların İbrahim’e en yakın olanı, ona uyanlar, şu Peygamber (Muhammed) ve (ona) iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur.
69. Ehl-i kitaptan(Hıristiyan ve Yahudiler) bir kısmı istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler. Oysa onlar sadece kendilerini saptırırlar da farkına bile varmazlar.
70. Ey ehl-i kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah’ın ayetlerini inkâr edersiniz?
71. Ey ehl-i kitap! Neden doğruyu eğriye karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?
72. Ehl-i kitaptan bir gurup şöyle dedi: “Müminlere indirilmiş olana sabahleyin (görünüşte) inanıp akşamleyin inkâr edin. Belki onlar (böylece dinlerinden) dönerler.
73. Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın. ” (Resulüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) “Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın).” De ki: Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah’ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir. ”
BAKARA SURESİ
135. (Yahudiler ve Hıristiyanlar Müslümanlara:) Yahudi ya da Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız, dediler. De ki: Hayır! Biz, hanif olan İbrahim’in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi.
140. Yoksa siz, İbrahim, İsmail, İshak, Ya’kub ve esbatın Yahudi, yahut Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Allah tarafından kendisine (bildirilmiş) bir şahitliği gizleyenden daha zalim kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.
Kurban vakası Hz. İbrahim’in şahsında şekillenmiş ve Muhammed Ümmetine görev ve hatırlatma olarak hepimizin hayatında her an yenilenmektedir. Kurban oluyorsak ne için oluyoruz, kurban ediyorsak neyi kurban ediyoruz? Bizim İsmail’imiz ne? Allah’a teslimiyet ve yakınlaşma imtihanını verebiliyor muyuz? İşte ilahi uyarı:
“Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez.” (Tevbe Suresi, 24.Ayet)
Kurbanlarımız aşkımız, sevgimiz, bağlığımız ve teslimiyetimizin simgesidir. Böylece sevgiliye yaklaşır, aradaki bağları kuvvetlendiririz. Seven sevilene kurban olurmuş. Kurban olunması gereken Yüce Yaradanımız var iken birilerine yaranacağım, makam kazanacağım, yer tutacağım, sevilip sayılacağım diye imanımızı kurban etmenin anlamı yok.