İşsizliğin Sebepleri
Günümüzdeki en büyük sorunlarımızın başında işsizlik gelmektedir. Eksik istihdam yani işsizlik, cari ücret seviyesinde çalışmak isteyen herkesin iş bulamadığı durumdur. Yedi şekilde gözükür:
1-Mevsimlik işsizlik
2-İradi işsizlik
3-Açık İşsizlik: Cari ücret seviyesinde çalışmak isteyipte iş bulamayanların işsizliği
4-Gizli İşsizlik: Gerekli emekten fazla istihdam olması hali yani 20kişinin çalıştığı yerde 10 kişi çıkarılıyor ve üretim etkilenmiyorsa
5-Teknolojik İşsizlik
6-Arizi İşsizlik: İşçilerin iş yeri ve türü değiştirmek için işten çıkıp yeni iş buluncaya kadar boş olduğu dönem
7-Konjoktürel İşsizlik: Talebin azalıp yatırımların durması sonucu ortaya çıkan işsizlik türüdür.
Bunları bilmemiz lazım ki işsizliğin sebeplerine bakabilelim ya da tedavi yöntemlerimizi tespit edebilelim. İşsizliğin sebeplerini sıralayalım çözüm yollarını bulmak yöneticilere kalsın!
1-Üretim değil rant ekonomisinin uygulanması: Burada faiz oranlarını tanımlamak gerekir. Nominal faiz oranı piyasada görünen faiz oranıdır. Reel faiz oranı ise Nominal faiz oranından enflasyon oranının çıkartılmasıdır .Başbakan Samsun İSO toplantısında “”Yüzde 6.5 gecelik faizi bile fazla buluyorum, Bunun daha aşağı inmesi gerektiğini söylüyorum. Bu benim Başbakan olarak inancım. Temenni ederim de gerekli adımlar atılır” ifadelerini kullandı.” Haberi hala güncelliğini koruyor.
2-Ekonomik büyümenin yatırıma değil ithalata dayandırılması: Rekor kıran ihracat rakamlarının bile yaklaşık %75 i ithalat ikamesidir!
3-İhracata dönük bir kalkınma modelinin benimsenmemesi: İhracatımızın zayıf yönleri
-Dış ticaret stratejisinin uygulama zorluğu
-Eğitim eksikliği
-Tek Pazar ve sektöre bağlılık
-Makroekonomik sorunlar
-Deniz ve demiryolunun zayıf kullanımı
-Türk malı imajı ve markalarımızın olmaması
-Uluslararası Mevzuat
-Küreselleşme neticesi yanlış politikalar
-Uluslararası rekabetin artması, ihracat rekorları kırılırken ihracatımızın zayıf yönleri hala iyileştirilememiş gümrük çapulculuğuna son verilememiştir. Bunlar düzeltilmediği için düzgün bir model teşekkülü sağlanamamıştır.
4-Enflasyonun dengesizliği ve rakamlara yalan söylettirilmesi: Enflasyon sabit gelir üzerine salınmış vergi gibidir. Enflasyon rakamları ne derse desin cebindeki parada bereket kalmadı ise hesabını şaşırmış isen enflasyon var demektir. Yıllar boyu enflasyon rakamlarının 3 haneli olduğu günlerde bile enflasyondan etkilenmeyenler var idi ev araba alanlar var idi. Bunları unutmayıp mezarlılarda enflasyonun olmadığı da hatırlanmalıdır!
5-Yurt içinde yatırıma uygun ortam sağlanmaması: Bunun için girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerekmektedir. Bu da ihracatı destekleyici kur politikaları ile enerjinin kesintisiz olarak dünya fiyatlarından sağlanması ile yatırımlara yeterli ve sürekli kaynak aktarımı ile uluslararası fiyattan hammadde temini ile ve eximbank gibi kuruluşların etkin hale getirilmesi ile olur. Şu ana birçok üreticimiz Romanya’dan Mısır’a kadar fabrika kurmakta kendi ülkesinden adeta kaçmaktadır!
6-Devletin işçi çalıştırmayı adeta cezalandıran uygulamaları: Gerek gelir vergisinde gerek SGK primlerinde hem işçiye hem de işverene çok yük bindirilmekte bu da maaşların azalmasına alım gücünün düşmesine buda ekonomik dengenin bozulmasına sebep olmaktadır.
7-Vergi yükünün, büyük ölçüde kayıtlı işletmeler üzerinde olması ve üretimi, yatırımı ve istihdamı cezalandırıcı niteliğinin ağır basması: Brüt ücret alanlar daha iyi bilecektir ki maaşlarındaki kesintiler Eylül ayından itibaren %35-40 bandında olmaktadır. Bir bu kadarı da işverene yüklenmektedir.
8-Çalışma mevzuatının günümüz ekonomik ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalması: Bu ülkede BAĞKUR, SSK yada Emekli Sandığını ne işveren nede işçi batırmamış borca sokmamıştır! Bunu bizatihi bürokrasi kendisi yapmıştır. Bunun cezasını hala işçi çekmekte bir çok kebap diye tabir edilen mesleğe erken emeklilik hakkı verilirken beden gücü ile çalışan insanlar 65 yaş emekliliğine mahkum edilmektedir. Kimileri verimli olduğu halde emekli edilirken kimilerine hala dokunulmamaktadır.
İşsizlik sigortasının yeterli seviyelerde olmadığı ve 18 yaşından büyük çocuklara babanın sağlık güvencesinin kaldırılması gibi insafsız uygulamalar kıdem ve ihbarın yeterli seviyelerde olmayışı ve işveren değişimlerinde işçilerin ihbarsız çıkarılmasına olanak veren yönetmelikler hala tuzu kurularca işleme konulmakta.İşte kapı işte sapı muamelesi bir çok iş kolunda görülmektedir. Kamu hizmetlerinde toplam kalite sistemine geçilmeli bunun sadece kağıt ve vesika olmasının önüne geçilmelidir.
9-Eğitim sisteminin işgücü piyasasının ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalması : Meslek liseleri gerekli işlevi karşılayamamakta Meslek yüksek okulları da sadece AB ye üniversiteli sayısı çok gözüksün diye kurulmasının acısını hala çekmekte formen,teknisyen,tekniker ayrımını bilmeyenler yöneticilik yapabilmektedir!
10-Girişimciliği ve işletme faaliyetlerini zorlaştıran bürokratik sistem: Gerek vergi gerek sigorta işlemleri hala büyük engel olarak girişimcinin karşısında durmakta hele işletme kapatmak ve vergiden düşmek eziyete dönüşmektedir. Kamuda verimlilik programı başlatılmalı, harcama reformu yapılmalı gereksiz reklam harcamaları için değil üretim için destekleme yapılmalıdır.
11-İşgücü piyasası ile ilgili yeterli ve sağlıklı verilerin derlenememesi: Hala işsiz sayısı ve hangi iş kollarında fazlalık yada eksiklik olduğuna dair bir envanter oluşturulmamıştır.
12-Bölgelerarası gelişmişlik farkları, kentleşme, hızlı nüfus artışı ve yetersiz gelir : Daha 40lı yıllarda bize plan değil pilav lazım diyen zihniyet yüzünden bölgesel kalkınmalar ve üretimler sağlanamadığı ve tarım nüfusunun hızlı bir şekilde eritilmesi sonucu dengesiz kentleşme adaletsiz ve yetersiz gelir dağılımı doğal sonuç olmaktadır.
13-Sosyal politikaların, rekabet gücünü ve istihdamı arttırır şekilde düzenlenememesi : Balık tutmayı öğretmek yerine tuttuğu balıkları verip sadaka toplumu oluşturmak,yeşil kart denen ucubelikler ile yada çamaşır makinesi yardımları ile günü kurtarıp mesleki eğitim ve öğretimi uzak tutmak artık moda haline gelmiştir.
14-Bilgi ve teknoloji üretiminin yetersizliği: Üniversitelerimizin uluslararası sırlamadaki ve bilgi üretimindeki durumları bilmek bile buna kafidir ! Bunun için google amcaya ilk 500 üniversiteyi sorun ve cevabını biraz irdeleyin.
Bunları aşmada en önemli ilaç ihsan duygusuna sahip olmaktır. İhsan, “başkasına iyilik etmek” ve “yaptığı işi güzel yapmak” anlamına gelir. Eğer iş bulanlar yaptığı işi güzel yaparsa ve de iş verende başkasına iyilik babından dahi olsa adam çalıştırmaya başlarsa bu sorunu çözmede vatandaş olarak ilk adımı atmış oluruz.
Birde trilyonlar kazanıp korkunç servete kavuşanlar kaç işçi çalıştırmışlar ve kaç para aylık vermişler açıklarlar ise toplum aşka gelip çalışmaya başlayabilir işsizlik ortadan kalkar!